//

30 9 22
                                    

Jungkook kapı deliğinden baktıktan sonra kapıyı açmadan oturma odasına döndü.

"Kapıyı neden açmadın?" Dedi Bang Chan sorgulayan bakışlarıyla Jungkook'u süzerken.

"Postacı gelince kapıyı açmıyor o. Neyse ben açarım" Soojin ayağa kalkacakken Jungkook onu durdurdu.

"Soojin sakın!"

"O mektuplara gerçekten inanıyor musun? Sadece kötü birer şaka onlar." Yeonjun bunu söyledikten sonra kalktı ve kapıyı açtı.

"Bir haftadır peşimi bırakmayan bir şaka. Bu normal değil. Ya gerçekten Kyu'ya bir şey yaparlarsa?"

Yeonjun elinde bir mektup ve bir paketle geldi. Mektubu Jungkook'a verdi. "Sanırım paket Kyu'ya gelmiş." Yeonjun, paketi masaya koydu ve koltuğa oturdu. "Gelip kendisi alır."

"Ya içinde şeker şeklinde zehir varsa? YA KYU'MU ZEHİRLEMEK İÇİN BİR NUMARAYSA? Paketi çöpe atalım bence." Jungkook paketi alıp mutfağa giderken Kyu içeri geldi ve paketi elinden aldı.

"Sakin ol Jungkook. Sipariş ettiğim kitaplar gelmiş olmalı." Kyu paketi tekrar masaya bırakırken masadaki mektubu fark etti. "Yine mi mektup? Bu sefer ne yazıyor?"

"Daha okumadım." Jungkook mektubu alıp açtı. Mektubu okudu ve mektubu elinde buruşturdu. "Yine aynı saçmalıklar."

"Belki de artık polise haber vermeliyiz?" Jungkook dışında herkes Bang Chan'in dediğini yapmanın en doğrusu olduğunu düşünüyordu.

"Ya polise söylediğimiz için onu öldürürse?"

"Jungkook kendine gel. Onu kimse öldürmeyecek, yani polise haber verirsek öldüremeyecek."

"Bir hafta onun öldürüleceğinden emin olan sendin Soojin?"

"Hâlâ öldürülme ihtimali var. Ama polise söylersek bu ihtimal azalır."

Herkes Soojin'e hak veriyordu. Ama Jungkook polise gitmemekte ısrarcıydı.

"Polise falan gitmiyoruz. Bu sadece onu daha fazla tehlikeye atar. Eğer biri Kyu'yu öldürmek istiyorsa onu bulup kendi ellerimle öldüreceğim!"

/=====================/

Bu bölüm pek içime sinmedi... Neyse, hadi mektupları kimin yazdığını bulmaya çalışın.

Letters [Orchid Entertainment]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin