(bölüm)
✵Dört✵Cassiopeia bir kabusla uyandı, yatağında dikleşip oturduğunda nefes nefese kalmıştı, elini göğsüne koyduğunda kalbinin hızlı attığını hissedebiliyordu.
Gözlerini kapadı, ağzından birkaç derin nefes alıp burnundan verdi.
Ay ışığı yüzünü aydınlatıyordu. Yavaşça gözlerini açmaya başladı, bir nefes daha aldı, yatağına geri uzandı ama Cassie bu gece bir an bile uyuyamayacağını biliyordu.
Gözleri fal taşı gibi açılmış, çıkan sesleri dinlerken, baykuşlar ayın önünden uçup ışığı bir süreliğine engellediğinde irkiliyordu.
Kabuslar birkaç haftadır gördüğü bir şeydi, Sirius gidince başlamıştı, kimseye de söyleyememişti.
Başka insanların onu zayıf olarak düşünmesini istemiyordu.
Hep aynı rüyaydı, hep aynı şeyler oluyordu.
Çığlıklar ve bağırışlar uyurken koyu saçlı kızın kulaklarını deliyordu, geçmişi, canını acıtmaması gereken tek yerde, gerçekliğin olmaması gereken tek yerde ona musallat oluyordu.
Nova bile onun rüyalarından habersizdi ve en yakın arkadaşına her şeyi, yani neredeyse her şeyi anlatırdı.
Sarışın, arkadaşında bir sorun olduğunu biliyordu, gözlerinin altındaki şişkinlik her cümlesinde neden esnediğini açıklıyordu.
Ama Nova sormak istemiyordu. Cassie düşünceli bir kızdı ve sorunlarını başkalarına anlatmaktan asla hoşlanmazdı, çünkü onların kendisi için endişelenmesini istemezdi. Başkalarının onun için endişelenmesindense onlar için endişelenmeye kararlıydı. Bu yüzden sorunları ne kadar büyük olursa olsun kendine saklardı ama Sirius bir şey olduğunda hissederdi, sonuçta ikizlerdi.
· • —– ٠ ★ ٠ —– • ·
"Dün gece ağladı," dedi Sirius, kız kardeşine bakarak.
Sirius ve Cassie'nin barışmasının ertesi günüydü ve akşam yemeğindelerdi, kız kardeşinin ağladığı andan itibaren bir şeylerin ters gittiğini biliyordu, işler ne kadar kötü olursa olsun, bunu Grimmauld Meydanı'nda bir daha asla yapmadı.
Peter ağzını peynirle doldurmayı bıraktı ve hareketlerini takip eden Sirius, Remus ve James'e baktı, sonra siyah saçlı çocuğa döndü bakışları. Sirius, önceki gece Cassie ile kaldıkları ceza hakkında hiçbir şey söylememişti.
"Ve?" James, birinin ağlamasının yanlış olduğunu düşünmediğini, bu yüzden anlamadığını söyledi. Sirius gözlerini devirerek kız kardeşinden uzaklaşıp James'e baktı.
"O asla ağlamaz," dedi Sirius, bakışlarını yüksek sesle gülen Cassie'ye çevirerek.
"Eh, en azından önümüzdeyken." James ona başını salladı. Sirius tekrar göz devirdi.
"Anlamıyorsun Çatalak," dedi ve James'in kafasının karışmasına neden oldu.
"Aslında Sirius, biz de anlamıyoruz." Peter, bir fare gibi başka bir peynir parçasını kemirerek gıcırtılı sesiyle konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗕𝗿𝘂𝗶𝘀𝗲𝘀 ꨄ 𝐽𝑎𝑚𝑒𝑠 𝑃𝑜𝑡𝑡𝑒𝑟 (𝗧𝘂̈𝗿𝗸𝗰̧𝗲 𝗖̧𝗲𝘃𝗶𝗿𝗶)
Fanfiction𝘾𝙖𝙨𝙨𝙞𝙤𝙥𝙚𝙞𝙖 𝘽𝙡𝙖𝙘𝙠 𝙜𝙧𝙚𝙬 𝙪𝙥 𝙬𝙞𝙩𝙝 𝙢𝙤𝙧𝙚 𝙤𝙣 𝙝𝙚𝙧 𝙥𝙡𝙖𝙩𝙚 𝙩𝙝𝙖𝙣 𝙩𝙝𝙚 𝙪𝙨𝙪𝙖𝙡 𝙩𝙚𝙚𝙣 𝙜𝙞𝙧𝙡. 𝙎𝙝𝙚 𝙙𝙞𝙙𝙣'𝙩 𝙜𝙚𝙩 𝙩𝙤 𝙬𝙚𝙖𝙧 𝙥𝙞𝙣𝙠 𝙙𝙧𝙚𝙨𝙨𝙚𝙨 𝙤𝙧 𝙘𝙧𝙮 𝙤𝙫𝙚𝙧 𝙗𝙤𝙮𝙨 𝙬𝙝𝙤 𝙝𝙖𝙙 𝙗𝙧𝙤𝙠...