3➰

5.3K 402 108
                                    


İyi okumalar~

-

"Tae çok yavaşsın daha hızlı sil şuraları. Jimin kaplumbağa bile senden daha hızlı. Siz beni delirtecek misiniz? Daha yemek yapacaksınız!!"

Jin hyung yanımızdan ayrıldığı zaman Taehyungla bitkin bir şekilde yere uzandık.

"Jimin haber vermeden çıkan sensin neden ben de işkence çekiyorum canım arkadaşım?"Dişlerinin arasında konuştu.

Pişkin bir şekilde,"Çünkü Jiminin dostu olmak işkenceli bir iştir."deyiverdim.

"Jimin,Tae! Oraya gelmeden hemen önce işinize devam edin."

Sinirle bir nefes verip suratıma baktı."Olanları anlatsaydın bize iş yaptırmazdı."

Kaşlarımı çattığımda çatılan kaşımı düzeltmeye çalıştı daha sonra omzumu sıktı. İçinde neler yaşıyordu bilemem ama omuzum acımıştı. Elini çekerek ayağa kalktım.

Jin hyung restorantı temizletttirmiş sonrada evine sıra gelmişti. Bize acımıyordu kimse. Hem üniversiteye gidip hem de jin hyungla baş etmek zordu.

Alnımdaki terleri sildim. Yinede iyi bir yanı vardı düşünmek için zamanım yoktu. Şuan Jungkooku düşünüp tembelleşebilirdim. Onu her saniye hayal etmek yerine yanımda olmasını istiyordum. Bunun için utangaçlıktan kurtulmam lazımdı.

&&&

"Hala Min hocayı kim tavalayacak söylemedin? Senin yüzünden uyuyamadım." Jackson isyankar bir şekilde konuşunca gözlerimi devirdim. Kaç dakikadır aynı şeyi sorup duruyordu. Geçiştirince daha çok üstüme çıkıyordu.

"Kim olduğunu bilmiyorum sadece duydum."Aklıma gelen yalanı bir anda söyleyivermiştim. Omuzlarını düşürüp banka oturdu. "Üzüyorsun beni. Bilmiyorsan en başından söyle."

Omuz silktim. "Gidip Min yakışıklı seksi hocama birkaç şey sorayım. Seninle konuşulmuyor. Şu tipe bak. Bir gün boyunca konuşmadan durabilirmiş gibi tipin var."

Gözlerimi şaşkınlıkla açıp ona baktım. "Git o zaman o konuşma isteğini başkasıyla paylaş. Ben sessizliğimle yalnız kalırım."

Jackson alındığımı düşünüp üzgün bir surat ifadesi takındı. Alınmamıştım. Bugün fazlasıyla durgundum. Konuşmak istemiyordum. Nedeni tabiki Jungkooktu.

Min Hocayla bakıştıkları zaman sinirlerim bozuluyordu. Ve birde beni eve bıraktığı günden beri hiç konuşmamıştık. Bir umut konuşaniliriz diye düşünmüştüm. Ama o öyle düşünmüyormuş. Hiç suratıma bile bakmamıştı. İşte o zaman hiç karşılaşmamış,konuşmamış gibi hissediyordum.

Jacksonın varlığını unuttup düşüncelerimle cebelleşiyordum. Öksürük sesini duyunca kafamı ona çevirdim."Min yakışıklı seksi hocamın yanında kas balonu Jungkook niye var?"

Kullandığı tabirlere mi gülsem yine kıskançlık krizi geçirebilme ihtimalime mi üzülsem?

"Oha ya. Resmen elini eline değdirdi. Jimin. Jimin ölüyorum."

Tepkisine karşı gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım daha sonra bir sır verirmiş gibi konuştum. "Daha yolun başındasın. Şimdiden böyle üzülme yoksa kısa sürede aşk acısından ölürsün."

Sırtını pat patlayıp ayrıldım. O sırada Jungkook kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Ne var dercesine bir bakış attım. Bir şey demeyip kafasını Min hocaya çevirdi. Ve ona gülümsedi.

Gülümsedi..

Hayır,kıskanmıyordum. Kıskançlıktan ölüyordum. Jackson'ın aşırı tepki verdiğini düşünürken kendimi es geçiyordum.

𝙎𝙝𝙮 |𝗝𝗶𝗸𝗼𝗼𝗸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin