•23•

49 30 39
                                    

Bölüm Başı

"Efendim ağaç meselesi için gönderdiğiniz kişiler geldi."

"Çabuk gelsinler." Bia heyecanlı bir şekilde oturduğu yerde duramaz iken Adonis ise sakindi.

Kapıdan ilk önce Kay ile Gaia girdikten sonra diğer ağacın nereye gittiğini öğrenmek için görev verilen on kişi girmişti.

Onu da Bia ile Adonis'in karşısında tek tek dizildikten sonra Bia konuşmaya başlamıştı,

"İlk önce sağ salim geldiğiniz için mutluyum. Umarım başınıza kötü şeyler gelmemiştir. Şimdi her şeyi anlatabilirsiniz." Bia'nın son cümlesinin üzerine en ortadaki kişi bir adım öne çıkarak konuşmaya başlamıştı.

"Efendim sizin de söylediğiniz gibi diğer ağaç bir ülkeye çıkıyor. Ülkenin ismi Cüce ve adından da anlaşılacağı gibi insanlar bizim boyumuzdan çok daha küçük, ülkenin rengi ise aynı bizimki gibi siyah - beyaz ve ayrıca büyü de biliyorlarmış, yani Büce ülkesi gibi, çok fazla değil." Adam konuşur iken Bia ile Adonis hayret ile dinliyorlardı.

"İnsanları nasıl peki? Davranışları nasıldı?" Bia adama soru yönelttiğinde adam konuşmaya başlamıştı,

"Oraya gittiğimizde paniklediler tabiki. Büce ülkesi onların da başına bela olmuş, gelip bazı yerleri yakıp, dağıtmışlar. Onlar da bizim gibi Büce ülkesi başlarına bela olarak gelmeden önce başka hiçbir ülkeyi bilmiyorlarmış, tabiki tek farkımız Dünya'yı da bilmiyorlarmış. Olağan olarak Büce ülkesi sorunu hem onların hem de bizim ülkemizin başına bela olduğu için bize sıcakkanlı davrandılar."

"O zaman sizi tekrar göndermemiz gerek, ülkemize gelip bize destek olup olmayacaklarını sorarsanız iyi olur. Olanları ve ülkemizden de bahsedin."

"Tabiki efendim."

On kişi odadan çıktıktan sonra Bia ile Adonis tahtan kalkmak yerine oturmayı tercih etmişlerdi.

"Bu tahta çok vakit harcamasam da tacımı, tahtımı ve bu odayı seviyorum." Adonis biraz üzülmüş bir şekilde konuşmuştu.

"Ben de." Bia da onaylarcasına cevap verdiğinde ikisinin yüzünü de gülümseme kaplamıştı.

"Adonis düşünsene bu zamana kadar neler yaşadık." Bia'nın cümlesinin üzerine Adonis'in gözleri düşüncelere dalmıştı.

İlk önce bomboş bir hayatı, sonra Bia ile tanışması, Eros ile aralarında geçen kavga ve ailesinin ölmesi.

Biraz duraksadı, gözlerini hüzün kapladı bu sefer. Ağlamak istemiyordu, ağlamak ona göre değildi.

Sonra düşünmeye devam etti.

Düğünleri, kral olurken ona tacının verilmesi, kral olduğu zamanki ilk günü, dünyaya gidişleri, Zeynep, Çakır, Ayşe teyze ve Mehmet amca. Sonra geri ülkelerine dönmeleri ve sonrası bir felaket.

"Felaket, sadece bir felaket."

"Adonis öyle deme ya. Tanıştığımız zamanı, düğünü düşünsene. Gerçi o zamanlar da bir garipti de neyse bu konuyu kapatalım." Bia bocalamış bir şekilde konuşurken Adonis onu izliyordu.

"Neyse gel bir dışarı çıkalım." Bia konuyu geçiştirmeye çalışıyordu, Adonis bunun farkındaydı fakat Bia'ya uyarak tahtan kalkmıştı.

İkisi tahtan kalkıp taçlarını Kay ve Gaia'ya verdikten sonra odadan çıkmışlardı.

"Nerelerdesiniz siz yahu? Unuttunuz gittiniz bizi? Yaşıyorlar mı diye soran da yok?" Alala ile Akaman alaydan sitem edercesine gülerek Bia ile Adonis'e doğru yürüyorlardı.

SİBE [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin