Lanet olsun ki hasta olmuştum. Aşırı boktan hissediyordum. Ama bu hastaneye gitmeme engel değildi. Sadece biraz öksürüyordum o kadar. Annem hasta hissetmeme izin vermeden iyileştirirdi beni hep...
-
Eve gitmek istesemde yinede kendimi o harabenin önünde bulmuştum. Neden bu harabe binayı dağıtmıyordular? İç çekip çatı katına doğru çıkmaya başladım.
Yine ordaydı. Yine elimde kitap. İnek öğrenci felan mı bu? Geldiğimi fark edince başını kitapdan kaldırdı.
"Hoşgeldin."
"Hoşbulmadım."
"Niye birşey mi oldu?"
"Hep böyle fazlamı soru sorarsın?"
"Soru sorulmasından rahatsızmı oluyorsun?"
"Evet-"
Öksürük sözümü yarıda kesti. Lanet olsun açık verdim.
(Okuyan savaşta felan sanar)"Sen hasta mı oldun?"
"Tabiki hayı-"
Kafamda hissetimğim elle irkildim.
"Yanıyorsun sen?!"
Elini ittim.
"İyiyim ben birşeyim yok."
Ayağa kalktım ama başım dönüyordu. Buraya geldiğim için kendime lanet ediyordum. Eve gitseydim keşke. Sarı saçlı çocuk kolumdan tutdu ve beni kapıya doğru sürüklemeye başladı.
"Hey nere-"
"Evinin yolunu tarif edeceksin seni eve götüreceğim."
"Gerek yo-"
"Konuşup kendini yorma zaten yorgunsun."
Harabeden dışarı çıktık.
"Adını ne zaman söyleceksin?"
"Chifuyu. Chifuyu Matsuno."
"..."
"Seninki peki?"
"Baji Keisuke."
"Memnun oldum."
"Burdan sağa dönelim."
-
"Bu apartman mı?
"Evet."
"Kaçıncı kat?"
"5"
"Ne güzel aynı apartmanda yaşıyoruz ve 2. katta yaşıyorum."
"Güzel."
-
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim. İstediğin bir şey varmı?"
"Eve kadar getirdin yeter benim için. Bir kaç saat uyursam geçer."
Yatakta otururken cevap verdim. Odamı gözüyle incelerken bir yandan soru soruyordu.
"Yalnız mı yaşıyorsun?"
"Hem evet hem hayır."
"Nasıl yani?"
Dişlerimi sıktım.
"Eve gitsen iyi olur hastalığımı sana bulaştırmak istemiyorum."
Gözleri parıldarken cevap verdi:
"Beni mi düşünüyorsunuz"
Sinirli bir bakış attım ona.
"Tamam tamam eve gidiyorum şimdi."