Selamlar, uzun zaman oldu...
Bugünler oldukça yoğun geçiyor, umarım siz iyisinizdir.
Güzel bir şiirle sizi bölüme yolluyorum, iyi okumalar...
❦
"Gözlerin gözlerime değince;
Felâketim olurdu ağlardım.
Beni sevmiyordun bilirdim,
Bir sevdiğin vardı duyardım."- Atilla İlhan, Üçüncü Şahsın Şiiri
❦
Zaman kayıp bir asır benim için, senin için ve ikimiz için. Bunca senenin ardından hâlâ yalnızca sana sadık, sana hayran, sana tutkun olmam koca bir aşkın kanıtı olsa da epey tez geçmişti takvimler. Tez geçmişti kör saatler fakat yine de bir asır gibi gelmişti bana, bu içimdeki korla. İçim günden güne yanarken elbette normaldi bu sancı. Fakat çok acıttı Yoongi. Çok acıttın.
Bu sabah, bir şarkı açtım.
Lise yıllarında seni düşünürken dinlediğim, melodisi kalbimi titreten ve olduğum yerde daha da küçülüp kalmama, saatlerce ağlamama sebep olan o şarkıyı açtım. Senelerce elim gitmemişti. Yeniden duysam hatıralarının yakama yakışıp canıma okuyacağını bildiğimden, cesaret edememiştim. Nedendir bilmiyorum, sanırım seni ve geçmişimi affedip önüme bakabilmek adına maziyle yüzleşmem gerektiğini hissettim. Ayrıca belki de o kadar yılın ardından artık seni daha güçlü şekilde atlatabilecektim. Elim titrese de, atlatacaktım seni. Başka çarem yoktu. Yaşayabilmem için. Sözler kulağıma iliştiğinde ise, sanki bunu başarmayayım diye uğraşan birileri vardı en derinlerimde.
Şöyle diyordu;
"Bir şarkı bir şiir gibi, yaşadım canım acıları.Senden bana hatıra şimdi, sakladığım sevgili kederler."
Sabahın en erken saatlerinde, işe gitmeden hemen önce eline aldığı günlüğü okurken iç çekme ihtiyacı duydu Yoongi. Bu satırları okuyup idrak etmenin ağırlığı ve her şeyden çok vicdanını rahatsız eden suçluluk duygusu asabını bozuyordu. Onun duygularına karşılık verebilseydi ne kendisine ne de Jeongguk'una acı çektirmemiş olacaktı. 'Her şey saçma bir kaderin sillesinden ibaret' diye düşündü ve bu kendi gibi satırları da narin çocuğun tatlı acısına ortak olabilmek adına plak koleksiyonuna yaklaştı. Ne ironiydi; Seneler önce Jen, bu şarkının plağını kendisine hediye etmişti. Ne yazıktı. Biraz akıllı olsaydı, kendisine saf sevgiyle bakan tek kişiden alabilirdi bu hediyeyi. En azından yıllarca nefretin hakim olduğu kalbinde bir tohum yeşerirdi. Güzel şeyler hatırlardı. Plağını çalıştırdıktan sonra yeniden koltuğuna yerleşip, okumaya devam etti. Şarkı üzüntüyle odayı doldururken.
'Bir sır gibi saklarım seni.
Bir yemin bir gizli düş gibi.
Ben bu yükü taşırım sen git.
Git, acılanma...'
"Özür dilerim... Bu yükü tek başına taşıdığın için."
Bu hayat seninle dolu. Bu yaşam, bu nefes, bu kan ve ter hatta uyku ve sabahlar, güneş ve ay, karanlık ile aydınlık, çiçekler ve sonbahar... Bu gözyaşı ve keder; sen. Tamamen sen. Yalnızca sen, sevdiğim. Her baktığım, her gördüğüm seninle dolu, senden bir iz bana. Senin suretin ve senin gözlerin, senin sesin aşkım. Bunu dediğimi duysan, benden bir kez daha nefret ederdin.
Biliyor musun? Bu şarkıyı sen de dinlerdin. Jen, gözlerim önünde sana bunun plağını vermişti. Ben neredeyse her an dinlediğim için biliyordu bu şarkıyı. Çok alay ederdi benimle. Şarkıyı dinlerken seni düşünüp üzüldüğüm için. Kahpe diye bir kelime olmasaydı ben yine de bu kıza kahpe derdim sanırım. Her neyse... Hakaret etmek istemiyorum. Fakat onun nasıl bir yılan olduğunu anlatıp içimi dökmek istiyorum... Bir şekilde senin bir plak koleksiyonun olduğunu öğrenmiş ve böyle bir jest yapmıştı. Tabii ki benden öğrendiği bir şarkının plağını verecekti. Dinlediği tek şarkı saçma sapan yaz dizisi jeneriği olan ufku dar, son derece cahil birinin yabancı dillerde bir şarkıyı bilip sana bunun hediyesini vermesi görülmüş şey olmazdı. Sen benden daha safmışsın gerçi, saçının teli etmeyecek birinin maskesine kanıp ona tutulacak kadar hem de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bileklerinde mâtem ও yoonkook
Fanfiction❝Sensiz geçen zamanların "acı" adlı değirmenlerinde öğütüldü kalbim. Çarklar döndükçe unutmaya çalıştım seni. Çarklar döndükçe adını sayıkladım, eski günlerdeki gibi. Sen kırmızı gibi kızgın, küstah ve fevri. Ben ise bitmeyen senelerce sana hasret...