Kabus

48 6 3
                                    

Bu bölüm @taekook_siqsin_sizi  kişisine ithafen yazılmıştır

O kadar fazla gurur duyuyorum ki seninle inanamazsın. Gururlu bir anne gibi hissediyorum ORBHRDBDJSN. Başaracağına hep inandım ve inanıyorum. 

Umarım günlerin güzel geçiyordur. Senin başaracağına inanıyorum. Bil ki sen bu hırsla herkesi geçersin. Kimseyi takma tek düşüncen kendine güven olsun.

Burda seni seven biri var~

Sana söylemek istediğim o kadar özel şeyler var ki, bu yazıyı yazarken içim kıpır kıpır ama gerçekten nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Biliyorsun, zaten pek iyi anlatıcı değilim ;) ama sevgimi ve güvenimi hissetmeni o kadar çok istiyorum ki.

Disiplin herşeydir. Disiplinli ve sitematik bir şekilde ol.

Lafı uzatmıyorum. Kısacası seni seviyor ve sana güveniyorum Muzlu Sütüm.

***********

"Chan ve Changbin markete gidin" dedi Felix. "Pardon ama niye biz?" Kafasını sallayarak sordu Changbin. "Eğer aynaya bakarsanız görürsünüz niye siz olduğunuzu" " yaaa demek aynaya bakınca. Öyle olmaz sen söyle niye bizim gittiğimizi" imali bir şekilde gülümseyerek söyledi Changbin. "Aptal ne boş yapıyorsun. Kaslısınız o yüzden siz gidiyorsunuz" dedi Seungmin. "Uzatmayın hadi çıkın artık" Minho yine sinirle konuştu

Hazırlanıp markete gittik. Market biraz büyüktü. Genellikle kırmızı ve beyaz detaylar vardı. Elimizdeki listeye bakarak alınıcakları alıyorduk. "Telefonun çalıyor bak istersen" dediğimde Changbin daldığı alış veriş listesinde kaldırıp bana şaşkınca bakıp elini pantolonunun arka cebine atıp telefonu çıkardı. "Kim arıyor" deyip telefonuna doğru eğildim "Seungmin arıyor" deyip telefonu açtı

Changbin: ne var

Seungmin: diş fırçası alın bana

Changbin: hangi renk

Seungmin: siyah alın eğer siyah yoksa lacivert veya kırmızı alın

Telefon hopörlerde olduğu için duyuyordum. Changbin, Seungmin'e cevap bile vermeden telefonu kapattı. "Şunun diş fırçasını da alıp çıkalım"

Diş fırçaların macunların olduğu yere geldiğimizde Changib siyah diş fırçasını uzandığında onu durdurdum. Bana sorgulayıcı bakışlar atıyordu." Niye siyah alıyorsun ki? Pembe alsana" deyip ona göz kırpmıştım. "Sevdim seni" deyip pembe diş fırçasını aldı.

Kasaya gidip herşeyi ödeyip eve dönüyorduk.

***************

"BU NE LAN? RENK KÖRÜ MÜSÜN? BEN SANA SİYAH DEDİM SEN PEMBE ALMIŞSIN" Seungmin sinirle Changbin'e bağırıyordu. "Bana bağırma Chan dedi pembe alalım diye" dediğinde korkuyla yerimden sıçradım. "Lan şerefsiz niye söylüyorsun benim istediğimi" dediğimde çoktan korkuyla koşmaya başlamıştım. Seungmin bana bağırıyordu. Dış kapının ordan geçiyordum ki Seungmin bana ayakkabı fırlattı. Kafama ayakkabı yediğimde sendeleyip yere düştüm. Seungmin bana kahkaha atarak koşmaya başladı. "Demek sen istedin. Götüne sokacam bu fırçayı götüne" bir yandan konuşuyor bir yandan tekme atıyordu. "Demek fırçayı götüme sokucan ha?" "Dalga mı geçiyorsun ciddi ol" deyip bana tekme atmaya devam ediyordu. "Çocuklar bırakın ilk okul kavgasını da yemeğe gelin" Jisung bağırıyordu.

Akşam yemeğini yedik ve televizyonun karşısında oturuyorduk. Hâlâ Seungmin'e sinirliydim. Tuvalete gittim.(burası taekook_siqsin_sizi kişisine çok ithaf olsun muaahhh) kapıyı kilitleyip dolabı açtım. Herkesin diş fırçası ordaydı. Seungmin'in diş fırçasını alıp sinirle klozete soktum. Gülüyordum ama ses çıkarmamaya dikkat ediyordum. Biraz daha fazla uğraşıp tekrar yerine koydum. Ellerimi yıkayıp banyodan çıktım.

Thief | ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin