𝑪𝒉𝒂𝒑𝒕𝒆𝒓 𝑭𝒊𝒗𝒆, 𝑳𝒐𝒗𝒊𝒏𝒈 𝒀𝒐𝒖

618 46 136
                                    

JJ ağzından akan kanı eliyle sildikten sonra June'u omuzlarından tutarak onu terastan indirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

JJ ağzından akan kanı eliyle sildikten sonra June'u omuzlarından tutarak onu terastan indirdi. John B'nin yanına getirince sinirle konuşmaya başladı.

"Burada ne yapıyorsunuz?" JJ, June'a bakmıyor sadece John B'ye odaklanmıştı.

"Seni merak ettik, hastanedeki olay hakkında da konuşmalıyız." dedi John B. İkisi de June sanki orada değilmiş gibi davranıyordu.

"Hey! Ben de buradayım hatırlarsanız." dedi June parmaklarını şıklatarak.

"Senin hastanede olman gerekiyordu!" diye bağırdı JJ. June ona ne olduğunu gerçekten de anlamıyordu. JJ hem June hem de John B'nin bakışlarından rahatsız olmuş gibi öksürdü. "Daha kötü olursun diye demiştim."

"Endişen için minnetarım ama seninle biraz yalnız konuşabilir miyim?" JJ'nin yüzünde endişeli bir ifade oluşmuştu. Mavi gözleri John B'ye çevrildi.

"Sorun değil, ben arabaya dönüyorum." dedi John B. Belli etmese de buna oldukça siniri bozulmuştu, ikisinin tek başına konuşmasını gerektirecek kadar önemli ne vardı ki?

"Arka bahçeye gidelim, bir de babam görürse problem çıkar." June JJ'yi takip ederek arka bahçeye vardı. "Evet?" June ona yaklaşarak elleriyle yüzünü kapladı.

"Bunu neden yaptı?" June eliyle JJ'nin yanağını okşarken kendisini çok mutlu hissediyordu. Bu anı yüzlerce hayal etmişti.

"Suçlusu benim, eve sinirle geldim-"

"Bunun suçlusu hiçbir şekilde sen olamazsın JJ." dedi June elleri JJ'nin çenesine gelirken. Dudağının altındaki yaraya dokununca JJ hafiften irkildi. Bu dudaklar bir saat önce kendisininkiyle birleşmişti ve bunun tekrar gerçekleşmesini istiyordu. Ama JJ onun kafasını fazlasıyla karıştırıyordu. "Sana bir şey sormam gerek."

"Nedir?" JJ stresle dudağını ısırdı ve June'a bakmaya devam etti.

"Beni neden öptün?" June ellerini JJ'in yüzünden çekmiş, ona bakıyordu.

"Ben..."

"Sen ne?"

"Bak, bilmiyorum tamam mı?" İşte bu, dedi June. Bu sefer kalbini tekrar telafi edemeyecek şekilde kırmıştı.

"Neden bana karşı ne hissettiğini söylemiyorsun? Böyle davranman kafamı çok karıştıyor."

"Seni sevmek ve arkadaşın olmak söz konusu olduğunda nereden başlayacağım?" dedi JJ anlık heyecanla.

June ona bakıp duruyordu, az önce ne demişti? JJ ne dediğini kendisi de duyduktan sonra sinirle ellerini saçından geçirdi.

"S-sen, beni seviyor musun?" June bir an bayılacağını zannetse de ayaklarının hala tutması iyiye işaretti.

"Lanet olsun, June bak ben-"

"Neden böyle davranıyorsun JJ? Az önce dediğin-"

"Seni sevmek istiyorum ama-"

"Ama ne?" June gittikçe kontrolünü kaybediyormuş gibi hissediyordu.

"Bu benim için yeni bir şey, yapabileceğimi sanmıyorum,çok fazla geliyor." dedi JJ, June ile aralarında bir santimetre bile kalmasına izin vermeyerek. June bir gün önce bu halde olsaydı onu öperdi ama artık bir daha böyle hissedebileceğini sanmıyordu.

"Bir saniye bile kalbimi bu kadar kırabileceğini düşünmemiştim, seninle ilgili her konuda olduğu gibi bu sefer de yanılmışım." June sözlerini bitirdikten sonra ağlamaya başladı. Şu an kimse ile konuşmak istemiyor sadece tek başına kafasını dinlemek istiyordu. Arka bahçeden gizlice başka bir sokağa sapınca daha şiddetli ağlamaya başladı.

JJ ise önündeki küçük odun parçalarını tekmelemeye başladı. Birisi tarafından koşulsuzca sevilmek onun için yeni bir şeydi ve bundan korkuyordu. Daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştı sonuçta.

June ne ara geldiğini anlamadan kendisini rıhtımda bulmuştu. Rıhtım bugün oldukça kalabalıktı ve bu bir yönden iyiydi, en azından insanların gürültüsü belki de ona aklındaki düşünceleri unuttururdu. Kiara'nın ailesinin dükkanının önüne vardığında birisi onu görür diye hızla oradan ayrılmaya çalıştı.

Kolundaki alçının ağırlığı onu rahatsız ediyordu ama yine de hastaneye gitme düşüncesi onun midesini bulandırıyordu. Evlerinin önüne gelince, bahçede ona çarpan siyah arabanın aynısını gördü ama umursamadan hızla terasa çıktı.

"Bayan Routledge!" Bu ses tanıdık gelmiyordu, arkasına döndüğünde yüzünde kirli sakal olan orta yaşlı bir adamı gördü. "Merhaba, ben Ward Cameron. Rafe ve Sarah'nın babası."

"Yani?" June anlamayan gözlerle ona bakıyordu. 

"Yanisi oğlum adına özür dilemeye geldim, yaptığı şey affedilemez bir şey. Tüm hastane masraflarını-"

"Gerek yok, orada kalmayacağım bile." Ward bozulmuş gibi görünüyordu.

"Kalsan senin için daha iyi olur ama yine de sen bilirsin, bir de bugün Rafe'e saldıranın kim olduğu konusunda-"

"Ne?" June yerdeki ahşapları inceleyen gözlerini kaldırmış, Ward'a bakıyordu. Rafe JJ'in ona saldırdığını söylememiş miydi?

"Rafe ona saldıranın kim olduğunu hatırlamadığını söyledi, bende dedim ki belki sen-"

"Bilmiyorum, nereden bilebilirim ki?" Ward anladığını belli eden bir edayla kafasını salladı.

"Tekrardan Rafe adına özür dilerim, ehliyetini ve arabayı ondan alacağım. Geçmiş olsun." Ward arkasını döndüğünde arabadan çıkmış ve ayakta dikilen Rafe'i gördü. June'u izliyordu. June direkt Ward'a konuştu. 

"Onunla biraz konuşabilir miyim? Yalnız."

"Ah, tabii ki de." June terastan aşağı indi ve yüzünde fazlaca morluk olan Rafe'in yanına indi. Arabanın yanına varınca gözleri Rafe'in mavi gözleriyle buluştu. Onu pek tanımıyordu, sadece Sarah'nın anlattıklarını biliyordu.

"Merhaba." dedi June sessizce.

"Merhaba, hastanede olman gerekmiyor mu?"

"Evet ama evde olsam da pek bir farkı yok değil mi?" Rafe ondan çok daha uzundu, June bunu biraz göz korkutucu bulmuştu. "Ben JJ adına-"

"Sorun değil, konuşmaya bile değmez." Rafe yüzünde buruk bir gülümseme ile June'a baktı. Kız bu haliyle bile göz kamaştırıyordu.

"Ondan şikayetçi olmadığın için teşekkür ederim, zor zamanlardan geçiyor."

"Hepimiz öyle değil miyiz?"

"Evet, sanırım öyle." Rafe düşünceli görünüyordu. June'a bir şey sormak istiyordu, şu an bunu sorması bile saçma olabilirdi. Ama bunu umursamadı.

"Diyordum ki, benimle- yani sen ve ben, birlikte bir şeyler yapmak ister miydin?" June'un gözleri koskocaman açıldı ve durduğu yerde dikilmeye başladı. Züppe Rafe Cameron onu randevuya mı davet etmişti?

"Um, ben..."

"Sorun değil sadece sormak-" Rafe'in bozulduğu ve daha doğrusu üzüldüğü yüzündeki mimiklerinden belli oluyordu. June belki de ona bir şans verebilirdi.

"Olur." June bunun ne kadar büyük bir hata olacağını tahmin etmeden kabul etmişti. Basit bir randevu yüzünden en kötü ne olabilirdi ki?

jj kalp kırmaya devam ediyor.

rafe'i soft birisi yaptım ve aşırı hoşuma gitti.

erken olacak ama sizce june, jj mi yoksa rafe ile mi birlikte olmalı??

umarım bölümü beğenmişsinizdir <33

𝐚𝐮𝐠𝐮𝐬𝐭, 𝐣𝐣 𝐦𝐚𝐲𝐛𝐚𝐧𝐤.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin