"Prens Chris biraz ilerde çok güzel bir göl var isterseniz oraya gidebiliriz. Dinlenmek için cidden mükemmel bir yer."
"Oh neden olmasın?"
"Suyu da oldukça temiz, taze ve serindir. Buraya sık sık gelirim. Kafam dolu olduğu zaman cidden rahatlamak için harika bir yer."
Jeongin az önceki 'dost' kelimesini aklından atamıyordu. Kalbi bu kelimenin altında eziliyordu. Aklını dağıtmak için sürekli havadan sudan bahsediyordu.
Chris de ondan farklı değildi. Dost kelimesini kullandığından beri dalgındı. Sadece Jeongin'in dediklerine odaklanıp arada gülümseyerek cevap veriyordu.
Beraber yokuş yukarı çıkan bir patikaya girdiler. Uzunca bir süre yürüdüler.
"Prens Chris işte burası!"
Jeongin'in heyecanla işaret ettiği yere baktığında etrafı söğüt ağaçlarıyla kaplanmış küçük gölü gördü.
Küçük bir şelalesi vardı. Su kocaman kayaların üstünden geliyordu. Söğüt yapraklarının arasından sızan güneş ışıkları berrak gölün üstüne vuruyordu.
"Woah... Burası gerçekten çok güzel..."
Chris hayranlıkla etrafına bakarken Jeongin gölün başına bağdaş kurarak oturmuştu. Sunoo ve Changkyun söğüt ağaçların birinin gövdesine yaslandı. Etraftan gelen kuş cıvıltılarını hepsi de duyabiliyordu.
Chris küçük adımlarla Jeongin'in yanına ilerleyip yavaşça yere çöktü. Jeongin parmaklarını suyun yüzeyinde gezdiriyordu. Chris hayran bakışlarla gölün dibine baktı. O kadar berraktı ki çok sığ görünüyordu.
"Sığ göründüğüne bakmayın çok derindir. Buraya ilk geldiğimde içine düşmüştüm."
Diyip kıkırdadı.
"Yüzme bildiğim için şanslıydım. Yüzme bilmeseydim kolayca boğulabilirdim."
Chris ellerini kucağında birleştirip bir süre Jeongin'in yüzünü inceledi. Sonra hafifçe gülümseyip gözlerini kaçırdı.
"Burası gerçekten çok huzur verici."
"Evet öyledir. Sarayda ne zaman boğulmuş hissetsem buraya gelip stres atarım."
Jeongin boştaki eliyle gölün etrafını gösterdi.
"Agaçhatmi çiçeklerini görüyorsunuz değil mi? Bu gölün etrafında çok fazlalar. Papatyalar ve güller de onlara arkadaşlık ederler genelde."
Sonra parmağını söğüt ağacına doğru uzattı.
"Burdaki ağaçlar bir sürü kuşa yuva olurlar. Geçen hafta yere düşmüş bir yuva bile bulmuştum."
Chris ellerinden birini suya daldırdı.
"Su gerçekten serin. Dağlardan mı geliyor buraya?"
Jeongin içten bir gülümsemeyle kafasını salladı.
"Evet. Ordan geliyor."
Jeongin heyecanla ayağa kalkıp Chris'e elini uzattı.
"Şu kayanın üstü kuru ve temiz. Sarayın tüm sınırları görünüyor. Bakmak ister misiniz?"
Chris kendisine uzatılan ele bir süre baktıktan sonra yavaşça tutup ayağa kalktı.
Jeongin ise Chris'in elini bırakmayıp peşinden sürükledi. Gölün biraz etrafından dolaşıp küçük kayaların merdiven oluşturduğu kısma geldiler.
"Merak etmeyin kaygan değil. Rahatça çıkabiliriz."
İlk önce Jeongin çıkıp haşere olup olmadığını kontrol etti. Sonra arkasını dönüp Chris'e tekrar elini uzattı.
"Gelebilirsiniz burasının manzarası cidden çok güzel."
Chris, Jeongin'in çocuksu heyecanına gülümseyip tekrar elini tuttu. Dikkatli adımlarla yukarı çıkıp Jeongin'in yanına oturdu.
Chris etrafına bakar bakmaz gözleri kocaman oldu. Cidden yüksek bir yerdeydiler. Sarayın hatta şehrin bile tüm sınırları gözlerinin önündeydi.
"Vay canına..."
Diye fısıldamaktan kendini alamadı. Jeongin'in kıkırtısını duyunca yavaşça kafasını ona doğru çevirdi.
"Bende buraya ilk çıktığımda bu tepkiyi vermiştim. Harika değil mi cidden?"
Chris parlayan gözlerle karşısındaki manzarayı inceledi.
"Büyüleyici..."
Chris ayaklarını uzatıp boşlukta sallandırdı.
"Acaba bizim sarayın etrafında böyle bir yer var mıdır?"
"Keşfe çıkmadınız mı?"
"Ben dışarı fazla çıkmıyorum genelde kitap okumayı tercih ederim. Ama geri döndüğümde kesinlikle keşfe çıkacağım."
Bir süre sessiz kalıp manzarayı izlediler. Jeongin derin bir nefes alıp Chris'e döndü.
"Anlaşmanın şartlarını ne zaman konuşmak istersiniz?"
"Buna zaman karar vermeli bence."
Dili ile alt dudağını ıslatıp yönünü manzaraya çevirdi.
"Siz öyle diyorsanız."
........
Hi and bai kdkckskkv
İdare ediyor gibi bilemedim
Saçmalamadım umarım
Neyse
Bu da şimdilik son bölüm hafta sonu bir bölüm yazmaya çalışacağım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Love // Jeongchan ✓Tamamlandı✓
FanfictionKendini boşluktan aşağı bırakmadan önce ciğerlerini yakan derin bir nefes aldı. Gözleri ağlamaktan şişmiş ve kıpkırmızı olmuşlardı. "Yakında beraber olacağız sevgilim. Geliyorum..." Yüksek kayaların üzerinden kendini bıralırken hissettiği son şey te...