39

4.6K 454 296
                                    


"anne? alo?" karşı taraftan cevap beklerken durakta otobüsü bekliyordum. ellerimi cebime soktum, hava bugün soğuktu.

"efendim oğlum?"

"evdesiniz değil mi?"

"baban yok, ben evdeyim. bir şey mi oldu?"

"oraya geliyordum da."

"baban akşama doğru gelir, sen gel. haftasonu falan da değil nereden esti?"

"sizi özledim.. ve bir şey konuşmamız gerek."

"konuşalım bakalım, neredesin şimdi?"

"duraktayım, birkaç saate kadar orada olurum. şimdi kapatayım ama, gelince görüşürüz."

"tamam, dikkatli gel."

telefonu kapattıktan sonra derince nefes aldım. bundan her an vazgeçebilirdim. ama onlara her şeyi anlatıp rahatlamak, felix ile istediğim şekilde olmayı çok istiyordum.

otobüs durağa yaklaşınca çantamı sırtlandım ve ilerledim. bundan sonra vazgeçmemeliydim.

-

zili çaldıktan sonra ellerimle oynamaya başladım. gerginlikten ölmek üzereydim.

"gelmişsin." annemin kocaman gülümsemesiyle açılan kapıya döndüm. hemen ona sarılıp öptüm. bir önceki görüşmemizin üzerinden pek geçmemişti ama yine de özlemiştim.

"gel içeri, güzel yemekler hazırladım. karnını doyur."

ona gülümseyerek arkasından ilerledim. kocaman bir sofra hazırlamıştı. masanın başına gelmemle kapının zilinin çalması bir olmuştu. gidip açtıktan sonra babamı görmüş, onunla da görüşüp beraber masaya ilerlemiştik.

"neler yapıyorsun oğlum?" babamın sorusuyla kafamı yemekten kaldırdım.

"artı bir şey yok, sıradan. siz bensiz ne yapıyorsunuz asıl?"

"biz iki bunak ne yapabiliriz sence?" annemin sözleriyle güldüm.

saat ilerlerken bolca sohbet etmiştik, onları özlediğimi fark etmiştim. ikisi birbirine sırıtarak bakıp bana döndüklerinde sohbetin nereye gidebileceğini tahmin edebiliyordum..

"hyunjin, kız arkadaşın da vardır şimdi senin..." beklediğim soruyu annemin söylemesiyle zorla gülümsedim.

"ben de buraya sizinle onu konuşmaya gelmiştim.

"var yani!"

"evet, sevgilim var.."

nefes alışımın hızlandığını babam fark etmişti. yemeğini bırakıp bana dönmüştü tamamen.

"sakin ol? genç adam oldun kızacak halimiz yok ya."

gülümsemekle yetindim.

"durum şu ki.." boğazımı sıkan tişörtün yakasını çekiştirdim.

"ne? bir sorun varsa hallederiz, dert etme." annemin güler yüzüyle konuşmasıyla boynumdan aşağı ter aktığına yemin edebilirim.

"bu bir sorun mu bilmiyorum. ama artık saklayamam."

ikisi beni dikkatle dinlerken cevap vermemiş, devam etmemi bekliyorlardı.

"ben bir erkekle sevgiliyim." tek bir nefeste söylediğim cümleden sonra önce annemin elindeki çatal düştü, sonra babamın kaşları çatıldı.
ikisi de bana öyle bakıyordu ki, yok olmak istedim.

"ne.. ne dedin sen?" annemin sessizce söylediği cümleyle gözümden bir yaş düştü. ikisi de benden ölümüne nefret edecekti. koca bir hayal kırıklığıydım.

flortHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin