〰1〰

51 7 7
                                        

Yataktan yavaşça kalktım ve yüzümü yıkamak için lavobaya girdim. Suyu açtım sonra kafamı kaldırdım. Ben. Aynadaki yansımama baktım. Ben ne zaman bu kadar değişmiştim? Kafamı yana yatırıp tekrar incelemeye başladım. Su hala akıyordu. Gözlerimin altı şişmişti. Bu belliydi dün gece çok içmiştim. Saçlarım birbirine dolaşmış. Su hala akıyor. Suyun sesi huzur veriyor. Huzur. Uzun zamandır hissetmediğim bir duygu. Huzur. Hızlıca musluğu kapattım.

Suyun sesi gidince, sessizlik kendini belli etti. Ben kendimi belli ettim. Sessizlikte öyle bir süre aynadaki yansımama baktım. Cidden ben ne ara bu kadar değişmiştim? Üstümdeki giysilere baktım. Mavi tişört ve kot pantolon. Benden çok uzak renkler. Ben hep siyah giyerim. GiyerDİM. Eve geç gelmiş olmalıyım yoksa böyle yatmam. Mutlaka pijama giyerim. Yoksa uzun süredir böyle mi yatıyorum?

Bir süre daha değiştiğimi düşündükten sonra suyu açtım ve yüzümü yıkadım. Odama geri dödüm. Gözüm saate kaydı. Henüz yedi bile olmamış. Kitaplıktan bir kitap seçtim. Ben ne zamandır kitap okuyorum? Ayracın bulunduğu sayfayı açtım. Başlayacakken, sayfanın arasındaki notu gördüm. Elimde sıkıca tuttum, bir yandan da dudağımı ısırıyordum. Korkuyorum. içinde yazanın beni kıracağından korkuyorum. İçinde yazanın beni yine ağlatacağından korkuyorum. İyi ama ben zamandır duygulardan korkuyorum? Yavaşça notu açtım. Onun el yazısıydı.

Ben sadece sevmeyi, bilirdim. Bana sevilmeyi de öğrettin. Teşekkür ederim...

Ezgi'den Batuhan'a

***************************

BİR YIL ÖNCE

Ezgi'den

Dıt dıt dıt dıt!

"Anne"

Dıt dıt dıt dıt!

"Anneeee"

Dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dıt dı...

"Tamam be sus" diyerek alarmı kapattım. Yarı uykulu yarı uyanık bir biçimdeydim. Aslında hazır alarm susmuşken uyusam mı? Saate baktım. Okulun başlamasına daha bir saatten fazla zaman vardı. Hazırlanmam için yeterli bir süre. Yavaşça yatakta oturur pozisyona geçtim. Babamın işleri yüzünden küçüklüğümden beri şehir değişitiriyordum. Liseye geçince her şey bitmişti. Artık belirli ve kesin bir konumumuz vardı. Ta ki geçen hafaya kadar. Babamın eski işindeki maaşın üç katı maaş teklif eden bir şirket karşımıza çıktı ve yeniden taşınmak zorunda kaldık. Benimsediğim, alıştığım şehirden çok uzaktaydım. Yeni bir lise, yeni arkadaşlar, yeni ev, kim bilir belki de yeni aşklar. Her şeye yeniden başlamak cidden güzel olacaktı. Yeni okuluma gideceğim ilk gün geç kalmak istemiyorum.

Boş boş duvarları izleyip bunları düşünürken kendimi yatağa geri attım. Ah, cidden uykum var! Tekrar oturdum ve ayağımdaki geyikli çoraplara bakıp gülümsedim. Yavaşça bir kaç kez gerinip, kafamı kaşıyarak lavobaya gittim. Aynadaki uykulu halime baktım. Hafif kırmızı burnumu kaşıdım ve aynadaki tipime dil çıkararak yüzümü yıkamaya başladım.

"Ezgi, kahvaltı" diye bir ses geldi alt kattan. Suyu kapattım ve yüzümü kuruladım. Aşağıya inmiş kaşlarımı düzelttim, ıslanan saçlarımı kulağımın arkasına tıkıştırdım ve merdivenlerden koşarak aşağıya indim. Masaya oturdum ve annemin kreplerine bakarak bir ıslık çaldım.

"Sana kaç kez merdivenlerden inerken koşma dedim ben" diye tersledi annem. Bir kaç ay önce merdivenlerden yuvarlanıp, omuriliğimi zedelemiştim. İyileşmesine rağmen çok fazla zorlarsam yeniden hastanelik olma ihtimalim var (Yazarının -benim- başından geçen bir olay :( Bir kaç ay önce aynen bunlar oldu) Bu nedenle annem bu konuda çok hassas. Fazla dert etmesinden bıkmıştım artık. Sonuçta bir kere yaptığım bir hatayı bir daha yapmam. Gözlerimi devirdim ve kreplerden yemeye başladım.

Hızlıca elimi yıkadım ve dişimi fırçaladım. Üst kata çıkıp okul formalarımı üstüme geçirdim. Saçlarımı salık bıraktım. Çok fazla makyaj yapmazdım ama bir kalem çekmekten zarar gelmezdi. Ama yine de yapmadım. Yeniden aynaya baktım. Sabahki halimden eser yoktu. Aynadaki tipime öpücük gönderdim ve çantamı sırtıma takıp aşağı kata indim. Okul formalarımla uyumlu kırmızı botlarımı giydim ve arabada korno öttüren annemin yanına oturdum.
"Kemerini tak, gidelim" Hızlıca kemerimi geçirdim ve okula doğru gitmeye başladık.

Yeniden. Her şeye yeniden en baştan başlayacağım. Bu sefer her şey çok güzel olacak. En azından bu sefer yeni bir şansım var. Bu sefer aşık olmamak için yeni bir şansım var. Gereksiz hayallere kapılmamak için bir şans. Erkeklerden mümkün olduğunca uzak durmalıyım. Yoksa yine kaybolurum. Umutsuza sever kendi içimde mahvolurum. Hayır! Bu sefer olmayacak. Bu sefer her şey yolunda gidecek. Yolunda gitmek zorunda. Cebimden kulaklıklarımı çıkardım ve hareketli bir şarkı açtım. Bu sefer her şey güzel olacak. Her şey...

Okula varmıştık. Kulaklıklarımı çıkardım ve cebime koydum.

"Ezgi" dedi annem. Yine klasik okul öğütlerini verecekti sanırım.

"Çok dikkatli ol kızım. İnsanlarla iyi anlaş, olay çıkarma. Şimdi müdüre git sınıfını öğren akşam çıkışta kapının önünde olacağım"

"Tamam anne" dedim ve gözlerimi devirdim.

"Son bir şey daha" dedi tam kapıyı kapatacakken. 'Ne?' anlamında kaşlarımı kaldırdım.

"Gel bir öpücük" dedi. Güldüm ve annemin yanına gittim. İyice bana sarıldı ve "Hadi git bakalım" dedi. Çantamı omzuma taktım ve arabanın okuldan uzaklaşmasını izledim. Sonra arkamı döndüm. Yeni maceram tam karşımda duruyordu.

Burası bir yarış.Dostlar var, rakipler var, dost gibi gözüken rakipler var. Lise bir oyun ve bende artık bende bu oyunun içindeyim.

SevilmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin