The BLACK CAT

Bölüm 8 - ÖDEV GRUBU

Öncelikle geç geldiği içim özür dilerim. Çoğunuzun bildiği gibi üniversite tercihleri falan derken stresli bir dönemi atlattım. Ve önceki bölümlerde hikayeyi bırakmayı düşünüyordum. Yorumlarıyla beni vazgeçiren okurlarıma teşekkür ediyorum. 

SINIR:

10 OY ve 5 YORUM

İYİ OKUMALAR

 Bay Green'in dersi çok tuhaf geçmişti. Herkes ne kadar kendini derse vermeye çalışsa da gözler hâlâ Katherine'in üzerindeydi. Okula yeni helen kızın, şehrin yarısı tarafından tanınan ve birçok kişinin saygı duyduğu biri çıkması pek alışılageldik bir  durum değildi. İnsanlar dolayısıyla bakıyorlardı. Ama itiraf edilmesi gereken de bir gerçek vardı. İnsanlar onun Black Cat olduğunu bilmeden de ona gözlerini dikip bakıyordu. Katherine'in duruşu, giyimi, yürüyüşü ve görünüşü BEN BURADAYIM! BANA BAKIN VE MÜKEMMELİĞİM KARŞISINDA BANA HAYRAN KALIN!, diye bağırıyordu. Ve bu, daha onu tanımayanların etkilendiği özellikleriydi. Çevresinde bulunan ve onunla muhabbet edebilen insanları ise; konuşması, sözcük seçimi, hatta hoşlanmadığı bir durumu zekice ama sivri bir dille belirtişi ile etkiliyordu.

İnsanlar için bu durum ne kadar mükemmel gözükse de aslında hiç de öyle değildi. En ufak bir hatası, diğer insanların gözünde kocaman bir hayal kırıklığıydı. Kimse mükemmel Black Cat'den aptalca bir hata beklemezdi. O, her şeyiyle kusursuz olmalıydı. O Altın Kız'dı. Belki de şu ana kadar gelmiş geçmiş en sert ve en ulaşılmaz Altın Kız'dı. Tamam belki Kötü Kız unvanı Altın Kız unvanıyla yarışabilirdi. Ama bu durum, insanların beklentilerini hafifletmiyordu. Olgunca kararlar verip onların arkasında durması bekleniyordu kendisinden. Ama herkesin unuttuğu bir şey vardı. Katherine de bir çocuk sayılırdı. Belki de yaşıtlarından bile fazla. Çünkü o çocukluğunu doyasıya yaşayamamıştı. İçinde olan eksikliği çeşitli saçmalıklarla doldurmaya çalışan bir çocuktu hem de. Üstelik sadece küçük bir isteği vardı. Tabi büyüyünce bu isteğinin gerçekleşme olasılığı hakkındaki tereddütü de giderek artıyordu.

Bay Green, dersin sonlarına doğru sınıfın, dikkatini tekrar derse vermesini sağlayacak kadar iyi ve otoriter bir öğretmendi. Ama Kahverengiler grubundan olan çocuk Katherine'in hareketi üzerine sınıfı sinirle terk etmişti. Ders bittikten sonra Cameron Katherine'e sonraki sınıfını tarif etmiş ve ayrılmışlardı.

3. dersi Sam ile ortaktı ve kız bilgisayar başında olmadığında tamamen farklı bir kişiliğe bürünüyordu. Katherine onu sevmişti. Derste öğretmeni çok az dinlemişlerdi. Genel olarak ise muhabbet etmişlerdi. Tamam belki konuşma kısmının çoğunu Sam yapmış olsa da Katherine hiç sıkılmamıştı. Ders bitimini haber veren zili bile zor fark etmişlerdi. Derse girerken belki birer yabancıydılar ama dersten, yıllar sonra tekrar karşılaşmış iki dost gibi ayrılmışlardı.

Katherine önce dolabına uğradı. Sonraki ders Profesör Grand'ındı. Ve Katherine bu derse girmeyi çok istiyordu. Çünkü bu okula gelmeyi bu kadar çabuk kabul etme nedenlerinden biri de Profesör Grand'dı.

Katherine'in fiziğe olan merakı çok büyüktü. Hatta birkaç proje sayesinde adını duyurmuştu.  Profesör Grand da bu sayede Katherine'in adını okula girecek olan adayların arasında olduğunu duymuş ve onun hakkında biraz araştırma yapmıştı. Öğrendiği birkaç şey onu biraz şaşırtsa da sonuç olarak okula kabul edilmesi gerektiğine karar kılmıştı.

Katherine sınıfa girdiğinde sol arkada sorunlular grubunun oturduğunu görmüştü. Jackson Cameron ve Luke da bu dersi alıyordu.

Katherine içeri bir adım atmıştı ki Jackson onu fark edip yanlarına gelmesi için bir baş hareketi yaptı. Bu hareketi fark eden Cameron ve Luke kime yaptığını anlamak için başlarını kaldırdılar ve Katherine'i gördüler. Katherine kararlı adımlarla onların yanına gitti.