જ 8

175 26 18
                                    

Nobara'nın gözünden

Okul çıkış zili çalmıştı.

Çantamı topladım, Yuuji ve Megumi ile okulun çıkışına doğru ilerlemeye başladık. Yuuji kolunu Megumini omzuna atmıştı, Megumi başta rahatsız olmuş gibi görünse de hoşuna gittiğine emindim. Aptal aşıklar sizi...

Hava biraz kapalıydı, yağmur yağacağı belli. Islanmayı çok sevmediğim için eve hızlı dönmeye karar verdim. Okul çıkışında yollarımız ayrıldığında Naoya piçini Maki'nin yakınlarında görmüştüm. Yine...

En son Naoya'nın Maki'ye zorbalık yaptığını gördükten sonra zaten daha önce ondan hiç haz etmezken şimdi nefret ediyordum. Dişlerimi gıcırdattım ve adımlarımı o tarafa çevirdim.

Maki'yi zaten ağlarken görmek bile beni çok üzerdi, başkasının ona zorbalık yapması üstüne de buna ses çıkarmaması günlerdir asabımı bozuyordu.

"Maki, bugün hani beraber dönecektik eve. Beni mi ekiyorsun?"

Aslında beraber dönmeyecektik ama Naoya'yı onun peşinden uzaklaştırmaya çalışıyordum sadece. Maki arkasını döndüğünde yapmak istediğim şeyi anlamış gibiydi, bana doğru yürüdü.

"Hayır, ekmiyordum. Sadece seni göremedim."

Şu an sadece rol yapıyordu. Fakat aynı sınıfta olduğumuz halde beni görmediğini söyleyecek kadar mantıksız konuşması... Size sıradan gelebilir ama Maki yaptığı her adımı önceden planlayan tiplerdendi.

Onu mantığını durduracak kadar korkutan şey neydi?

Naoya'nın yanından geçerken sanki geçen gün tartışmamışız gibi konuşmaya başladık. Naoya'dan uzaklaşıp ev yoluna dönünce ikimizden de hiçbir ses çıkmadı. İtiraf etmeliyim ki ona hala sinirliyim. Aynı zamanda kıyamıyorum da.

Tahmin ettiğim gibi yağmur bastırmaya başlamıştı. Ben yağmuru ne kadar sevmiyorsam Maki de o kadar çok seviyordu.

Maki, kollarını kocaman açmış yağmur damlalarının üstünden akmasına izin veriyordu. O kadar şiddetliydi ki çoktan ıslanmıştım. Gitmek istiyordum ama Maki'yi orada tek başına bırakmak istemiyordum.

"Maki, üşüteceksin. Hadi hemen eve gidelim."

Ne kadar diretsem de orada öyle dikilmeye devam etti. Bir süre sonra da iki elimden tuttu. Sanki dans ediyormuş gibi etrafta dönmemize sebep olmuştu. Üşümeye başlamıştım, bu hiç hoşuma gitmiyordu.

"Maki, saçmalama napıyorsun-"

"Kes şunu. Sadece yağmura odaklan. Güzelliğine..."

Yağmurun neresi güzeldi ki?

Hala ellerimden tutup beni etrafta çevirmesine engel olamadım. Olmak da istemedim ya da. Bir süre sonra gözlerimi kapattım ve yağmura odaklandım.

Hala güzel değildi. Islanmaktan ve üşümekten başka bir şeyi yoktu.

Fakat sonra gözlerimi açtım, karşımda Maki'nin kocaman gülümsemesiyle karşılaşınca dondum kaldım. Bu kadar küçük bir şeye küçük çocuklar gibi sevinmesi çok garipti.

Ve çok güzel gülüyordu.

O an yağmur damlaları üstümden akıp giderken kalbimde garip bir his oluştu. Daha önce hissetmediğim türden. Belki de orada vardı ama ben fark etmemiştim. İlk defa o an gün yüzüne çıkmıştı.

Anlam veremediğim hisler karşısında kaşlarımı çatıp duraksadım olduğum yerde. Karşımdaki kızın sesiydi beni kendime getiren.

"Hadi Nobara, bir kerecik ıslansan ne olur yağmurun altında?"

Hiçbir şey demedim sonra. Saçma sapan bir hisse kafayı yormaya gerek yoktu. Bu sefer Maki'nin ellerinden tutup onunla yağmur altında dans etmeye devam ettik.

Yağmur güzel olabilir miydi?

my favorite nerd જ nobamaki Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin