Her insanın bağımlı olduğu ve vazgeçmek istemediği tutkuları vardır.Bu herhangi kız veya erkek de olabilir veya bağımlı kaldığınız bir müzik de fakat benim bağımlılığım ''BASKETBOL''du.Uzun ağır bir tedavi sürecinden sonra biraz olsun kendime gelebilmiştim.Artık eski Lara değildim kararsızlık ve ümitsizlik arasında bir duyguyla boğuşmak zorundaydım o kadar...
Sabah erkenden kalkıp çantamı hazırladım.Giymeyi bir o kadar özlediğim Kobe ayakkabılarımı çantanın altına doğru koydum.
Üzerime siyah ''LEBRON JAMES'' in olduğu tişortü ve kot şortumu geçirip hızlıca mutfağa koşturdum anneme yakalanmadan sessizce çıkmayı planlarken ''Bak kızım kendini iyi hissetmiyosan gitme henüz tam iyi değilsin''derken gözlerimin içine otur şuraya der gibi bakıyordu.
''Tamam benim canım annem fazla geç kalmam öptüm hadi'' diyip merdivenlerden hızlıca aşağıya indim.Henüz 17 yaşında olduğum için araba almamışlardı o yüzden eshotla gitmek zorundaydım durağa doğru yürümeye başladım.
Bu gün sanki her şey çok iyi geçicek gibime geliyordu.Eshota binip en arka taraftaki cam kenarı sağ tarafa oturdum henüz metroya 20 dakika vardı.Kulaklığımı takıp yolu izlemeye başladım acaba takım onca aydan sonra beni görünce ne derdi? Ne de olsa o kadar aydır hiçbir şey söylemeden gitmiştim sadece olanlardan Gökhan Abi'nin haberi vardı o da takımın performansı düşmesin diye benim başka bir takıma gittiğimi söylemiş umarım oraya gidince her şey eskisi gibi olur.
Bu arada eshotun içi baya bir dolmuştu ayağa kalkıp teyzeye yer verdim ''teşekkür ederim evladım'' diye gülümsedi bende bir şey demedim gülümsedim ve kapıya doğru gittim 3-4 dakika sonra metroya gelmiştik.
Merdivenlerden ''Dikkat! Kapılar kapanıyor'' sesini duyduğumda hızlıca yetişmeye çalışmıştım ki gitmişti 4 dakika sonra bidaha gelicekti o yüzden oturup bekledim o sırada yanıma kasları olduğu aşırı belli olan gözleri kahverengi saçları güneş gibi parlayan olan kolunda benim spor çantamın aynısından olan bir çocuk oturdu.
''Metronun gelmesine ne kadar var?'' dedi bana dönerek.Bana,bana Lara'ya yani bana, bana mı demişti?!?! Anam sen neydin öyle yürüyen kastan oluşmuşsun resmen.
''Aslında sorduğum o kadar da zor bir soru değildi ama yine de sağol'' diye ekledi ''Ya şey pardon duymamışım da yani 1 daki-' derken sözümü kesip ayağa kaldı '' geldi işte yine de sağol çok yardımcı oldun' diyip gülümsedi ve yürüyüp metroya bindi arkasından bende ilerleyip cam kenarına oturdum 6 durak sonra ineceğim için rahat rahat ''Cemal Süreya'' şiirlerinden oluşan kitabımı çıkarıp çantamı yanıma koydum diğer yandan gözüm yürüyen kası arıyordu galiba bir anlık sevinç falandı hani böyleleri de var diye yukardan bildirim falan mı geldi acaba diye düşündüm tam o sırada yanıma birisi oturdu tam başımı sağa çevirdim ki o çocuk.
''Hayırdır çok mu etkiledim seni öyle bir süzdün ki'' Allah kahretsin fark etmiş tabi içine düşecek gibi bakarsam anlar ne de olsa çocuk salak değildi,alaycı bir şekilde gülüp ''senden mi etkileneceğim saçmalama ukala'' dedim.
Ayağımın birisini hafifçe havaya kaldırdım yoksa birazdan çarpılacaktım.
''Kim ukala ben mi ? güldürme sabahtan beri içime düşecek olan sendin hatırlatırım''dedi.
Sinirimi bozmaya başlamıştı tamam yani yakışıklı,kaslı,çekici olabilirdi ama bende o kadar iğrenç bir tip değildim yani en azından biraz değildim saçlarım ve gözlerim olmasaydı tam bir facia olabilirim kabul tamam.
''Sabahtan beri dediğin en fazla 4 dakikadır falan görüyorsun beni rahatsızsan yanımdan kalkabilirsin daha boş yer var çünkü 2 durak sonra burası facia bir şekilde kalabalık olacak haberin olsun'' diyip başımı kitabıma çevirdim okumaya devam ettim o sırada çantasını alıp arkaya geçti.
15 dakika sonra Halkapınar'a gelmiştik kitabımı çantaya koyup kapıya doğru yürüdüm o kas yığını da benimle aynı durakta iniyordu muhtemelen o da sporcuydu.
Merdivenlerden çıkarken göz göze geldik başımı önüme çevirdim spor salonuna doğru yürümeye devam ettim bidaha da arkama dönüp nereye gitti diye bakmadım bile. İçeriye derin bir nefes alıp adım attım.Kapıda ellerinde küçük bir pastayla bütün kadro içeri bir anda ''hoşgeldin sarışın!'' diye bağırdı ne diyiceğimi şaşırmıştım önce Irmak'a daha sonra bütün takıma sarılıp içeri gitmiştik inanmıyordum galiba Gökhan Abi onlara gerçeği açıklamıştı yoksa bütün takım onları sattığımı düşünürse beni buldukları an keserlerdi.
''İnanmıyorum siz size yani gerçeği öğrendiniz mi?''
Göktuğ yanıma gelip sağ kolunu omzuma attı ''Tabi ki de sarışın bizi sattığına inanır mıyız İAB'nin kız kadrosunun gururu bir anda bizi bırakıp gitmezdi Gökhan'ı zorlayınca söyledi hem sen bize niye bahsetmedin o da var'' diyip gülümsedi.
Her şeyin yolunda olması şu ana kadar çok iyiydi ''Göktuğ o konuyu hiç açmayalım lütfen.''dedim.
Göktuğ'da alnımdan öpüp sarıldı çok özlediğini hissetmiştim sanki bidaha bırakmazmış gibisine bir sarılmaydı bu.
Göktuğ benim küçüklük hatta bebeklikten beri arkadaşımdı bir kız arkadaş bile Göktuğ kadar bana yakın olamazdı, onunla birlikte yürüdük,birlikte düştük,birlikte büyüdük hala da yanımdaydı.
Gökhan Abi'nin odasına gidip bir selam vermek istedim önce çantamı içeri soyuma odasına bıraktım daha sonra koridorda Gökhan Abi'nin odasını aradım en son odada büyük harflerle ''ANTRENÖR ODASI'' yazıyordu kapıyı çalıp içeri girdiğimde elindeki kalemi bırakıp bir anda bana sarıldı anlaşılan takım beni baya özlemişti.
''Sonunda be annenler geleceğinden haber vermedi bir anda böyle gelinir be kızım hazırlık falan yapardık daha içerdekiler bilmiyor geleceğini bek-''
''Gökhan Abi sakin ol bir ya biliyormuş onlar annem onlara haber vermiş zaten'' bir andan başımı okşayıp saçımdan öpüyordu.
''Hadi git üzerini değiştir de yeni gelen çaylaklara bir şeyler öğret bari sen gittiğinden beri hepsine birden zor oluyordu''gülümseyip soyunma odasına doğru gittim.
Dolabımdan çantamı alıp üzerimi değiştirecektim ki içinden bebek mezarı bir Lebron9 ayakkabı,siyah nike bir şort iğrenç desenli bir telefon vardı ve ''16 cevapsız arama'' benim numaram vardı ve benim telefonumdan birisi beni arıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 L.E.M
Chick-LitAşk bir sigara benzer sevgili, sana zarar verdiğini hissedersin fakat onu içine kadar çekmeye devam edersin. Aşk da böyledir sevgili, sol tarafına kadar hissetmek istersin. Daha sonra sigaran biter ve onu köşeye fırlatırsın, paketinden yeni bir si...