Aşk Nereden Nereye? -ALNAZ-

Ağrı Eşiği(4)

Ali televizyonda çıkan reklamın bir anda yükselen müziği yüzünden uyukladığı koltukta zıplayarak uyandı. Saati kontrol ettiğinde gecenin bir yarısı olduğunu gördü. İki gündür izinliydi ve evden dışarı çıkmamıştı. Çalışmıyor olmasına rağmen günlük rutinini korumaya çalışıyordu. Ama hissettiği huzursuzluk buna pek imkân vermiyordu. Nazlı'yla araları düzelmişti düzelmesine ama Ferman'a hissettiği kırgınlık ve öfke yerli yerinde duruyordu. Sırf karşılaşmamak için Beliz'le konuşup yıllık izninden bir hafta kullanmak istemişti. Ferman'ın aramalarına hiçbir şekilde cevap vermemişti. Nazlı'dan Ferman'ın konuşmak için eve gelmek istediğini de öğrenmişti. Ama Nazlı en azından bir kez Ferman'ın kendisini anlatmasına izin vermesini rica etse de bunu kesin bir dille reddetmişti. Nazlı da arada elçilik yapıp Ferman'a Ali'ye biraz zaman vermesi gerektiğini söylemek zorunda kalmıştı.

Ferman'ı görmemek iyi gelir sanmıştı Ali. Oysaki iki gündür sıkıntı seviyesinde hiçbir azalma yoktu. Her zaman uyandığı saatte uyanıyor ama geceleri uyumakta zorluk çekiyordu. Üstelik Nazlı işe giderken evde kalmak oldukça sıkıcıydı. Canı tek başına dışarı çıkmak istemiyordu. Evde geçirdiği vakti kitap ya da makale okuyarak, bir şeyler izleyerek ve Nazlı'ya yemek yaparak değerlendirmek istemişti. Ama hiçbir şeye odaklanamıyordu. Neye elini atsa başarısız oluyordu. Nazlı'nın bu durumu kaygıyla izlediğinin de kendini toparlaması için sessizce ve sabırla ona alan açtığının da farkındaydı.

Yatakta dönüp dururken Nazlı'yı da uykusundan etmemek için karanlıkta televizyon izleyerek uyuyakalmayı amaçlamıştı. İşe yaramış gibiydi. Uykusu açılmadan televizyonu kapatıp yatak odasına çıktı ve eve çok yorgun dönen yemekten hemen sonra da yatan Nazlı'nın yanına uzandı. Kıpırdamadan yatan eşine sarılmak ve ondan güç almak için bir istek duydu içinde. Sanki temas ederse Nazlı'dan ona uyku bulaşacaktı. Fakat huzursuzluğunun farkında olduğu için birkaç gecedir Nazlı'nın tetikte uyuduğunu ve dokunursa anında gözlerini açacağını biliyordu Ali. Eve ne kadar yorgun ve hâlsiz döndüğünü de göz önünde bulundurarak uyandırmaya kıyamadı. Hiç değmemeye özen gösterdi. Bu kez kolayca daldığı uykusundan sabaha karşı anlamsız seslerle uyandı. Anında ayıldı ve sesin Nazlı'dan geldiğini anlaması bir saniyesini aldı. Önce Nazlı'nın kâbus gördüğünü düşündü. Beline kadar doğrulup yatak başlığına yaslanırken hemen kendi tarafındaki gece lambasını yaktı. Karşılaştığı manzara yüzünden eli ayağı buz kesti. Kâbus fikri kısmen doğruydu. Ama doğal sebeplerden olmadığı muhakkaktı. Nazlı'nın yastığı da yüzü de sırılsıklam olmuştu. Öyle ki saçları terden yanaklarına yapışmıştı. Uykusunda rahatsızca kıpırdanıyor ve sayıklıyordu. Hemen atılıp Nazlı'nın yüzünü okşamaya önüne düşen saçlarını yüzünden çekmeye başladı. Bir yandan da uyandırmak için seslendi.

"Nazlım Nazlım uyan!"

Nazlı gözlerini aralamaya çalıştı. Ama bu refleks olarak yaptığı bir hareketti. Bakışları bilinçli değildi.

Ali, dokunur dokunmaz Nazlı'nın ateş gibi yandığını fark etti. Boynuna kadar çektiği yorganı sıyırınca sadece yüzünün değil pijamalarının da terle ıslandığını gördü. İyice telaş yaptı. Sanki tüm tıp bilgisi onu terk etmişti. Ne yapacağını bilemeyip işe yarayacakmış gibi Nazlı'yı sarstı ve daha yüksek bağırdı.

"Nazlı! Nazlı uyan Nazlı!"

Kolunu kıpırdatmaya mecali olmayan Nazlı, üstünden çekilip alınan yorganla üşüdüğünü hissetti. Elleriyle örtünecek bir şeyler arandı. Ama Ali izin vermedi.

Ali hızla yataktan fırladı. Dolabın içindekileri yere döke saça dereceyi buldu. İlk iş Nazlı'nın ateşini ölçmeliydi. Derecede 39'u görünce korkudan ne yapacağını şaşırdı. Önce Nazlı'yı soydu. Ardından kucağına alıp banyoya taşıdı. Ateşini düşürmek için en kestirme yöntem ılık bir duşa girmesiydi. Suyu üşütmeyecek şekilde ayarlamasına rağmen Nazlı duş başlığının altına girdiği anda zangır zangır titremeye başladı. Hissettiği soğuk yüzünden biraz kendine gelir gibi oldu. Can havliyle duşakabinden çıkmaya çalıştı. Ama Ali'nin onu saran kolları kaçmasına izin vermedi. Zaten Nazlı'nın onunla mücadele etmeye mecali yoktu. Çaresizce soğuktan kurtulmak için Ali'ye sığındı. Dişleri birbirine vururken yalvardı.