twenty•final

794 82 23
                                    

3 yıl sonra.

Kai ödevinin son satırını da yazdıktan sonra bilgisayarı kapatıp kıyafet odasına ilerledi ve üzerini değiştirdi. Bütün olanların üzerinden koca bir 3 yıl geçmiş, bu süreçte de bir çok şey değişmişti.

Soobin uzun bir süre Kai'nin evinde kaldığı için günden güne utanmaya başlamış, daha liseden mezun olmadan ev arayışına çıkmıştı. Ama Kai'nin ailesi şu an bunun uygun bir zaman olmadığını, sadece derslerine odaklanması gerektiğini ve istediği kadar onlarda kalabileceğini söylemişti. Bu yüzden Soobin bir süre daha orada kalmış, sınava girdikten sonra hemen bir işe girmişti. Biriktirdiği para ve Kai'nin ailesinin de yardımıyla okula yakın bir ev tutmuşlardı.

İkisi de istedikleri bir bölümde eğitimini sürdürürken, Soobin aynı zamanda yarı zamanlı işine devam ediyordu. Kai buna gerek olmadığını, ailesinin yardımı ve burslarla geçinebileceklerini söylese de Soobin pek söz dinlemiyordu. Ailesinin yeterince destek verdiğinin farkındaydı ama her şeyi onlara yükleyemezdi.

Dün gece de geç saatlerde işten dönmüş ve sevgilisinin kolları arasında güzelce uyumuştu. Fakat sabah işler pek öyle olmamıştı. Aslında uyandığında gayet iyiydi ama zaman geçtikçe her ne olduysa morali bozulmuş, bu kahvaltı boyunca da devam etmişti.

Kai kıyafet odasından çıkıp yatak odasının kapısını açtığında, Soobin'in sırtı dönük bir şekilde yatağa uzanmış telefona baktığını gördü.

Kai diğer tarafa dolanıp yanındaki boşluğa oturdu ve elini yanağına koydu. "Hasta mısın?"

"Hayır." dedi Soobin elindeki telefonu komodinin üzerine bırakırken. Kai elinin tersini boynuna götürüp ateşi olup olmadığına baktı ama yok gibi gözüküyordu.

"Bir yere mi gidiyorsun?" dedi Soobin Kai'nin ceketine bakarken.

"Bölümden arkadaşlarla buluşacağız."

Soobin sevgilisinin yüzüne hayal kırıklığı ile bakıp buruk sesiyle konuştu. "Bugün gitmesen olmaz mı?"

Kai elini Soobin'in yanağında gezdirirken başını iki yana salladı. "Olmaz sevgilim söz verdim."

Soobin sıkıntılı bir iç çekip kafasını salladı ve diğer tarafına döndü. "İyi git, çıkarken de kapıyı kapat."

Kai onun bu tavrına kaşlarını çattı. "Soobin iyi misin?"

"İyiyim Kai, harikayım!"

Kai oturduğu yerden kalkıp kapıya ilerlediğinde Soobin'in yüzüne bakmış, sinirli yüz ifadesiyle karşılaşmıştı. Dayanamayıp konuşacağı sırada Soobin hiç de sakin olmayan bir sesle "Hadi git. İyi eğlenceler sana, ben uyuyacağım." dediğinde Kai onun bu öfkeli hâline kaşlarını çatmış ardından hızlıca odadan çıkıp kapıyı kapatmıştı.

Bu tavrını anlayabiliyordu ama bu kadar kızacağını düşünmemişti. Oflayıp ayakkabılarını giydi ve dışarıya çıktı. Umuyordu ki her şeyi eline yüzüne bulaştırmazdı.

***

yeonjun:
SOOBİN HEMEN BURAYA GELMEN LAZIM

soobin:
ne oldu? nereye?

yeonjun:
KAİ İLE BİRLİKTE KAFEYE GİTMİŞTİK

O İYİ DEĞİL HEMEN GELMEN LAZIM

soobin:
NEE

KAİ SİZİNLE Mİ BULUŞTU

NERDESİNİZ HANGİ KAFE

yeonjun:
*konum*

faultless || sookaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin