Bir gemi, ama yıldızlardan, mutluluktan, hayallerden, kağıt uçaklardan, pembe kaplı küçük çikolatalardan oluşan... Damla damla suların oluşturduğu bir okyanusa doğru gidiyor.
Açılıyor ileriye. Dertsiz, tasasız gidiyor uçsuz bucaksız hiçliğe. Gidiyor ama biliyor mu ki ezip geçtiği her su damlası ona kin besliyor.
Daha çok gidiyor. Çok daha uzağa. Bilmeden, görmeden gidiyor. Üstüne kırık kalplerin, ipi kopmuş uçurtmaların, kırılan kalemlerin dertleri esiyor.
İnat ediyor. İlerliyor da ilerliyor. Bu sefer hırsla, körelmişlikle gidiyor hiçliğe. Öyle ki, şimdi de dondurması yere düşen çocukların, aylardır çalışıp da başaramayan insanların, sevip de sevilemeyenlerin üzüntüsü, gözyaşları yağıyor üzerine.
Yine körpe bir inatla kürek çekecekken hiçliğe bir bakıyor ki kalmamış, yok olup gitmiş bu onsuz okyanusta. Yıldızları kayıp düşmüş ona kinlenen damlaların arasına. Kağıt uçakları kırık kalplerin etrafında dolaşıyormuş. Küçük çikolatalar da küçük çocuklarınmış artık.
-Börteçine
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aklıma Bir Şey Geldi!
De TodoKısıtlama olmadan aklıma gelen ve daha önce yazdığım kısa kesitlerle birlikte bazı sözlerimi de yazacağım. Devamını ya da ne yazdığımı görebilmek için "okumaya başla" butonuna basman gerek. Yazdıklarımı izinsiz (ç)almamanınızı istiyorum.