4

411 46 34
                                    

Gümüş gözler kızarmışken küçük bir hıçkırık kaçtı minik dudaklardan. Chuya nazikçe oğlanın saçını okşayıp kucağına aldı ve nazik bir şekilde konuştu. "Merak etme onu sağ salim getirecekler. Söz veriyorum." Hiçbir şey demeden sadece göz yaşlarını sildi minik. "Onu yatırsam daha iyi olur." Dazai'nin annesi Akutagawa'ya yaklaştığında Akutagawa kollarını Chuya'ya sardı. Yaşlı kadın ilk şaşırdı daha sonrada hafif bir üzüntüyle geriledi. "Bizimle oturmasında sıkıntı yok. Hatta gözümün önünde olması daha iyi." Diyerek kadını reddetti Chuya. Hiçbir şekilde güvenmiyordu ona. Güvenmemekte haklıydı da.

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorlardı. Saniyeler, dakikalar...üçlü için saatler geçmiş gibiydi ama. Bir süre sonra Akutagawa sessizlikte rahatsız bir şekilde kıvranınca Chuya nazikçe gülümsedi. "Hikaye anlatmamı ister misin?" Siyahlı başını yavaşça yukarı aşağıya salladığında karşılarındaki duvara yaslanmış kadında kızıllıya kulak verdi.

"Bir zamanlar çok kötü ve yaşlı bir kaplumbağa varmış. Bu kaplumbağanın adı Kappa'ydı. Çok huysuz biri olduğundan herkes ondan kaçınırdı. Kappa, kalelerindeki insanları kıskanırdı çünkü kendine ait bir evi ya da arkadaşı yoktu. Böylece, bir gün kaleye gizlice girdi ve insanların bütün hazinesini çaldı ama tam iş üzerindeyken yakalandı. İnsanlar o kadar sinirlendiler ki kafasına vurdular ve bağırdılar 'Sana lanet olsun, kappa!' Ona o kadar sert vurdularki Kappa'nın kafası kabuğunun derinlerine sıkıştı. Sıkıştığında yaptığı tüm kötü şeyleri düşündü ve korkunç hissetti. Sonunda kafası tekrar dışarı çıktığında, davranışlarından dolayı özür diledi. İnsanlar Kappa'nın bunu nasıl telafi edebileceğini çok düşündüler. Yaşlı kaplumbağaya onu affedeceklerini söylediler ama o günden sonra hazinelerini koruyacağına söz verirse ve Kappa kabul etti. Böylece Kappa, günlerinin kalanını yeni bir amaca hizmet etmek için kullandı. Halkın hazinelerini korudu ve onlarla dost olarak yaşamaya başladı ve bir zamanlar huysuz olan Kappa artık mutluydu. Son."

Gümüş gözler mutlulukla parlarken Chuya oğlanın dikkatini kısa da olsa dağıtabilmenin rahatlığıyla gülümsedi. "Eğer birinin duygularını incitirsen ya da kötü bir şey yaparsan birisi kafana vurabilir ve der..." Chuya elini Akutagawa'nın başına yavaşça koydu. "Kappa!" Elini geri çekti. "Ve sen affedildin." Akutagawa gülümsedi. "Yani beni affettiniz mi?" Başıyla onayladı kızıllı. "Bu doğru." Siyahlı içinde hissettiği rahatlıkla babasına bakarken aşağıdan bir ses duyuldu. "Biz geldik!" Bu sesi herkes tanımıştı. "Osamu!" Annesi hızla ayaklanırken Akutagawa, Chuya'nın kucağından inip aşağıya koştu. "Akutagawa yavaş ol!" Geride kalan yetişkinlerde onun  peşinden gittiğinde kapının önünde bekledikleri oğlanı gördüler. "Atsushi, şükürler olsun!" Chuya rahatlamanın verdiği mutlulukla derin bir nefes verirken Akutagawa kendinden kısa oğlana sarıldı. "Özür dilerim Atsushi!" Beyazlı yorgunca gülümsedi. Oldukça bitkin görünüyordu. "Sorun değil." Siyahlı bir süre durdu. "R'leri söyledin." Bunu beyazlı anca fark etmişti. "Y-yaptım değil mi? R dedim!" Neşeyle yerinde sıçrarken Dazai oğlanı durdurdu.

"Atsushi yavaş ol."

"Özür dilerim."

İki çocuk heyecanla oynamak için yukarı çıktığında Chuya, Dazai'nin yanına geldi. "Atsushi'nin başında neden sargı vardı?" Esmer olan iç çekti.

"Düşerken kafasını vurmuş. Doktor çok büyük bir şey değil dedi ama genede birkaç gün dikkatli olmakta yarar var."

"Çok şükür Tanrım." Kadın rahatlamayla ellerini birbirine kenetleyip dua ederken Dazai bir şey demeden kalacakları odaya çıktı. Tabi Chuya'da peşinden gitti. "Kötü bir şey mi oldu?" Endişeyle sorduğunda esmer başını hayır anlamında salladı. "Gitsek iyi olacak. Buradakilere güvenmiyorum." Kızıllı ona hak vermişti ama çok geç olmuştu. "Çocuklar çok yorgun. Belkide yarın sabah gitmeliyiz. Biz de dinlenmiş oluruz." Dazai ilk itiraz etmek istedi ama kızıllının bakışları onu susturdu. "Pekala yarın gidelim." Zaferle sırıtırken dudakları yumuşak bir gülümsemeyle kıvrıldı ve Dazai'ye sarıldı. "Hayal mi görüyorum yoksa bana gerçekten sarılıyor musun?" Kısa olan dirseğini uzunun karnına geçirdi. "Ups gerçekmiş." Dazai'nın kıkırtısı onada bulaştı. "Kapa çeneni uskumru." Kızıl saçlara bir öpücük bıraktı oğlan. "Nasıl istersen Chibim."

Çocuklar Duymasın // SoukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin