Sonunda...

535 43 2
                                    

Ekip deskte sohbet ediyordur. Ferman koşarak gelir.
FERMAN=Acile trafik kazası geliyormuş, arkadaşlar koşun hadi.
Ekip Acile iner, acil ana baba günü gibidir.
FERMAN=Nazlı, Ezo benimlesiniz çabuk.
ATT=Hastanın boynuna cam kırıkları saplanmış, tansiyon 90 a 70. Yolda gelirken 2 defa kalbi durdu, entübe edilmesi lazım ancak çok kan var.
FERMAN=Tamam bizde, çabuk ameliyata çabuk.
Kızlar ve Ferman acil ameliyata girerler.
FERMAN=Şah damara çok yakın bir cam parçası var, kalbin atışları düzensiz, kalp krizi geçirmek üzere. Nazlı çabuk boyun ile ilgilen. Ezo sende bana yardım et tampon yapmamız gerekiyor şuraya hadi çabuk.
SELVİ=Hocam, tansiyon 70 gittikçe düşüyor, hasta çöküyor.
FERMAN=Çabuk 10 numaralı bistüri çabuk!
Ferman kalbe müdahale eder, Nazlı da boyundaki camları temizler, hasta kurtulmuştur ancak hala hayati tehlikesi devam ediyordur. Ameliyat biter eller yıkanır.
FERMAN=Kızlar bugün burdayız, hastanin durumu hala çok ciddi. İkinizde nöbettesiniz haberiniz olsun. Acil bir şey olursa hemen bana haber verin.
NAZLI=Hocam ama...
FERMAN=Nazlı, ama derken?
NAZLI=Pardon hocam, tamam burdayız.
FERMAN=Güzel.
Ferman gider.
EZO=Ay canım ya üzüldüm şimdi senin planların vardı değil mi?
NAZLI=Kes sesini bir sen ya. Ali bugün her şeyi öğrenecek sen kaygılanma.
Nazlı hızlıca Ali'yi bulmaya gider. Bakmadığı yer kalmamıştır ama Ali yoktur. Kızların yanına gider.
NAZLI=Kızlar Ali nerede?
GÜLİN=Çıktılar ablasıyla demin. Hastaları iyi durumdaymış işi bitti, gittiler. Hayırdır bir şey mi oldu?
NAZLI=He yok ya bir şey diyecektim ona da neyse, tamam sağolun.
Bu sırada Ali ve Ferda eve gitmişlerdir.
FERDA=Oo Ali Bey eviniz de pek güzelmiş.
ALİ=Beliz Hanım ayarladi işte bir şeyler. Ama bende sevdim, şirin bir yer.
FERDA=Ee alışabildin mi İstanbul'a?
ALİ=Yani alıştım gibi. Pek değişiklik sevmem ben biliyorsun, arada özlüyorum Tokyo'yu. Ama burası da güzel, hem babam var sen varsın, daha ne olsun?
FERDA=(Gülerek)Nazlı?
Ali kekeler.
ALİ=Ne, ne Nazlı'sı?
FERDA=Kardeşiiiim, biz ne zaman telefonla konuşsak heyecanla bahsediyordun ondan. Ben seni tanırım, sen ne zaman birine karşı bir şey hissetsen, özel hissetsen böyle olursun. Hem sen bugün bana sarılıp öptüğünde deli gibi bakıyordu Nazlı. Yani bence o da sana karşı boş değil.
ALİ=Sanmıyorum abla. Oğuz Bey ile çok yakınlar, eskiden arkadaşlarmiş. Yani o geldiğinden beri Nazlı bana bir soğuk zaten. O yüzden gelin güvey olmuyorum ben.
FERDA=Sen ümidini kesme benim birtanem. Her şey olacağına varır. Hem sanki bilmiyoruz senin şu kıvırcık saçlarına ölüp biten kaç tane kız var.
ALİ=Ahahah tabi tabiii. Ben mutfağa gidiyorum, ellerini yıka gel hadi bakalım kraliçem.
FERDA=Tamamdır kuzucum.
Nazlı bu sirada el mecbur hastanın yanına gider. Ezo odada telefonuyla ilgileniyordur.
EZO=Ne oldu kuzucuk, gitmiş değil mi?
NAZLI=Ezo yeter ya cidden yeter bak. Sinirlerimi bozma benim.
EZO=Ya asıl sen benim sinirlerimi bozma. Sevdiğim adama ilanı aşk ediyorsun ne diyeyim sana? Alkış mi tutayım?
NAZLI=Bende seviyorum Ali'yi, ne yapayım?
EZO=Ya sen şu 2 günde mi sevdiğini anladın ben senelerdir seviyorum onu. Tam bir şey olacak aramızda sen hep bir yerlerden çıkıyorsun.
NAZLI=Aşkın ölçütü zamani olmaz anladın mı? Ali'yi seviyorum, o ne hissediyor bilmiyorum ama ben onu seviyorum ve o bunu bilecek. 
Nazlı odadan çıkar, Ali'yi arar. Birazdan telefon açılır. Nazlı direk söze başlar.
NAZLI=Hiç bir şey deme, sadece beni dinle. Bunlari yüzüne söylemek istedim ama çoktan eve gitmişsin, bende de şimdi nöbetteyim. Yarin çok geç olabilir o yüzden şimdi söyleyeceğim. Dayanamıyorum daha fazla ne olacaksa olsun artık, bil her şeyi. Ali ben seni ilk gördüğümden beri bir garip hissediyorum. Başta hayranlık sandim ama değil Ali, bu hayranlıktan da öte bir şey. İçimde kocaman bir boşluk varmış da seni tanıyınca dolmuş gibi sanki. Bana ilk sarılışın, ilk bakışın öyle güzel öyle özeldi ki, aklımdan bir an olsun çıkmıyor. Yatıyorum sen, kalkıyorum sen varsın aklımda. Ali bilmiyorum ben aşk nedir, nasil yaşanır. Ama eğer aşk diye bir şey gerçekten varsa bu tam da sana hissettiğim şey. Ben sana deli gibi aşığım Ali. Seni seviyorum. Bana dokunamasan da sarilamasan da ben seni seviyorum ve istiyorum. Bir cevap vermek zorunda değilsin sadece bil istedim iyi akşamlar.
Nazlı telefonu kapatır, kalbi deli gibi atıyordur. Derin bir nefes alır hastanede dolaşmaya başlar. Saat gittikçe ilerlemiş, gece yarısı olmuştur. Hastanın odasında Nazlı bir koltukta, Ezo bir koltukta uyuya kalmışlardır. Gece rahat geçer, sabah olur. Ferman hastayı kontrole gelir, değerleri normaldir.
FERMAN=Güzel hastamız iyi durumda, siz deske gidebilirsiniz kizlar, burası bende hadi.
Kızlar deske gider. Nazlı Ali'yi görür, kafasını yere eğer.
DORUK=Oo Nazlı ve Ezo gelin de burdaymış.
EZO=Sabah sabah yine çenen düşmüş, concon.
DORUK=Hahaha sana da günaydın bebeğim.
EZO=Bebeğim ne ya gerizekali insan gibi adımı kullan benim, fena olur.
ALİ=Günaydın Kızlar.
EZO=Günaydın Ali.
NAZLI=Günaydın.
ALİ=Nazlı sen iyi misin, gözlerin bir tuhaf.
NAZLI=İyiyim, uykusuzum biraz ondandır.
Nazlı Ali'nin tepkisizliğine şaşırır. Ferda ekibin yanına gelir.
FERDA=Günaydın arkadaşlar, ilk iş günümüz hayırlı olsun bakalım.
DEMİR=Hayırlı olsun hocam.
ALİ=İyi ki geldin abla, seninle çalışmak çok güzel olacak eminim.
FERDA=Yaa kuzucuğum benim:)))
Nazlı arada Ali'ye bakıyordur, Ali hiç bir şey olmamış gibi davranıyordur.
EZO=Ali bir dakika konuşabilir miyiz?
ALİ=Ne oldu?
EZO=Çok kisa hemen.
ALİ=Peki.
Ali ve Ezo bir kenara geçerler, Nazlı ikiliye bakıyordur. Ferda da Nazlı'yi kesiyordur.
Ezo Nazlı'ya bakarak, Ali'nin saçını eliyle düzeltir. Nazlı hem dünden sonra Ali'nin tepkisiz kalmasına hem de gördüğü manzaraya daha fazla dayanamaz. Gözleri dolar, hızlıca orayı terk eder.
NAZLI=Iıı, şey ben bir şey unuttum, gitmem lazım.
Bu sırada Ali ve Ezo konuşuyordur.
ALİ=Ezo ben temas sevmem.
EZO=Biliyorum ama saçın gözünün önüne gelmişti neyse. Ali ya benim hiç bir şansım yok mu sana karşı?
ALİ=Ezo ben sana diyeceğimi dedim.
EZO=Bak biliyorum ama ne yapayım Ali sende beni anla. Senelerdir seviyorum ben seni, hiç bir şeye bakmadan takmadan. Ne olur bana bir şans versen ha olmaz mı?
ALİ=Seninle çok iyi 2 arkadaş olabiliriz Ezo, ama sadece o kadar fazlası yok.
Ali ekibin yanına geri döner. Bu sırada Nazlı boş bir odada hüngür hüngür ağlıyordur. Birazdan kapi açılır. Nazlı kafasını kaldırır.
NAZLI=Şey ben...
FERDA=Otur bakalım Nazli otur. Seninle bir konuşalım şöyle. Biliyorum neden ağladını, Ali yüzünden ağlıyorsun.
NAZLİ=Ne, nasıl?
FERDA=Canım benim dün konuşmama izin verseydin öğrenecektin. Ali yemek yapıyordu, telefonunu ben açtım.
NAZLI=Nee, ee o zaman siz?
FERDA=Biliyorum, seviyorsun Ali'yi. Bak Nazlı sana açık olayım. Ali normal biri değil otizmli. Çok kırılgan, saf ve temiz. Daha önce çok kötü şeyler yaşadı ve böyle bir şeye hazır mı bilmiyorum. Yani onun üzülmesine asla izin vermem ben. Sen duygularından emin değilsen, gelip geçici bir şey ise ne olur sus, konuşma. Ama yok başka dersen...
NAZLI=Ben, ben Ali'ye deli gibi aşığım. Onu öylesine boş bir duygu ile sevmiyorum Ferda Hanım yemin ederim. Ben hayatımda ilk kez böyle oldum, bana sarıldı dokundu. Orda öylece onun kolları arasında kalmak istedim, size yemin ederim başka bir niyetim yok. Ben Ali'yi çok seviyorum.
Ferda gülümser.
FERDA=Bak Ali buraya geldiğinden beri bana sürekli seni anlatıyor. Ona yaklaşımını, iyi bir insan oluşunu vs. İster misin onunla baş başa konuşup şu mevzuyu halletmeyi?
NAZLI=Nasil olacak ki o?
FERDA=Akşam bütün herkesi Ali'ye çağıracağım, tanismak için yani. Sen gelmeyeceksin. İşte evde kalacaksın, hastayım diyeceksin. Bende Ali'yi sana göndereceğim. Kimse yokken baş başa konuşun. Hem bak dün ner kadar güzel şeyler söyledin sen öyle. Bunlari Ali'ye de anlatmalısın. Sonucu ne olur bilmem ama, bence öğrenmeli. He ne dersin?
NAZLI=Yeter artık kaçtığım, öğrensin bilsin onu sevdiğimi. Tamam yapalım.
FERDA=Güzel hadi bakalım kalk yıka yüzünü, gözünü sonra aşağı gel. Hadi bakalım.
NAZLI=Ya ben size nasıl teşekkür edeceğim bilmiyorum.
FERDA=Dur bakalım Ali ile bir konuş, sonra edersin teşekkürünü hadi:))
Ferda ekibin yanına döner.
FERDA=Evet arkadaşlar, ben istiyorum ki hep beraber tanışalım, kaynasalim şöyle bir. Bugün herkesi Ali'ye bekliyorum anlaştuk mı?
ALİ=Benim niye haberim yok bundan acaba?
FERDA=Tanışalım dedim kardeşim fena mı ettim, rahatsız olurum dersen başka tabi. Yani başka yerde toplanıriz.
ALİ=Yok yani tanıyorum herkesi zaten. Gelin tabi buyrun.
DORUK=Valla bana uyar.
AÇDEM=Bana da.
EZO=Olur.
FERDA=Güzel o zaman akşam bizdeyiz, gençler. Hadi bakalım şimdi herkes işinin başına.
Ekip dağılır. Hastanede saat saati kovalar akşam olur. Bütün ekip Ali'ye gelmiştir. En son kapi çalar, Açelya içeri girer.
ALİ=Ee Nazlı nerede?
AÇELYA=Şey, o biraz rahatsız, sizden çok özür diledi, şimdi evde dinleniyor.
OĞUZ=Aa noldu ya bir anda durun ben bir bakayım.
FERDA=Olmaz!!!
OĞUZ=Pardon?
Herkes Ferda'ya döner.
FERDA=Iıı, olmaz çünkü sizinle bir şey konuşmam lazım Oğuz Bey, siz durun. Ee Ali sen bir baksana gidip bir şeye ihtiyacı var mı?
ALİ=Ben mi?
FERDA=Alicim Nazlı senin arkadaşın değil mi git bir bak işte.
EZO=Ben de geleyim Ali, beraber gidelim.
Açelya lafa atlar.
AÇELYA=Yok Ezo sen kal.Kız halsiz biraz, kendini rahat hissetmiyordur şimdi.
Ama şey Ali seninle yakın, yani bence sen yalnız kendin git. Nazlı seni geri çevirmez.
ALİ=Tamam otursun herkes, abla sen ilgilen misafirlerle, ben bir bakıp geleyim. Bir şey ihtiyacı var mı yok mu, tamam.
FERDA=Tamam kuzum hadi in sen.
Ali ceketini giyer, aşağı daireye iner. Kapiyi çalar, birazdan açılır.
NAZLI=Ali?
ALİ=Şey Açelya senin rahatsız olduğunu söyledi de bende dayanamadım bir bakmaya geldim. Bir şeye ihtiyacın var mı?
NAZLI=Gelsene içeriye.
Ali çekinerek içeri girer...

Mucizevi Berhayat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin