"Dikkatli ol" dedi Hyunjin. Elime eldivenlerimi giyiyordum, her zaman yaptığımız şeydi bundan dolayı içimde hiç bir heycan yoktu.
"Eğer sana zarar vermeye çalışırsa bize seslen" kafama maskeni geçirirken söylemişti bu cümleyi Changbin. "Hyung bana ne yapabilir zaten her seferinde aynı şeyler oluyor" demiştim. Bana bakıp kafasını onaylarcasına aşağı yukarı sallamıştı.
Başlıyorduk. Siyah arabadan indim. Hava karanlıktı, sokağı aydınlatan soluk ışıklı sokak lambasıyla etrafta loş bir ışık oluşturuyordu.
Karşı kaldırımda her şeyden habersiz yürüyordu. Sırtında siyah ve üstünde askeriye kıyafetlerini andıran yeşil renkli şekiller vardı. Altında siyah pantolon, üstünde beyaz gömleği ve kırmızı kıravatı vardı. Kıravatı gevşemişti, çantasını da tek omzunda tutuyordu. Saçları dağılmıştı. Kulağında kulaklığı ile beraraber yürüyordu.
Arkasından sinsice yaklaştım, tam arkasından kafasını yakalayacaktım ki beni farketti. Arkasını dönmeye çalışırken ondan hızlı davranıp kafasını yakalamıştım. Burnuna bayılmak için sürdüğüm ilaçlı peceteyi tutmuştum, ilk başta çırpındı. Dürüst olmak gerekirse güçlüydü, onu tutmakta birazcık zorlandım. Daha fazla çırpınmadan bayılmıştı. Onu arabaya götürmeliydim
Araban yardım için Jisung geliyordu. Önce bana baktı sonra ona ayaklarını tutması için göz işareti yaptım. O ayaklarını tuttu bende kollarından kaldırıp arabaya ilerledik. Krem renkli koltuğun üzerine kaslı bedeni bıraktık.
"İyi iş çıkardın Seungmin" demişti Lee Know. "Açıkçası güçlüydü ama nedense çok fazla çırpınmadı" demiştim kafamda maskeyi çıkartırken. "Zaten çırpınsada kaçamayacağını anladığı için öyle yapmıştır" dedi I.N.
___________________________
"Kafasına dikkat et salak" demişti Hyunjin, Lee Know'a karşı. "ben ne yapıyorum" "off cidden aptalsın kafasını vuracaktın" "ne yapayım taşıdığımız adam kas yığınından farksız" " tamam boş yapmada koltuğa bırakalım artık". Tartışmaları hiç bitmiyordu, hep bir kavga içerisindeler. Tanrım...
"Sizce uyanmasını mı bekleyelim yoksa yüzüne su mu çarpalım?" Dedim yüzlerine karşı. " bence yüzüne suyu çarpalım, çok gıcık birine benziyor bu yaratık" dedi Felix. Hepimiz gülmeye başlamıştık. Felix tip tip yüzümüze bakıyordu. "Felix sana göre kaçırdığımız her kişi gıcık zaten" demişti Jisung kahkaha atarak. "Ya en son kaçırdığımız kişiye de gıcık deyip sonra ona aşık olup öpmeye çalışması geldi aklıma" demişti I.N. Herkes daha fazla kahkaha atmaya başladı. "Tamam susun artık ayrıca komik falan değilsiniz, hem oğlanın dudaklari büyüktü ve sürekli dudak büzüp duruyordu ben ne yapabilirim" demişti Felix. "Benimde dudaklarım çok büyük Hyung lütfen benimkileride öp lütfen lütfen, bak ağlıyorlar" demişti I.N. "bak şimdi dayağımı yicen bonomdo dodoklorom çok boyok hyong". I.N, Felix'e doğru dudaklarını büzerek koşmaya başlamıştı ki Felix I.N'in penisine doğru bir tekme attı. I.N inlerken Hyunjin Felix'e bağırıyordu "napıyon lan orası sevgilime lazım" "aptal Felix'e bağırmayı bırakta kucağına al beni" diye inlemişti I.N yerde yatarken. Hyunjin, I.N'i kucağına alırken I.N, Felix'e dil çıkartıyordu. "Iyi misin bebeğim? Kötüysen yatağımıza yatırayım seni" demişti Hyunjin I.N bakarak. "Penisime tekme yemişim sen bana iyi misin diyorsun" sinirle bağırıyordu I.N. "Üfff yine romantik olmaya başladı bunlar" Lee Know kenarda isyanla bağırıyordu.
"Uff sizin gibi salaklar mı kaçırdı beni". Herkes birbirine bakıyordu çünkü bu ses bizden birinin sesi değildi, noluyordu lan. "Lan salaklar arkanıza bakın hani beni kaçırdınız ya hani ben burdayım ben konuşuyorum" herkes şaşkınlıkla arkasına bakıyordu. "Sonunda, ah Tanrım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thief | Chanmin
AçãoSeungmin arkadaşlarıyla bir hırsız çetesiydi. Bir gün büyük bir villada yaşayan Chan'i kaçırmaya çalıştılar. Her şey para içindi fakat Chan para için kaçırılacak en son kişiydi _________________________________ ~ben seni kusurlarınla seviyorum ~01...