Ten

439 32 30
                                    


Bölümün okunma sayısında ki azalma beni üzdü :( Eğer ki kötü yazıyorsam ya da ilginizi çekmiyorsa bunu söyleyin elimden geleni yapmaya çalışırım. Umarım bu bölümü okurken bana çok sövmezsiniz , yapacak bir şey yok fice hareket gerekiyor.

Bugünden itibaren artık karşınızda öğretmen adayı olarak bulunuyorum , o kadar uzun süre bölüm bekleyenler merak etmeyin bekleyişleriniz boşa gitmedi.

Bu bölümü inprea ya adıyorum

İyi okumalar !


...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Gökyüzü kapkaranlık tıpkı gözünüzü yumduğunuzda ki o siyahlıkta ki tedirginliği hissediyorsunuz. Havanın soğuk olduğunu hissediyorum , soğuktan acıyan parmak uçlarımı avucumun içine doğru kıvırdım. Dışarıdayım çünkü kuşların sesini , ağaçların hışırtısını ve ileriden gelen insan seslerini duyuyorum. Kafamı yukarı doğru kaldırdığımda uzun olmayan saçlarımın farkındalığına varıyorum. Nasıl mı çünkü rüzgar kısacık saçlarımın arasından okşarcasına geçmişti. Dudaklarımı araladım ve o karanlığın arasında tepemdeki ağaçların uzun dallarını gördüm.

Ayaklarımın altında ki toprağın hissiyatı yüzümü gülümsetmişti. Olduğum yerde durmaktan sıkılıp ilerlemeye başladım. Kollarımı ileriye doğru uzattığımda kollarımın uzun değil kısa olduğunu fark ettim. Kaşlarımı çattım benim kollarım bu kadar kısa değildi. Elimi burnuma götürdüm burnum uzun ve ince değildi aksine kısa ve biraz da basıktı. Kalbimin atış hızı hızlandı , gözlerim kocaman açıldı ve o an idrak etmeye çalıştım. Sanki birisi gerçekleri idrak etmemem için düşünmemi engelliyor gibiydi. "Kendine gel ." diye mırıldandım.

Ellerimi saçlarıma atıp , adımlarımı hızlandırdım. İleride gördüğüm meydan ateşine doğru yürüdüm. Kendi kendime düşünüyor ve bir şeyleri anlamaya çalışıyordum. Karanlık yoldan çıktığımda aniden durup , boşluğa doğru baktım. O an istemsizce ağzımdan çıkan soru cümlesi beni dumura uğratmıştı. "Ben kimim?"

Korktum çünkü kim olduğumu bilmiyordum. Elim hızla atan kalbime götürdüm ve giydiğim kumaş parçasını avucumun içinde topladım. O sırada kara bulutlar gökyüzünden çekildi ve parlak , nur topu gibi dolunayın ışıkları yüzüme vurdu. Beyaz ışık yüzümü okşarken içimde ki hareketlilik ile zihnimde kalın bir ses yankılandı. "Taehyung !"

Ellerimi kulaklarıma götürüp etrafıma bakındım. Ateşin etrafında birleşen insanları görmem ile dudaklarımı araladım . Onlara seslenmek istedim , kafamın içinde korkunç bir ses duyduğumu ve bundan kurtulmak istediğimi. İleriye doğru bir adım attım , gözümden bir damla yaş aşağıya doğru süzüldü.

"Taehyung!"

"S-Sen kimsin? Kafamın içinde ne arıyorsun?"

İçimde ki kıpırtı bu sefer ikiye çıkmıştı , belimi ileri doğru büktüm. Elim karnıma gitti kusacakmış gibi olmuştum. Midem çalkalanıyor her nefesimde içim kalkıyormuş gibi hissediyordum. Kafamda ki ses hırlarmış gibi ses çıkarmış ve kalın ses tonu ile konuşmuştu. "Kendine gel Kim Taehyung . Gerçekliğin duvarlarını kaplamasına izin ver , sen bu sigmanın sahibi Kim Taehyung'sun . Bazı gerçekleri öğrenmen lazım bu görüyü iyi değerlendir ileride yaşayacaklarımız için."

Kingdom | Taegi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin