15||Özel Bölüm 1/2

29 5 0
                                    

Alternatif angst son yazmayı düşündüm ama zaten moralim bok gibi, hem sizde kötüsünüzdür, iyiyim deseniz bile...

O yüzden ilk özel bölüm diyelim~

Medya kim biliyor musunuz? Ask kadınım bir tanecik askim asik oldugum tek kisi pirlanta gibi birisi Hwasa askim bebeğim, kendisi karım olur😫💓 haremim geniştir katılmak isteyen varsa yorumlara bekliyorum bdkshfksj

Sizi seviyorum kar tanelerim❄

İyi okumalar!!

[Bölüm kontrol edilmemiştir. Bir hata varsa yazar üzgündür. Sorumlusu Wattpad'dir. Sürekli hata veriyor çünkü.]
_______________

Özel bölüm 1: Aile.

5 yıl sonra...

Sora Kyoka; 6 yaşında. (Kız)

Akira Kirishima; 5 yaşında. (Erkek)

Katsumi Bakugou; 5 yaşında. (Kız)

Keiko Tsuyu; 3 yaşında. (Kız)

Ryden Todoroki; 2 yaşında. (Lida anca ikna oldu bfkdnfk Erkek)

Yuriko Suzuki; 2 yaşında. (Mina ve sevgilisi vardı ya evlendiler işte. Sevgilisinin soy adı bu yani Suzuki Ayame sevgilisiydi) (Kız)

Sero hala evli değil...talip olan? Okurlardan biri ile evlendireyim mi bdksbfks hem bakın kaçmaz bu çocuk yakışıklı oyuncu zengin mmmm bal bal. Şu an zaten baya popüler kitlesi büyüdü hfksbdk. Talipleri yoruma alayım bdksjd-->

Bir de sürprizim var^^ Katsuki ve İzuku ikinci bir çocuk yaptı bdksbfks daha yeni doğdu. Erkek. Adı Yuko. Yuko Bakugou 6 aylık.

Bu kadar.

İzuku

Bahçedeki kamelyada hepimiz toplanmış çocukları izliyorduk. Yuko hariç hepsi birlikte oyun oynuyordu. Yuko ise önümde ağzında ısırıp durduğu dişliği ısırarak garip sesler çıkartıyordu. Düşmesin diye boğum boğum olan tombiş kollarını tutmuştum. Isırmak istiyorum onu, tanrım o çok tatlı!

Katsuki önüne çaydanlığı almış, herkese çay döküyordu. Bebeğimiz olduktan sonra Katsuki ona örnek baba olmak için çok değiştirmişti kendini. Siniri tamamen yok olmuştu, küfür etmeyi bile bırakmıştı. İş yapmayan o, "Kızım hastalanır." diyerek her tanrının günü evi süpürüyordu. Ben yapabilmeme rağmen yemekleri kendi koyuyordu, onlar varken herkese saygılı davranıyordu.

O çok uğraşıyordu.

Bende uğraşıyordum elbette. O yaptığı için değildi. Bende Katsumi hakkında çok endişelenmiştim. Kuvözde kalmıştı iki ay. Endişemiz bu yüzdendi. Kuvöz, anne karnıyla bir değildi ne de olsa. Güvenemezdik tamamen iyi olduğuna.

Aklıma gelen şeyle ona döndüm ve "Yuko'yu alır mısın hayatım?" dedim. Kollarını uzatıp "Ver bakalım, biraz da bize göstersin yüzünü." dedi. Yuko'yu uzatıp Katsumi'nin yanına gittim. Elimdeki havluyu koltuk altıma sıkıştırdım. "Katsumi, güzel meleğim benim, gel bakalım yanıma." diyerek onun kollarından tutup önünde çömeldim. "Terlemişsin annem. Hasta olacaksın. Gel silelim terini." dedim. Başını salladı ve "Tamam anneciğim." dedi. Alnından başlayıp, sırtını da silince "Aferin benim akıllı kızıma." diyerek alnını öptüm. "Hadi oyununa devam et bebeğim." diyerek ayağa kalktım ve onun koşmasını izledim. Akira ve Sora ile oynamayı çok seviyordu. Ryden ve Keiko ile oynarken sorun yaşıyordu çünkü onlar ondan küçüktü. Yani hep böyle derdi.

Masaya geri dönünce Katsuki ve Yuko'ya bakarak gülümsedim. Minik ellerini öperek onunla oyun oynuyordu. Çok tatlılardı.

Aradan saatler geçti. Herkes tek tek kucaklarında uyuyan çocukları ile evlerine dağıldı. Bende Katsumi ve Yuko'ya duş aldırdım ve yataklarına yatırdım. Yuko hemen uyumuştu ama Katsumi uyandığı zaman zor uyurdu. Baş ucunda oturup saçlarını okşardım. Masallar anlatırdım.

O yatarken anlatmaya başlamıştım. "Sana hep savaşçı kızların masallarını anlattım. Bu sefer çok aşık olmuş bir prensesi anlatacağım." Ariel'di bahsettiğim prenses. Tabii ki gerçeği gibi anlatmayacaktım. Değiştirecektim biraz. Saçlarını okşadım.

"Zamanın birinde, derin denizlerin altında çok güzel ve büyük bir krallık varmış. Bu krallığın kralının kızları varmış ve en küçüğü baş karakterimiz Ariel'miş. Ariel 16 yaşından küçük olduğu için ablaları ile yüzeye çıkamıyormuş. Ancak bir gün on altıncı yaş günü gelmiş ve o da suyun yüzeyine çıkmış.

Derken o sırada birini görmüş. Koskoca bir geminin güvertesinden denizi izliyormuş. İlk gördüğü anda aşık olmuş küçük deniz kızı genç adama. Güvertedekiler ona 'prens' diye sesleniyorlarmış. Biraz daha izlemiş onu ve daha sonra denizin altına geri girmiş.

Hava fırtınalıymış, prensin gemisi paramparça olmuş. Küçük deniz kızı onu görünce hemen kıyıya çıkarmış. Ve işte herşey böyle başlamış. İlk önce onunla olabilmek için bir çift bacak istemiş kötü kalpli bir cadıdan. Bacak karşılığında sesini vermiş deniz kızı. Konuşamıyormuş. Ayrıca prens onunla evlenmezse de onu öldürmesi gerekiyormuş, öldürmezse küçük bir deniz köpüğüne dönüşecekmiş.

Karaya çıkınca prens onu görüp etkilenmiş ondan ve sarayına almış. Güzel kıza sorular soruyormuş ama cevap alamıyormuş prens. Biraz zaman geçmiş aradan. Prens ve Ariel birlikte çok güzel zamanlar geçirmişler.

Fakat Ariel bir gün prensin karşı krallığın prensesi ile evleneceğini duymuş. Düğün gecesi öldürme planları yapmış. Yalnız kaldıkları bir an aramış, bulamamış. Direkt öldürmeyi düşünmüş fakat çok seviyormuş deniz kızı onu. Kıyamamış sevdiğine. Aşkı yüzünden kendi sonunu getirmiş, bir deniz köpüğü olmuş o günden sonra.

Demem o ki, benim güzel kızım, kimseyi sınırından fazla sevme. Kendine bunu yapma, sev ama çizgiyi geçme. O çizginin geri dönüşü çok zor." diyerek bitirdiğimde başımı eğdim. Uyumuştu. Melek gibiydi benim birtanem. Öptüm saçlarını ve ayağa kalktım. Daha sonra yıldızlı gece lambasını yakarak odadan çıktım. Yuko'nun odasına gittim. Onunda bu gece son kez hafif hafif çıkan sarı saçlarını severek öptüm ve mis gibi olan kokusunu içime çektim. Kırmızı gece lambasını da yakarak odasından çıktım.

Yatak odasına girdiğimde Kacchan çoktan uyumuştu. Bende yatağa girip onun ön tarafına geçtim. Direkt beni kendine çekti ve çenesini omzuma koydu. Gülümsedim ve bende uyudum.

___________________

Köydeyiz ve heryer böcek kaynıyor aağğ

Daha demin üzerime şu gri kepeleklerden geldi allahım okuduğum kitapla cırkını çıkardım hayvanın ama banane ya gelmeseymiş tişörtüme-_-

Neyse, umarım beğenmişsinizdir, sizi seviyorum~

ᴅᴇᴀʀ ꜰᴜᴛᴜʀᴇ ʜᴜꜱʙᴀɴᴅ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin