10 Eylül 2011
Kenan Sağlam'ın anlatımından;
(İstanbul'un en büyük mafyalarından ve en büyük iş adamlarından birisi.)Her kafam attığında kendimi dinlediğim uçurumun kenarına gelmiştim.
Ama bugün farklı bir şey vardı, bir kız çocuğu benim dışımda kimsenin uğramadığı bu uçurum kenarındaki ağaca yaslanmış kafasını dizlerine gömmüş ağlıyordu.Yavaşça yanına yaklaştım. Beni farkedince biraz ürktü.
"Kimsiniz? Özür dilerim. Buraya gelmemeliydim. Pardon..." Dedi sonra ayağa kalktı ve tam gidecekken kolunu tuttum."Korkma evlat. Gel, otur, anlat. Kim ağlattı seni?" Çok güzel bir kız çocuğuydu. Tahminimce on dört, on beş yaşlarındaydı. Bal renginde gözleri, sarıya dönük saçları vardı. Uzun süredir bir şey yemediğini belli eden vucüt hatları vardı. Yanakları al al, tatlı, şirin, dünya güzeli bir kız çocuğuydu.
Tekrardan ağacın önüne oturdu ve yanına yer açarak beni de çağırdı.
Yanına oturdum ve konuşmaya başladık."Adın ne? Neden ağlıyorsun?" diye söze girdim. Ağlamaktan kızaran sarı gözlerini gözlerime dikti ve anlatmaya başladı.
"Adım Lotus. Babam annemi öldürdü bende onun kafasına vazo fırlattım ve yere düştü ne yapacağımı bilemedim koştum, koştum, koştum sonra kendimi burada buldum." dedi büyük bir soğukkanlılıkla. Sonra tekrar ağlamaya başladı.
O an ne yapacağımı bilemedim. Polis kesinlikle onu arardı. Biraz düşündüm bir anda aklıma gelen düşünceyle bir karar verdim. Buraya gelmeden önce karımla tartışmıştık. Konumuz ise hiçbir zaman olamayacak olan çocuğumuzdu.
Karım geçmişte bir trafik kazası geçirmişti ve rahmi alınmak zorunda kalınmıştı. Ben onu çok sevdim ve hiçbir zaman bir çocuğumuz olması için ısrar etmedim. Ancak karım sabah bana bir çocuk sahiplenmek istediğini söyledi ve ben de devlet ile ilgili işler yapamayacağımı ona söyledim. Çünkü ben ne kadar iyi bir insan olmaya çalışsam da sonuç olarak bir mafyaydım ve devletin bilmemesi gereken sırlar saklıyordum. Zorlasalarda bulamazlardı ama ben yine de devlete bağlı olarak şirket işleri dışında hiç bir iş yapmıyordum.Ama o an aklıma bir şey geldi. Devlet daha bu kızın varlığından haberdar değildi ve usulsüz de olsa ben bu çocuğu eşimin ve benim üzerime kayıt ettirebilirdim. Hem bizim bir çocuğumuz olurdu, hem de bu kızın hayatı kurtulurdu.
"Hayatını kurtarmak, kendine bir gelecek kurmak ve senin gibi olan bütün çocukları korumak ister misin?"
Sapsarı gözleri gecenin karanlığında yıldız gibi parıldıyordu. Gözlerini gözlerime dikti. O kadar olgun bir çocuktu ki sert bakışları ve dudaklarından dökülen cümlelerle büyüyüp küçülmüş gibi olduğunu hemen anlamıştım.
"Size neden güveneyim ki? Siz kimsiniz, neden bana yardım edeceksiniz ki?"
"Çünkü ben bir çocuğum olsun istiyorum ve sen benim kızım olursan senin ve senin gibi olan bütün çocukların hayatlarını kurtarabiliriz."
Bir süre daha yüzümü inceledikten sonra gözyaşlarını sildi ve bana tekrar baktı.
"Size neden güveneyim? Bana bir sebep verin."
"Bana güvenmen için ne yapabilirim?" dedim ve o an hiç beklemediğim bir cevap verdi.
"Babamı öldürün! Annemi kurtaramazsınız belki artık ama yalvarırım babamı öldürün. Sonra siz ne derseniz onu yaparım söz veriyorum." Dedi ve tekrar ağlamaya başladı.
Yavaşça ellerimi yüzüne yaklaştırdım. Gözyaşlarını sildim.
"Lütfen ağlama güzel kızım. Sana söz veriyorum, hayatını güzelleştirmek için her şeyi yapacağım. Mutlu bir yuvan olacak, güzel bir geleceğin olacak. Bir dediğini ikiletmeyeceğim. Sana söz veriyorum güzel kızım, istediğin her şeyi yerine getireceğim ve annen seni çok sevecek şu an tamamen eminim. Beni baba yaptığın için şimdiden çok teşekkür ederim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lotus
Teen FictionBen Lotus'tum... Kainatın en güzel çiçeğiydim. Annemin en sevdiği çiçektim. Ben Lotus'tum ama benim çiçeklere alerjim vardı...🌺