24.BÖLÜM : AZİM

512 59 134
                                    

Kahvaltıdan hemen sonra çalışmalara başladık. Hera çoktan uyanmıştı ve bizi izleyeceğini belirtmişti.

Hep birlikte ağaçların altındaki gölgede toplandık ve çalışmalara kaldığımız yerden başladık. Vendicativo, dikkatimizi sadece güçlerimize odaklamamız konusunda bizi uyarmıştı.

Kafama akın eden düşüncelerden her ne kadar uzaklaşmak istesem de sürekli aklıma bir şeyler takılıyordu. Kardeşim yaşıyor mu yoksa yaşamıyor mu bunu öğrenmeyi sabırla bekliyordum.  Her ne kadar sonucunda öğreneceğim gerçekler benim hayatımın değişmesine neden olsa bile, o gerçekleri öğrenmekten asla vazgeçmeyecektim.

Yaklaşık yarım saattir çalışma yapıyorduk. Bazen başarabiliyor, bazen ise karşılık alamıyorduk. Herkese göz gezdirmeye başladım, Emma gözlerini kapatmış elementinin  oluşması için çaba sarf ediyordu. Axel ve Adrian ateş elementlerini çoktan oluşturmuş ve bunun mutluluğunu yaşıyorlardı. Jennifer yorulmuş ve yere oturmuştu, Laura ise su elementini oluşturmuştu ve heyecanla "İşte buu, yaptım."  onun bu heyecanı hepimizi gülümsetmişti. Albert ise toprak elementiyle hemen önünde küçük bir duvar oluşturmuştu. Herkes gerçekten de bir şeylerin başarısına ulaşıyordu.

Bende gözlerimi kapattım. Hangi elementi kullanacağımı bilmediğim için bir süre duraksadım. Birkaç saniyenin ardından hava elementini denemek istemiştim. Rüzgarın esmesini hayal ederek aynı zamanda ellerimi havaya kaldırıp, kendi etrafında döndürdüm. Yaptığım hareketle rüzgarı yüzümde hissetmeye başlamıştım. Rüzgar yüzümü okşarcasına esiyordu. Biraz daha büyük rüzgar essin istemişim. Ellerimi daha hızlı döndürdüm ve büyük bir rüzgar hayal ettim. Daha fazla rüzgar esmeye başladı. Gözlerimi açtığımda rüzgarı kontrol edebilmiştim. Bunu başarmıştım ama sevincimin yanında daha fazlasını yapmak istiyordum.

Bir süre sonra herkes yorgun düşmüştü. Dinlenmek için çimlere oturmuştuk. Emma tek başına bir ağacın altına oturmuştu, bunu fırsat bilerek onun yanına gidip konuşmalıydım. Kaç gündür benden köşe bucak kaçıyordu ama bu sefer bunu yapamayacaktı. Ayağa kalktım ve yanına gittim. Gözlerimin içine tedirginlikle bakmıştı. Bunu görmezden gelerek yanına oturdum.

"Daha ne kadar saklayacaksın benden?" korkuyla gözlerimin içine bakmıştı. "N-neyi saklayacağım?"  benden birşey saklaması artık canımı sıkıyordu ve bunu daha fazla içimde tutmayacaktım. "İntihar ettiğini neden sakladın benden?" sesim öyle öfkeli çıkmıştı ki herkes bize bakıyordu. Öfkeyle ayağa kalktım "Neden Emma, neden? Hani biz en yakın arkadaştık neden bunu benden sakladın? Neden kendine böyle birşey yaptın?" gözlerimin içi yanmaya başlamıştı. Ağlamak istemiyordum ama içimde tuttuklarım canımı acıtmaya başlamıştı.

Birkaç saniye öylece bana bakmıştı. Benimde, onunda gözleri doluyordu. İki yakın arkadaş birbirimizden öyle uzaklaşmıştık ki eski yakınlığımız bile artık yoktu. Neydi bizi böylesine ayıran? Neden intihar etmek istemişti ki? Neden bunu bana ve ailesine yapacaktı? Arkasında bıraktıklarını hiç mi düşünmüyordu?

O da ayağa kalktı, biraz duraksadı ve "Çünkü, çünkü seni öldürmek istedim Aleda! Ben en yakın arkadaşımı, kardeşimi öldürmek istedim. Bunu defalarca denedim, elimde olmadan defalarca yanına gelip seni öldürmek istedim. Ama artık dayanamıyordum. Kafamın içindeki sesler durmak bilmiyordu. Dayanamayacak hale geldim Aleda. Özür dilerim senden ama b-bunu yapmak zorundaydım. " neler olmuştu bu kıza böyle? Neden beni öldürmek istesin ki? 

Kafamın içindeki dönüp dolanan sözcükler midemi bulandırıyordu. O çok masumdu, benim arkadaşım çok masumdu. Ama hala birşeyleri anlamakta güçlük çekiyordum." N-neden beni öldürmek istedin ki?" sustu, sadece susmuştu. Ellerimi tuttu ve gözlerimin içine derin derin baktı. "Adrian ve Albert'ın kavga ettiği gün ormanın içinde birini gördüm. Tuhaf biriydi. İstemeden peşine düştüm. Sonra birşeyler oldu tam hatırlamıyorum. Beni kalkanın öbür tarafında bir mağaraya götürmüştü. Ellerimden ve ayaklarımdan zincirle bağladı. İşkence yaptı, seni öldürmemi istedi ama sen benim arkadaşımdın bunu sana yapamazdım. Sonra bana bir iksir içirdi. İksirin etkisi yüzünden istemeden birşeyler yapıyordum. Seni defalarca öldürmek istedim. Daha sonra kafamın içindeki fısıltılar durmak bilmiyordu. Bundan kurtulmak istedim. Kurtulmanın tek çaresi ölmekti Aleda. Hiç düşünmeden yaptım. Önce bileklerimi kestim sonra ise su dolu küvetin içine bedenimi çaresizce bıraktım. Beni Axel kurtarmış. " Axel' e dönüp minnet dolu bakışlarımı iletmiştim.

KAYIP KRALLIK : YENİDEN DOĞUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin