B4

256 30 24
                                    

1 hafta sonra

Chan artık Felix ile ilgili garip şeyler olduğunun farkına varmıştı. Bir gariplik vardı ama ne olduğunu henüz öğrenememişti. Elbet bir gün söyler, diye düşünüp boş verdi. Fakat konu aklını kurcalamayı bırakmıyordu.

Minik melezi parka götürmüştü. Kedi yavrusu oyuncaklarla oynarken onu izledi dikkatlice. Kimseye yaklaşmıyordu ve sürekli temkinliydi. Kendine doğru gelen çocuklar oluyordu ama henüz ona ulaşamadan geri dönüyorlardı. Her birinde aynı şeyin olması ilginçti.

Eve dönme zamanı geldiğinde Felix çok yorgun hissettiği için Chan, onu kucağına almıştı. Giderken markete uğrayıp dondurma almışlardı. Eve girdiklerinde Chan dondurmayı buzdolabına koydu ve melezi kucağına alıp salondaki tekli koltuğa oturdu. Konuyu açma kararı almıştı.

"Lixie, bir şey konuşmak istiyorum."

"Evet, biliyorum. Çılgınca gelecek elbette fakat güçlerim var. Çoğu melezin güçleri var. Akıl okuyabiliyorum ve hipnoz kullanarak insanlara ve hayvanlara istediğimi yaptırabiliyorum. Böylece kendimi korumuş oluyorum. Bazı isteklerimi yerine getirmemi de sağlıyor tabii ki. Ayrıca neden olduğunu anlayamadığım bir durum daha var."

Susup Chan'a baktı melez. Chan şaşırmış görünüyordu. O söylemeden konuyu açıklaması da doğru söylediğinin kanıtı niteliğindeydi. Devam etmesi için elini tutup okşadı ve başıyla onay verdi.

"Seninleyken asla diğer insanlarla olduğum gibi olmuyorum. Sen beni sakinleştiriyorsun ve uysal davranıyorum istemsizce. Minho'nun evini bu yüzden dağıtmıştım... Ona, sana karşı davrandığım gibi davranamadım. Denedim ama yapamadım, bunun için üzgünüm."

Chan olayları artık anlıyordu. Her şeyin mantıklı bir açıklaması vardı ve artık öğrenmişti de. Sadece bundan sonra nasıl davranması gerektiğine karar verecekti. Chan konuşmadan Felix devam etti.

"Özel bir türüm, çoğu melezin dedim ama aslında o kadar çok da değiliz. Güçleri olan melezler nadir sayılabilir bu yüzden önemle aranır, satılırlar. Eğitimimden kaçtım çünkü beni insanlara ısınmaya yönelik bir eğitime sokmuşlardı. Bunu istemiyordum çünkü sevmiyordum insanları. Kaçtım, seninle karşılaştım. Sen de özelsin Channie, özel olmasaydın sana karşı da herkese karşı davrandığım gibi davranacaktım ama öyle olmadı. Sen farklısın ve bana iyi geliyorsun. Daha önce yaşadığım korku yüzünden hiçbir zaman rahat hissedemiyordum ama sen benim rahat olmamı sağlıyorsun, senin kucağın benim yerim."

Felix'in son söylediği Chan'ı dondurmaya yetmişti. Felix elini Chan'ın yanağına yerleştirdi ve okşadı yavaşça. Her şeyin farkındaydı Felix bu yüzden onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Chan'ın aklı bulanıktı, bulunduğu durumdan dolayı ama net düşünceleri arasında gördükleri Felix'in gülümsemesini sağlamıştı. Chan'ın gördüğünü bile hatırlamadığı rüyaları görebiliyordu.

Oyalanmaya devam etti Felix. Chan'ın zihni ilgi çekiciydi. Ve çoğu gördüğü şey, kısa zamanda tanışmış olmalarına rağmen kendisiyle ilgiliydi.

Birkaç gün önce, Felix'in Chan'ı zorla uyuttuğu geceyi izledi Felix. O gün Chan uzun bir aradan sonra rüya görmüştü. Kısa sürmüştü ilki, en ilgi çekici olanı da oydu zaten.

Chan'ın birkaç dakika süren rüyası, onu uyandığında da düşündürmeye başlamıştı. Rüyasında, Felix'i öptüğünü görmüştü çünkü. Minik melezin dudakları kendi dudakları üzerinde uyumla hareket ederken görmüştü kendisini. O yumuşak yapıyı hissetmiş kadar olmuştu ama gerçeğini yapmayı deli gibi istiyordu. Felix o sabahtan beri biliyordu bunu, sadece susuyordu. Eğer kendisi ona bir adım atarsa Felix, ona fazlasını verecekti.

Gerçeğe, konuştukları konuya dönmesi gerekiyordu Felix'in. Şu anki Chan'a odaklandı, daha sakindi ve düşünüyordu. Felix'e inanıyordu, sadece aklı almıyordu böyle bir şeyi. Yine de minik belirsizlik yerini koruyordu. Felix nedensiz yere kendini ispat etme fikriyle dürtülmüş hissetti.

O günden bahsetmeye karar verdi. Aksi taktirde bir adım alamayacaktı.

"Mesela birkaç gün önce, öpüştüğümüz bir rüya gördün. O günün sabahında bunu gerçekleştirmek istedin ama durdun. Sahi neden durdun?"

Chan utanmıştı duyduklarıyla. Normal bir şeymiş gibi söylemişti Felix hepsini. Kızaran yanaklarını fark edemeden ona bakmaya devam etti.

"Seni rahatsız etmek istemedim."

"Rahatsız etmezdin."

Sinirle söylemişti bunu Felix. Artık bir şeyler olmasını bekliyordu, eğer Chan gerçekten akıllıysa, diye düşündü.

"Yani sen şimdi-"

"Evet seni aptal."

Chan duraksadı. İstiyordu, deli gibi istiyordu ama gerçekten öpmeli miydi bilemiyordu.

"Eğer sen yapamayacaksan hipnozla yaptırırım haberin olsun."

Üstünlüğünü göstermesi lazımdı Chan'ın. Felix'in yanağını kavradı, yavaşça ona yaklaşmaya başladı. Melezin gözlerini yavaşça kapattığını görünce gülümseyip kendi gözlerini de kapattı. Dudakları birbirine değdiğinde birkaç saniyeliğine durdu. Gerçekten çok yumuşaklardı. Sonra tamamen birbirine bastırdı. Chan, dudaklarını yavaş yavaş hareket ettirmeye başlayıp yanağını okşadı Felix'in. Öpücük mükemmel hissettirmişti, her ikisini de.

Birkaç dakika sürdü masum öpüşmeleri. Sonra Chan ayrıldı yavaşça. Felix burnunu Chan'ın burnuna sürtüp gözleri kapalıyken alnına yaslandı. Mırlamaya başlayıp yanağını Chan'ın alnına sürttü.

"Bu güzeldi..."

"Öyleydi kedicik." Diye karşılık verdi Chan. İmalı söylemişti ve Felix bunu anlamıştı. İlk defa utanıp yanaklarının kızardığını hissetti minik melez. Chan bunu fark ettiğinde susmayı tercih etti. Felix'in belindeli elini bastırıp onun, kendi göğsüne yaslanmasını sağladı. Elini saçlarına çıkartıp okşadı. Şu anda susmak yapılacak tek şeydi.

••••••••••••••••••
Yazarken cidden zorlanıyordum çünkü söyleyeceklerim bu bölümdeydi ve ilerletmek zordu. Neyseki halloldu. Yeni bölüm hafta sonu gelir diye düşünüyorum, iyi okumalar güzellerim♡

kitten'    ☁︎︎ chanlix  ☁︎︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin