"buna ne oldu? salak salak gülümsüyor?"
seungmin felix'i işaret ederek konuşunca jisung da omuz silkti. "sevgilisi oldu ya amk ondan.""ya jisung popito okul kızı moduna geçmedin mi hala, dönüş çabuk."
"daha sınıfa girmedim fark ettiysen."
"ha ondan." jisung'u kafasını da sallayarak onayladıktan sonra felix'in kafasına hafif bir tokat geçirip ona konuşmaya başlamıştı. "felix, aslanım, mal mal triplere giriyorsun sakin ol. bak böyle davranmaya devam edersen hyunjin ayaklarını poposuna vura vura kaçar, benden söylemesi."
"ne vuruyosun şerefsiz? ayrıca kıskanmanı anlayabiliyorum. hyunjin ve benim aramdaki ilişkiyi sen jeongin ile anca rüyanda görürsün."
"sınavları olduğu için görüşemiyoruz saptırma. mal ya salak salak konuşuyo, jisung dövebilir miyim?"
"bir dakika." jisung maskesini ve şapkasını taktıktan sonra ikilinin biraz önüne geçmiş tekrar seungmin'e dönmüştü. "tamam şimdi dövebilirsin."
"popitoya dönüştü hemen, görüyor musun felix? biz sadece birbirimize sahibiz."
"haklısın, sap ya ondan oluyor bunlar hep."
"sen ne anlarsın, standartlarım yüksek benim."
"napim." felix'in konuşmasıyla ikili mal mal gülmeye başlayınca jisung onlara hareket çekip önden sınıfına ilerlemişti. fik sonunda yine sap kalacak malsf.
felix sabahtan beridir hyunjin ile cıvık cıvık konuşup duruyordu. hatta derslerde bazen sıranın altından yazmaya kalkıyordu ama hocaya karşı olan göt korkusundan dolayı mesajlaşmanın tam ortasında telefonu kilitleyip rastgele bir yere atıyordu.
ders bitimi üçlü kantine inmişti, felix ise hyunjin'i bekliyordu. derste yarım yamalak konuşmalarında kantinde buluşacabileceklerinden bahsetmişlerdi.
"birini mi bekliyorsun sen?" seungmin felix'in sürekli kapıya bakmasını fark ettikten sonra sorunca jisung da ona dönmüştü.
"yess. hyunjin gelecek, hakkımda aptalca şeyler demezseniz iyi edersiniz."
"yok ya ne diyeceğiz, mesela dokuzuncu sınıftan beri aynı sünger boblu iç çamaşırını kullandığını çünkü götünün asla büyümediğini aklımın bir kenarında. ama söylemem yani neden söyleyeyim."
"onu hala kullanmamın sebebi o değil! elastik ve genişliyor. kaliteli mal, zenginiz biz oğlum."
"sünger boblu olduğunu nereden biliyorsun jisung? oha amk seviştiniz mi? sevişirken sıra boxerını çıkarmaya geliyo ve SüngerBob sunbaenimi görüyorsun HAHAHHDIWHSAA."
"ya kafamı dağlara taşlara vurucam şimdi. susun siz hiç konuşmayın. hyunjin size selam verirse kafanızı başka yöne çevirin tamam mı."
"tamam yaaa. ne dert ettin. alt üstü enişteye birkaç güzel anı anlatırdık."
"enişteni sikeyim senin."
"o da olur bir gün acele etme sen ya." seungmin konuştuktan sonra felix tam ona bir şey söyleyecekti ki kapıda ona yaklaşan sevdalısını görmesiyle susup onu beklmeye başlamıştı.
"selaam." hyunjin uzun saçlarını geriye atıp sorunca jisung da enişteye bir güzel bakıp elini sallamıştı. "hyunjin bir arkanı dönsene." parmağıyla dönme işareti yaptıktan sonra beklemeye başlamıştı, hyunjin neden olduğunu anlamasa da dönüp tekrar eski haline gelmişti.
"felix çok şanslısın, şahsen eniştem olmasa roket takıp uçardım. maşallah."
"amına koyayım senin jisung.." fısıltıyla gülümseyerek konuştuğunda hyunjin ise gülüyordu. "otursana ayakta kaldın öyle."
jisung'a birkaç küfür daha ettikten sonra hyunjin'e dönerek yanını patpatlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
flort
Fanfictionat gibi giden it gibi döner hikayesi ama felix biraz sapık ##hyunlix