chapter twenty four

1K 124 30
                                    

"ben.. sana bazı şeylerden bahsetmek istiyorum. bir ilişki içindeyiz ve sana karşı tamamen açık olmak istiyorum." hafifçe başını salladı ve bir elimi tutup üzerini okşadı. hava biraz esiyordu ama iyiydi. üzerimizde kalın kazaklarımız vardı. "her zaman seni dinlerim seungmin. her zaman buradayım."

gülümsemeye çalışsam da olmamıştı. aklıma dolan anılar yüzünden ağlamak istiyordum. ki gözlerim dolmaya başlarken bunu engelleyememiştim. "ben.. bu önüne geçemediğim korkumu ortaokulda bir psikologa gittiğim zaman fark ettim. o zamandan beri erkeklerden hoşlandığımı biliyordum ama aynı zamanda erkeklerden korkuyordum ve.. kimseye güvenemiyordum."

gözlerine bakamıyordum. ona karşı açık olmak istesemde, sanki utanıyordum ve gözlerime bakarsa içimdeki seungmin'i görür diye korkuyordum. "sizinle tanışana kadar hep güven problemleri yaşadım. bu yüzden çok fazla arkadaşım yoktu ve sizinleyken bu sorun değildi çünkü çocuklar ikinci bir ailem gibi ve bana çoğu derdimi unutturdular."

elimin üzerini okşarken gözümden bir damla yaş düştü. "bunun.. bunun olmasının sebebi de, hiç biriniz bilmese de benim ablam vardı. o kadar güzeldi ki, okulundaki ve çevresindeki herkes onunla konuşmak isterdi. onu çok seviyordum ve bana çok değer veriyordu. ablam için her şeyi yapabilirdim."

gözümden bir damla yaş daha aktı. kafam hala eğikti ve chan bilerek beni rahat edeceğim şekilde bırakıyor, herhangi bir şey yapmadan beni dinliyordu. "ama bu güzelliği ablama her zaman iyi şeyler yaşatmadı. benim haberim olmasa da defalarca kez tacize uğramıştı. bunu fark ettiğimde onu arkadaşına giderken takip ettim. fakat o çocuklar yolunu kesmişti ve yolda kimse yoktu. hiç kimse yoktu. sokak bomboştu ve onlar beş kişiydi. ablamı tek başıma koruyamayacağımı biliyordum ama onu bırakıp gidemezdim."

gözümden birkaç damla yaş daha akarken yıllar sonra bunlarla yüzleşmek ağır gelmişti. dudaklarımdan bir hıçkırık kaçarken kafamı geriye atıp toparlanmaya çalıştım. hiç bir işe yaramamıştı. diğer elimi de tutmuş ve yanımda olduğunu belirtircesine sıkmıştı. bakışlarım karşımdaki binalarda gezindi. "ablamı korumak için kendimi öne atsam da, bir işe yaramamıştı. gerçekten, sadece düşünüyorum. o sokakta tek bir kişi bile yaşamıyor muydu? sokağın başından veya sonundan bile ne araba, ne insan geçiyordu."

devamını anlatmak istesem de bir anda gelen duygu yüklemesiyle hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. bir saniye bile beklemeden kollarını bana sarıp saçlarıma bir öpücük kondurdu. beni sıkıca sararken başımı omzuna gömüp ağlamaya devam etmiştim. "anlatmak zorunda değilsin güzelim. biraz sakinleş."

kafamı iki yana salladım. biraz daha sakinleşince başımı göğsüne yasladım. şu anlık böylesi daha iyiydi. "o sokakta, o çocuklar ikimize de saatlerce tecavüz etmişlerdi. ikimizde karşı çıksak bile vurarak bunu engellemişlerdi ve bir süre sonra bayılmıştım. sanırım öldüğümüzü düşünüp gitmişlerdi. saatler sonra biri o sokaktan geçmeyi akıl etmiş ve ambulansı aramıştı. bir ay boyunca hastanedeydim ve bana sürekli ablamın uyuduğunu söylediler. ama ablam o gün orada yaşadıklarına dayanamayıp çoktan ölmüştü."

çenem titrerken alt dudağımı ısırdım. sanki o zamanları yaşıyormuş gibiydim. tekrar yüzleşmek zor gelmişti. "ben bir psikolog ile görüşüp bunları atlatmaya çalışırken, bu sefer başka bir düşmanımla uğraşıyordum. yaşananlardan haberdar olan amcam, babam beni ona emanet edip yurt dışına gidince bundan faydalanmak istemişti. o da kendi kardeşinden bunu beklemezdi, biliyordum ama yapacağım bir şey yoktu. babama her gün yalvarsam da beni almamıştı ve bu gerçeği vücumdaki izlerden annem fark etti. beni o cehennemden çekip kurtarmış olsa bile, hala o küçük seungmin o acılarla yaşıyor. bunları bastırmaya çalışsam bile, unutamıyorum."

bir eli saçlarımı yavaş yavaş okşarken sakinleşmiştim. akan burnumu çektim ve yutkundum. son cümlelerim için toparlandım. "sana güveniyorum ama bu, engelleyemediğim bir şey ve tamamen geçmişe dayanıyor. bunun olmamasını dilerdim. şu an seninle bu konuşmayı hiç yapmamış olmayı isterdim. özür dilerim."

geri çekildiğimde elleri yanaklarımı bulup sildi. bakışlarımı ilk defa gözlerine çıkardım. "özür dilemesi gereken benim. keşke güzel bir çocukluğun olsaydı, keşke ablan hayatta olsaydı ve şu an bizimle olsaydı. ama yapabileceğimiz bir şey yok. ben her zaman yanındayım seungmin, buradayım güzelim. bu bir sorun değil, bu sadece eski, berbat anılar ve ben bunları atlatmanı sağlayacağım. unutamayacağını biliyorum ama onları düşünmek yerine bunları çok güzel anılarla değiştirmeye çalışacağım. ben güzeller güzeli sevgilimin artık sadece gülmesini ve neşe saçmasını istiyorum."

yaklaşıp yanağına bir öpücük kondurup kollarımı boynuna sardım. "özür dileme, sadece bilmiyordun. senden bunu saklamak istemiyordum ama endişeliydim. yine içimdeki endişeleri yok ettin. iyi ki yanımdasın."

"her zaman yanında olacağım, kovsan bile. bu saatten sonra kovsan bile gitmem senden." hafifçe gülümsedim. geri çekilip dudaklarına bir öpücük kondurdum. beni kısaca öptü. "bu gece burada kalabilir misin?"

başını sallayıp gülümsedi. içeri geçtik ve üzerimizi değiştirip yatağa yattık. bana sıkıca sarılırken bende ona sarılmıştım. gözlerimi kapatırken ellerini saçlarımda dolaştırmaya başlamıştı.

içimi dökmek iyi gelmişti, her ne kadar eski anılarla yüzleşmek zor olsa da.

ebett min'in travmasi buydu ve bu yuzden oyle istemsizce tepkiler veriyordu ama atlatiyor merak etmeyin chan her zaman yaninda destekcisi cunku

ve sonraki bolum final.. bu aksam mi atayim yoksa yarin falan mi siz secin bana fark etmez

skz ile kalin staa💘

sorry, i love youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin