12

54 8 1
                                    

Hongjoong ne olduğunu anında anlamıştı. Bunun olmasından korkuyordu ve artık çok geçti. Arkasını döndü, gözyaşlarının akmaması için elinden geleni yaptı, ya da yapamadı çünkü yanağı çoktan ıslanmıştı. Yere çöktü. Arkadaşı için elinden hiçbir şey gelmemişti. Ameliyat olmaya zorlayabilirdi, elini tutup her şeyin geçeceğini söyleyebilirdi. Ama hiçbir şey yapmamıştı. Artık ağlaması daha da şiddetliydi.

San donup kalmıştı. Kıpırdayamıyordu. Boğazında büyük bir düğüm vardı ve karın ağrısı artık dayanılmazdı. Wooyoung ona sarıldı. San, Seonghwa'nın artık olmadığını anlamıştı ama yine de hiçbir şey bilmiyordu. Sevdiğinin kollarındaydı ama hiç mutlu değildi. O an tüm bunların korkunç bir rüya olmasını istedi. Seonghwa'nın annesine baktı. Lütfen bu bir rüya olsun diye yalvardı içinden Tanrıya. Tanrı kendisine yalvarılmasından hiç bu kadar zevk duymamıştı.

-Bir saat sonra-

San hâlâ olanların şokundayken ne ara eve geldiklerini anlamadı bile. Hongjoong karşısında oturmuş ona bakıyordu. Hâlâ bu kötü rüyadan uyanmayı umuyordu. En yakın arkadaşının kendisine bağırarak odasına girmesini bekliyordu. Ama olmayacaktı. Başı derde girdiğinde gideceği hyungu yoktu artık. Koca dünyada küçüğünü bir başına bırakmıştı.

Uzun süren sessizliği bozan Hongjoong oldu.
"Hepsi senin hüzünden San, eğer sen onun hayatına girmeseydin Seonghwa hâlâ yaşıyor olurdu." ağlamaklı sesle bağırdı.

San boş ve yaşlı gözlerle kendisine baktıkça Hongjoong daha çok sinirleniyordu. Devam etti;
" O aptal çiçekleri kusanın sadece kendin olduğunu mu sanıyorsun! Seonghwa senin yüzünden öldü, hepsi senin yüzünden oldu. O seni seviyordu ve sen ona her gün Wooyoung'tan bahsettin. Ne kadar acı çekti biliyor musun? Keşke onun yerine sen ölseydin San. Yaşamayı hak etmiyorsun." Hongjoong ağlayarak çıktı odadan.

San'ın gözyaşları daha çok akmaya başlamıştı. Kafasında ise tek cümle dönüyordu "Seonghwa senin yüzünden öldü."

𝖥𝗈𝗋 𝖸𝗈𝗎 ‹ 𝐖𝐎𝐎𝐒𝐀𝐍 ›Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin