Selin
ohhh,bu denizi çok seviyorum ya ben,alişverişten dönünce hep yolumu burdan geçmek için uzatıyorum ama yorulsamda,baya değiyo.o kadar iyi geliyo ki buranın havası,çalıştığım evin kasıntı havasından tek kurtulduğum yer.
ama bugün neden herzamanki gibi iyi gelmiyor bana burası,kalbim daralıyo sanki,çok garip gerçekten daha önce burden geçerken hiç böyle olmamıştım...
neyse belki fazla yorgunum bugün ondandır.sonunda eve gelebildim,poşetleri mutfak masasına bıraktıktan sonra akşam yemeğini hazırlamaya başladım.malum o gıcık kızın bugün arkadaşlarıyla geçirdiği son gündü herzamanki halinden daha sinir bozucu olacağı belliydi o yüzden yemeğin tam vaktinde hazır olması gerekiyodu.
zil çalınca kapıya yöneldim ve tahmin etdiğim gibi melis sinirleri bozuk halde babasıyle içeriye girdiler.
"hoş geldiniz efendim"
melis:"hoş falan bulmadık kezban,umarım yemek hazırdır yoksa çok fena olur!"
"yok yok,çoktan hazır efendim,sofrada kurulu zaten,sizi bekliyodum"
gıcık kız,hiç hoşlanmamıştım başından beri sadece patronumun hatrına bide güzel mağşım için katlanıyorum ona yoksa bi dakka bile kalmazdım.
zaten kezban isminide o taktı bana.neymiş efendim onun evinde çalışan kişinin onun istediği isme sahip olması gerekiyomuş.gerizekalı...
yemekten sonra bulaşıkları yıkadım ve patronumdan izin alarak kendi evime yöneldim.yolda giderken yine deniz kenarından geçtiğim an aklıma geldi,sahi neden öyle oldum ben...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DilHun & kelime bahçesi(2tarz yazı 1kitap)
Romancebaşka açıdan kelimeler ve o kelimelerden oluşan bi aşk hikayesi