7➰

3.3K 279 72
                                    

Jimin:

Bugün Min hoca'nın dersi vardı ve piyano çalmam gerekecekti. Bunu hatırladıkça sakin olamıyordum,kalabalığın beni germesi normaldi öyle değil mi?

Jungkook derse gelmemişti ona ihtiyaç duyduğumu hissettim. Sınıftakiler piyanoda oturan titrek bedenime bakarak gülmeye başladılar. Yüzüm kızarmaya başladı ve yakınımdan gelen sesle Min hoca'ya döndüm.

"Ders bitmek üzere hala bir nota bile çalmadın,bütün gün seni bekleyemeyiz." Hafif sinirle söylediği cümleden sonra yutkundum.

Parmaklarımı piyanoya dokundurttuğum sırada kulağımı çınlatan sesler çıktı. Her notaya basışımda kulağıma dolan iğrenç ses cesaretimi kırıyordu. Ağlamamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Duyduğum kahkaha sesiyle parmaklarım hareket etmeyi kesti.

Jungkook karşıma geçip gülmeye devam etti. Suratımdaki ifade onu mutlu etmiş olmalıydı.

"O küçük parmaklarla piyano çalabilecek misin?" Sırıtarak parmaklarımı işaret etti.

Kendimi kötü hissetmeye başlamıştım. Bana piyano çalmamda yardımcı olan oydu. Geçen gün parmaklarımızın birbirine değdini bile unutamıyordum. Şimdi neden böyle yapıyordu?

"Jungkook,neden kötü davranıyorsun bana?"

Elini saçlarına daldırıp yarım ağız sırıttı. "Ben bir şey yapmadım Jimin. Bunu sen yapıyorsun."

Bu ne demekti şimdi? Kaşlarımı çattım. Gülümsemesi sinirlerimi bozmaya başlamıştı.

"Gülme!"

Daha çok gülmeye başlamıştı ve ona katılan sınıfı es geçmemem gerekirdi. Hepsi sanki birer robotmuş gibi aynı anda kahkaha atıp beynimi ele geçiriyordu.

"Bebeğim."

Gözlerim yavaşça açıldı. Annemin endişeli suratını görünce evde olduğumu anladım.

Saçlarımı okşadıktan sonra alnımı öptü. "İyi misin?"

Başımı onaylar biçimde salladım. "Kabus gördüm sanırım."

Annem yanaklarımı okşayarak,"ne gördüğünü anlatmak ister misin?"diye sorduğunda gülümsedim.

"Yah! O kadar da korkunç bir şey görmedim bu kadar endişelenme."

Annem suratıma bir süre baktı sonra başıyla onayladı.

"Öyleyse üstünü giyinip kahvaltıya gel."

Gitmeden önce yanaklarıma birer öpücük bırakmıştı. Üstümü değiştirip mutfağa adımladım. Burnuma gelen yemek kokuları ile sandalyeme oturmuş çatalımı elime almıştım fakat annem elime vurup dikkatimi ona vermeme neden oldu.

"Önce ellerini yıka."

"Nereden bildin yıkamadığımı?"diye sorduğumda düşünürmüş gibi yaptı.

"Ben senin her şeyini bilirim bebeğim,hadi bakalım git elini yıka. Giderken erkek kardeşini de çağır."

Hayıflanarak banyoya ilerledim. Bir yandan elimi yıkarken bir yandan erkek kardeşimin adını sesleniyordum. Banyonun bitişindeydi odası. Ellerimi kuruladıktan sonra Jihyun'un odasına girdim. Elindeki tshirtü üstüne geçirip bana baktı.

"Odama girmemeni söylemiştim."

Gözlerimi devirip kapıyı açtım son kez ona bakıp,"Ergen tavırlarını bırakıp kahvaltıya gel."diyerek odadan çıktım.

Benimle beraber kahvaltı masasına oturdu. Babam sabah gazetesini okurken annem sürekli bana bakıyor arada ağzıma yemek tıkıyordu. Jihyun ise benim bir bebek olduğumu söyleyip alay ediyordu.

𝙎𝙝𝙮 |𝗝𝗶𝗸𝗼𝗼𝗸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin