protect the royal
treasury
✧
Tayland KrallığıSaat, 15.50
26.07.1680Sabahın erken saatlerinde tahta kapımın çalmasıyla uyandım.
Hava daha tam aydınlanmadığı için yanımdaki mumu yaktım. Ayaklarıma terliklerimi geçirdim ve kapıya gittim.
"Merhaba. Bu saatte geldim için özür dilerim Prens Jungkook ama Kralım Tayland'a iner inmez git dedi." Gelen muhafızı içeri aldım. Evin en büyük odasında karşı karşıya oturduk.Boynundan geçirdiği çantayı çıkarttı ve ellerinin arasına aldı. Bana uzatırken;
"Bunu Kralım size ulaştırmamı istedi." Ondan çantayı aldım. "Artık size ulaştırdım. Ben gideyim çantanın içinde ki notta her şey yazıyor." Ayağa kalktı ve evden çıkıp gitti.Çantayı açtım. İçinde iki tane şişe, bir tanede mektup vardı.
Sevgili Jungkook,
Umarım bu mektubu ve şişeleri sapa sağlam almışsındır. Senden bir şey isteyeceğim. Çantanın içinden çıkan şişelerden kırmızı olan sıvı bir çeşit zehir. Senden istediğim ise bu zehri her hafta gelen balık kasalarına azar azar dökmen. Balıkları yiyen kişiler zehir ile hasta olacaktır. Yemeyen kişilere ise yiyip de hasta olan kişiler bulaştıracak. Bir haftaya kalmaz bütün Tayland hastalıktan yere devrilecektir. Onlar teker teker ölürken sen bize savaş için haber vereceksin. Biz zaten şimdiden savaşa hazır olduğumuz için hemen gemilere binip geleceğiz. Onlar hastayken savaşmaya çalışsalarda elbette biz kazanacağız ve büyük bir onurla senide oradan alıp Kore'ye geri döneceğiz.Tabiki düşündüm oğlum çantanın içindeki diğer mavi sıvı ise panzehir. Senin o hastalığa yakalanmamak için. Onu içersen hasta olmazsın.
Kendine dikkat et.
Emrini bekliyoruz.İki iksiride çantaya geri koyup evden çıktım ve iskeleye gittim. Daha sokakta kimse yoktu, pazar kurulması daha gemilerin hiçbiri gelmemişti.
Yere oturdum ve ayağım denize uzattım.✧
Geminin sahibi gemiden ayrılınca elime ilk geçen kasanın kapağını açtım. Çantadan kırmızı sıvıyı çıkarttım ve kasaya döktüm. Şişenin daha yarısı bile bitmemişti. Bir kasaya dökme yeterliydi aslında ama işimi garantiye almak için bir kasaya daha döktüm.
✧
Zehiri şehre yaylı daha dört gün oldu ve şimdiden etkisini göstermeye başladı. Insanların çoğu öksürüyor, sokağın herhangi bir noktasına aniden kusuyorlardı.
Sokakta gezen insan sayısı azaldı. Insanlar başkalarına bulaştırmaktan ve başkalarından kendilerine bulaşmasından korkuyorlar.
✧
Tam bir hafta oldu ve Tayland tam anlamıyla yıkılıyor. Sokakta yürürken önündeki kişi aniden yere düşüp ölüyor. Sokak köşelerinde titreyerek can veren insanlardan tutun insanlar birbirleri üstüne kan kusuyor.
Kasabada ki doktorlar yetersiz.
Kimse artık yiyecek almıyor. Çünkü birçok kişi hastalığın yiyeceklerden bulaştığını düşünüyor ama buna rağmen hâlâ kraliyet ailesi hiç bir şey yapmıyor.Halka gerçekten açıyorum. Bu hastalık çıkmadan önce de kötü haldelerdi bir de hastalık yayılmaya başlayınca iyice berbatlar.
Ama o taht için bunları yapmalıyım.Artık saraya kimse girmiyor. O yüzden artık oraya balık götürmüyorum. Bu nedenle benim işime yavaşladı.
✧
Sevgili Kıralım,
Gönderdiğiniz sıvı gerçekten çok etkili. Tayland şuan yıkılıyor. Nüfus sayısı çok azaldı. Bir günde bir çok kişi hayatını kaybediyor, bir kısmı ise evlerinden çıkmayacak kadar hasta. Ticaret neredeyse tamamen durdu. Kraliyet Ailesi hiç bir şey yapmıyor sadece kendi güvenlik için muhafaz sayısını arttırdı. Eminim bu hastalık askerlere çoktan bulaşmıştır. Onlarda halkla aynı durumdadır.
Bu yüzden savaşa hazırız Kralım.Saygılarımla
Jeon JungkookTahminim göre bu hafta gemiler Tayland'a gece inecektir. Tayland o gece neye uğradığını şaşıracak. Savaşı Kore Krallığı kazanacak ve o tahta ben geçeceğim.
✧
miamagi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
protect the royal treasury | liskook
FanfictionBen sessizce karanlık odada otururken bir taç takacağım. İnsanlar dışarıda öldürülürken, acı çığlıkları odayı boydan boya kaplayacak. Tavandan yüzüme bir sıvı damladığında, istemsizce gülümseyeceğim. Ve sen ağacın altında son nefesini verirken de yü...