26➰

1.4K 126 219
                                    

Selamlar!

Bomba gibi geldim.. bir dahaki bölüm için sınırımız 25 vote 170 yorum, bol bol yorum atmanızı umuyorum. (Voteyi düşürdüm ama yorumu çoğalttım, sınır geçmek için saçma yorum atmak yok.)

-

İlkbaharın gelişi bana hiç uğurlu gelmemişti. Düşünmemek için gün içinde tonlarca şey yapıp yorgunluktan uyuyakalıyordum.

Modern dans hakkında kısa kesitler izliyordum. Kai'nin birincilik kazandığı yarışmaları izlemiştim. O gerçekten bu işte çok iyiydi. Dansını sevdiğimden ondan öğrenebildiğim her şeyi öğrenecektim.

Anlayacağınız yarışmaya odaklanmıştım. Jungkook'u aklımdan geçirmek bile kalbimi acıtıyordu. Onu görmek zorunda kalacağımı biliyordum, elbet. Biraz sonra karşılaşacaktık mesela. Piyano dersi yüzünden.

Jackson'ın yanına oturdum. Onu son gördüğümden daha canlı duruyordu. Bu da bir şeylerin onu mutlu ettiği kanısına vardırdı beni. "Naber Jackson? Tatilde neler yaptın bakalım, anlat hemen."

"Kış aktiviteleri yapan yerde iki hafta takıldım. Orada biriyle tanıştım, vakit geçirdikçe mutlu hissetmeye başladım. Çok hoş birisi."

Bunları anlatırken gözleri parlıyordu. Bu gerçekten 'mutlu' hissettiğini gösteriyordu. "Yine şıpsevdi mi oldum diyorsun?"

Jackson başını olumsuz anlamda salladı. "Senin dediğin şeyler doğruydu, hayranlıkla hoşlanmayı ayırt edemedim ama bu farklı, onun hakkında bir şeyler öğrenmek için fazla hevesliyim. Arkadaş gibi de değiliz, o da bana göre öyle hissetmiyor."

Bir kolumu onun omzuna atıp kendime çektim. "Şans yüzüne gülmeye başladı demek." Gülümseyerek yanaklarını sıktım. Parmaklarımı yanaklarından çekip söylendi. "Yapma şöyle, seni görmeyeli yapışkan olmuşsun. Jungkook bizi görürse kıskanmasın sonra."

Gülümsemem söndü ama belli etmemek için tekrar gülümsedim. "Sen benim arkadaşımsın, biliyor zaten." Şimdi ona olanlardan bahsetmeyi düşünmüyordum. Bir ara kısaca bahsedip üstünde fazla durmayacaktım.

"Jiminie bir şey fark ettim, senin yüzün çökmüş. Jungkook sana iyi bakmadı mı?" İçe çökmüş yanaklarımı dokunduğunda gözlerimi kaçırdım. Sürekli Jungkooktan bahsetmese olmaz mıydı?

"İyi insan lafın üzerine gelirmiş, hey Jungkook! Gel buraya sen bi." Jackson'ın cümlesiyle arkamı dönmek gibi bir hata yapmıştım. Jungkook buraya doğru geliyordu. Önümüzde durduğunda Jackson,"Arkadaşıma hiç iyi bakmıyor musun sen? Suratı küçülmüş, gözleri çökmüş."dedi.

Alt dudağımı ısırdım. Jackson beni gittikçe utandırıyordu. Jungkook yüzünden depresyona girdiğimi söylemediği kalmıştı. "Depresyona mı soktun civcivimi?"diye sorduğunda içimden güldüm. Görevini tamamladı.

"Jackson onu rahat bırak, ben sana sonra anlatırım. Zaten ders başlayacak, daha fazla konuşmaya gerek yok."

Ben bunu dedikten sonra Jungkook'a doğru baktım. Onunda bana baktığını gördüm. Suratımı incelerken yutkunuşu 'hah' sesi çıkarmama sebep oldu. Hem beni bu hale sokuyordu sonra da üzülüyordu.

Min hoca içeri girdiğinde önümüzden çekilip yerine oturmuştu. Derin bir nefes alarak derse odaklanmaya çalıştım ama yan tarafımdan izlenildiğimi hissedebiliyordum.

"Dersin ilk uygulamasını Jungkook bize göstersin."

Min hocanın yanına gelen Jungkookla gözlerimi notalarımı yazdığım deftere çevirdim.

𝙎𝙝𝙮 |𝗝𝗶𝗸𝗼𝗼𝗸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin