*.✧ 5 ✧.*

100 16 32
                                    

Chris nefesini tutup sadece Jeongin'in gözlerine bakabildi. Jeongin ise sadece elinin altındaki kayaya tırnaklarını geçirdi. Onun rahatsız olacağı bir hareket yapmak istemiyordu.

Geri çekilmeye başladığı sırada Chris ensesinden kendine çekip dudaklarını Jeongin'in yumuşak pembe dudaklarına bastırdı.

Jeongin gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Kayayı sıktığı elini Chris'in beline koyup kendini ona doğru yaklaştırdı. Bu sıcak yumuşak bir öpücüktü. Çok yanlış aynı zamanda çok güzel hissettiriyordu.

Nefes nefese ayrıldılar birbirlerinden. Chris konuşma gücünü kendinde bulamıyordu. Bunun yanlış olduğu öğretilmişti. Hem cinsinden hoşlanamazdı.

"Chris..."

Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı.

"Bunun yanlış olduğunu biliyorum. Ama cidden o kadar mükemmel hissettiriyor ki... Duygularıma karşı çıkmak istemiyorum kimse bilmese de olur."

Gözlerini açıp Chris'in gözlerine baktı. Ağlamak üzereydi, yaşları düşürmemek için büyük çaba sarf ediyordu.

"Ben... Ben senden hoşlanıyorum ama eğer bu öğrenilirse idam edilebiliriz... Eğer istersen bu konu burda kalır asla lafını açmam. Ama lütfen bana bir şans ver."

Chris kemikli elini Jeongin'in yanağıma koydu.

"Bunun yanlış olduğunu ve sonuçlarını da gayet iyi biliyorum Innie... Ama biliyor musun bize bir şans vermeyi oldukça istiyorum. Ne olacaksa olsun. Herkes bilmek zorunda değil."

Jeongin duyduklarını algılayamadan tekrar dudaklarının üstündeki baskıyı hissetti.

İçindeki sıkıntıya su serpilmişti artık daha hafif hissediyordu. Yavaşça Chris'in üst dudağını dudaklarının arasına alıp hafifçe emdi.

Yavaş ve acelesiz bir öpücüktü. Her şeyi hissettirmek ister gibi. Chris Jeongin'e daha çok sokuldu. Elini ensesine atıp saçlarını sıkıca tuttu. Nefes nefese geri çekildi.

Bacağını Jeongin'in diğer tarafına atıp kucapına oturdu. Jeongin'in minik gözlerini sonuna kadar açtığını görünce gülümsedi.

"Bana ayak uydurabilir misin Innie?"

"Ne yapmayı planlıyorsun-"

Chris, Jeongin'in saçlarını sertçe geri çekip dudaklarını dudaklarına bastırdı. Bir süre dudaklarını sömürdükten sonra ıslak bir sesle dudaklarını ayırdı.

"Buna iznim var mı?"

Kalçalarını Jeongin'in kasıklarına doğru bastırınca Jeongin kafasını geriye atıp inledi. Chris gülümseyerek yüzüne eğildi.

"Bu evet mi oluyor?"

Jeongin gözlerini sıkıca kapatıp alt dudağını dişledi. Derin bir nefes alarak kafasını dikleştirip Chris'e baktı.

"Hm?"

Yavaşça kafasını sallayınca Chris yavaşça Jeongin'in dudaklarına eğildi.

"Kelimeler?"

"Evet... Evet demek oluyor- ah Tanrım!"

Chris tekrar kendini Jeongin'e bastırınca Jeongin ağzından kaçanları tutamamıştı.

Onlar işleri ileri götürürken ormanda gece avlanmaya çıkan bir genç söğüt ağaçlarının yanından geçerken duyduğu seslerle afalladı.

Buralara yakın yerlerde sevgililer hep küçük kaçamaklar yapardı ama bahsettiği sevgililer kız ve erkekti.

İki erkeğin sesini duyunca gözlerini kocaman açıp seslere dikkat kesildi. Genç yavaşça söğüt dallarının arasına girip küçük gölün üstündeki kayalardan gelen sesin tarafına baktı.

Bir erkek başka bir erkeğin üzerinde zıplıyordu ve ikisinin de inlemeleri çok net duyuluyordu. Karanlıkta kim olduklarını görememişti.

Sessizce ordan ayrıldı. Gördüklerine hâlâ inanamıyordu. Bunu üstelememeye karar verdi. Birine anlatırsa kimse ona inanmazdı.

Gençten haberleri bile olmayan ikili kendilerini fazla kaybetmişlerdi.

İkisi de boşaldığında Chris yorgunca kendini Jeongin'in üstüne bıraktı. Neredeyse bütün olan vücutlarından ikisi de birbirlerinin kalp atışlarını hissediyordu.

Jeongin tek kolunu Chris'in beline sarıp hafifçe doğruldu. Derin nefesleri yüzünden göğüsleri birbirlerine çarpıp duruyordu.

"Gidelim mi artık?"

Chris kollarını Jeongin'in boynuna dolayıp dudaklarını boynuna bastırdı.

"Azıcık daha dinlenelim. Kalkmak için gücüm yok."

Kıyafetleri ikisinin de üzerindeydi. Sadece kasık bölgelerini sıyırmışlardı. Jeongin yavaşça Chris'in üstünü düzeltti.

Kendi üstünü de düzeltip Chris'e daha sıkı sarıldı.

"Seni bırakmak istemiyorum. Gitmesen olmaz mı?"

Chris gülümseyince Jeongin'in saçlarını okşadı.

"Bu sefer sen yanıma gelirsin Innie. Orayı da ben gezdiririm sana hm?"

"Öyle olacak artık..."

Sesi titreyince Chris derin bir nefes aldı.

"Ağlamak yok bebeğim... Ağlarsan dayanamam..."

Ona ilk defa bebeğim dediği için hissettiği ağırlıkla beraber göz yaşlarını daha fazla tutamadı Jeongin.

İkili gece boyu orda vakit geçirdi gencin kafasını allak bullak ettiklerini bilmeden.

....................

...

Sevmedim

Pff

Aman neyse oldu işte :'(

Diğer bölüm final bu kitaba elveda deme vakti artık

Last Love // Jeongchan ✓Tamamlandı✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin