•27•

41 25 67
                                    

Bölüm Başı

"Herkes neredeyse tam anlamı ile savaşa hazır. Ülkemizi kurtarmak için, Büce ülkesini yok etmek için canını vermeye hazır efendim." Bia ile Adonis talim yapan kişileri izler iken yanlarındaki adamdan bilgiler alıyorlardı.

Bia ile Adonis de savaş için büyük bir gayret ile talim yapıyorlardı. Her ne kadar kral ile kraliçe de olsalar onların da eksiklikleri vardı.

"Hocamız hazır mı bizim?" Bia adama kendilerine talim yaptıran kişiyi sorduğunda adam kafasını 'evet' anlamında sallamıştı.

"Evet efendim sizi beş dakikaya sarayın avlusunda bekliyor." Bia ile Adonis ve saraydaki birçok asker sarayın avlusunda talim yapıyorlardı halk ise bahçelik alanlarda talim yapıyordu. Alala, Akaman, Eros, Zeynep, Çakır, Linos ise askerler ile birlikte talim yapıyorlardı. Ayşe teyze ile Mehmet amca ise savaşa girmeyecekleri için sarayda duruyorlardı.

Bia ile Adonis hızlı şekilde saraya girip avluya geçtikten sonra kendilerine talim yaptıran kişiyi görmüşlerdi.

"Merhaba Jasius." Bia kendilerine talim yaptıran Jasius'a selam verdikten sonra Adonis bugün ne yapacaklarını sormuştu.

"Bugün yine her zamanki gibi burada kılıç ve ok ile talim yapacağız ve saraya zarar vermemesi adına da dışarıda silah ile hedefe vurma çalışmaları olacak. Ayriyeten de bombanın nasıl çalıştığı hakkında bilgi verilecek."

"O zaman bugün bayağı bir yoğun geçecek." 

"Evet, şuan avludaki kişiler kılıç ile ok talimini yaptılar ve hedef atışları için dışarı çıkıyorlar." Jasius avludan dışarı çıkan askerlere ve diğer kişilere bakarken Bia ile Adonis de onlara bakmıştı.

"Peki, o zaman gecikmeden başlayalım."

...

"Efendim sonunda geldiler."

"Çabuk anlattığım düzene! Çabuk! Askerler, polisler herkes yerine geçsin. Halk da yerini alsın, eşyalarının tam olduğuna emin olun." Kraliçe Bia karşısındaki adama emir verdiğinde adam koşarak uzaklaşmıştı.

"Efendim tanklar ile geliyorlar!" Adonis ile Bia'nın yanına gelen adam bağırarak konuşmuştu.

"Hazır olun, silahlar ile oklar ile arabalar ile, ne yapıp edip onları durdurun!"

...

"Ben canımdan geçerim diyen varsa gelsin, ülkemiz yok olursa biz de yok oluruz! Ülke can verilerek korunur. Şimdi gelen varsa gelsin." Halktan biri bağırarak konuştuğunda herkes,

"Ben geliyorum."

"Ben de."

"Ülkem içim canımdan vaz geçerim, ben de geliyorum." demişti.

"Sizler oldukça bu ülke asla yere düşmez." İlk konuşan kişi tekrar konuştuktan sonra hepsi aynı anda kendilerine doğru gelen tankın önünde durmuşlardı.

Ellerinde ülkelerinin bayrakları, dillerinde ülkelerinin adları, göğüslerinde ülke aşkı vardı. Hepsinin tek isteği ülkelerini kurtarmaktı ve bu hedef uğruna kendi canlarından geçerlerdi.

"Bu ülke bizimdir ve ilelebet de bizde kalacaktır! Hiçbiri kuvvet bizden alamaz." Aralarında en uzun olan adam üzerine gelen tankın üstüne atlayarak tankın üzerinde duran adamları çevik bir kuvvet ile bıçaklamış ve tankın üzerindeki yerden tankı durdurmak için düğme ya da herhangi bir şey aramıştı.

"İlk tank durdu, diğer tanklar için halkımıza, polislerimize, askerlerimize çabuk yardıma." Adam sonunda tankı durdurduktan sonra bağırarak konuşmuş ve tanktan yere atlamıştı.

SİBE [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin