Ağrı Eşiği(2)

3.4K 253 288
                                    

Ferman anlatacakları bittiğinde Nazlı'nın ne tepki vereceğini aşağı yukarı tahmin ettiği için otelden ayrılıp rahatça konuşabilecekleri bir yere gitmeleri için Nazlı'yı zar zor ikna etti. Yakınlardaki bir cafenin en kuytu masasına geçtiklerinde olanları hatırladığı kadarıyla utana sıkıla anlattı. Her yeni cümlesinde Nazlı'nın yüzünün rengi biraz daha attı. Sonunda aralarına uğursuz bir sessizlik çöktü. Ferman'ın bakışları Nazlı hariç ilgili ilgisiz her yerde geziniyordu. Nazlı'nın şok yüklü sesi göz göze gelmeyi zorunlu kıldı.

"Hocam ne olur şaka yaptığınızı söyleyin. Ciddi olamazsınız. Böyle bir şey yaşanmadı, değil mi?"

"Nazlı ne desem bilemiyorum. Nasıl mahcup olduğumu anlatamam. Çok özür dilerim."

Ferman'ın ezilip büzülüşü ve özürleri Nazlı'daki soğuk duş etkisini kıramadı. Hâlâ inanamıyordu. Biri çıksın ve yanlış anladın desin diye bekliyordu. Tarih olmuş bir mevzunun onca zaman sonra durup dururken tozlu raflardan indirilişine anlam veremiyordu.

"Hocam neden? Nasıl yaparsınız böyle bir şeyi? O kadar saçma ki! Niye?"

Görmekten korktuğu tüm o suçlamalar Nazlı'nın ses tonundan dalga dalga yayılıp suratına çarparken Ferman'ın hâli acınasıydı. Affedilmek için yalvarmaya hazır bir görüntüsü vardı.

"Sarhoştum Nazlı. Çok sarhoştum. Mantıklı düşünemiyordum. Yoksa yapar mıyım hiç? Nasıl oldu, konu nasıl açıldı inan hatırlamıyorum. En son Beliz'den bahsediyordum. Ali moralimi düzeltmeye çalışıyordu."

Ferman filmi geri sarmasına yardımı olacakmış gibi saç diplerini çekiştirdi.

"Ne düşündüm bilmiyorum. Sadece bir an Ali'nin zaten haberi var gibime geldi. Boşboğazlığım tuttu."

Nazlı ellerini yüzüne kapatırken içinde kademe kademe yükselen öfkeyi bastırmayı denedi. Sesi yine de yüksek çıktı. Mazeretleri kabul edecek kadar hoşgörülü olabileceği bir günde değildi.

"Boşboğazlık mı? Hocam bu boşboğazlık denip geçilecek bir şey mi? Nelere sebep olabileceğinizin farkında mısınız? Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz?"

Ferman etrafta tanıdık varmış da duyacakmış gibi tedirginlik içinde sağa sola bakındı.

"Nazlı bağırma, bilerek yapmadım. Sarhoştum diyorum."

Nazlı sesini kıstı ama hırsını saklayamıyordu.

"Bu bir şeyi değiştirir mi? Siz ağzınızdan çıkanı kulağınız duymayacak kadar sarhoş olabilirsiniz. Ama Ali değildi. Söylediğiniz her şeyi ciddiye aldı."

İlk şoku hafifleyince Ali'nin acısının ve hayal kırıklığının tasavvuru esir aldı Nazlı'yı. Öfkesi derin bir melankoliye dönüşüp canını yaktı.

"Kendinizi bir Ali'nin yerine koyun. Neler hissettiğini hayal edebiliyor musunuz? Kim bilir ne kadar üzüldü, nasıl kırıldı ki basıp gitti. Hiç kimseyi görmek istemiyor. Her neredeyse inandığı her şeyi sorguladığına, dünyasının başına yıkıldığına eminim. Bazı sırların hiç gün yüzüne çıkmaması gerekir. Bu da onlardan biriydi. Hele ki evlenip Ali'yle kendimize bir hayat kurmuşken..."

"Bütün bunların ben de farkındayım Nazlı. Ali'yi düşünen ya da evlenen tek kişi sen değilsin."

"Ben sarhoş olup Beliz Hanım'a saçma sapan şeyler söyledim mi? Burada söz konusu olan benim evliliğim. Size bir şey olduğu yok."

"Ne demek şimdi bu? Ali senden kaçtı da benden kaçmadı mı ki sanki? Geçmişteki o tek cümle zayıf bir anımın ürünüydü. Aptalcaydı, büyük bir hataydı. Ama ağzımdan çıktı mı çıktı. Geri alamam. Sadece hatamı kabul edebilirim ki ediyorum. Kabahatin büyüğü sende değil bendeydi. Birine karşı sorumluluğu olan da bendim."

Aşk Nereden Nereye? -ALNAZ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin