2

230 22 70
                                    

medya cr: kadeart @ twt

Dabi bazen zamanı durdurabilmeyi dilerdi.

Anı biraz daha yaşamak isterdi, kısa aralıkları sonsuza dek yaşamak isterdi.

Biraz daha aralığın sekizinde kalmak isterdi. İlk defa kendini frenlemeden, istediği bir şeyi yapıp sarışını öptüğü o gecede.

Kış soğuğu iyice bastırmıştı, böyle zamanlarda ceketinin inceliğine hep lanet okurdu siyahlı. Mavi alevleri yüzünden vücut ısısı normalin üzerindeydi, bu da dereceleri diğerlerine göre daha düşük hissetmesine yol açardı hep.

Yanındaki sarışının da pek bir farkı var değildi. Aslında gayet kalın, pamuklu ceketine sarılmıştı ama yine de titriyordu. Burnu ve yanakları kızarmıştı, sıcak nefesini parmaklarına üfleyerek kendini ısıtmaya çalışıyordu. Tatlı görünüyor, dedi içinden. Ama sonra hemen kendini toparlamaya çalıştıı Dabi.

Zor bir şeydi elbette. Sarışında insanı çeken bir şey vardı her zaman. Şeytan tüyü demek ironik olurdu, ama en iyi bu tarif edebilirdi belki de. İstemsizce neşesine ayak uydurduğunuz, her zaman yanınızda görmek istediğiniz biriydi. Kendisine bağımlı ediyordu adeta. Kendine has, alaycı konuşma tarzıyla söylediği her şey ilgi çekici gelirdi. İnsanları nasıl kendine çekeceğini iyi bilirdi Hawks, Dabiyse onun numaralarına karşı zayıf bir adamdı.

Ama ne yapabilirdi ki? Soğuktan kızarmış dudaklarını hafifçe bükerek Dabi'ye neden daha kapalı bir yerde buluşmadıkları hakkında söylenirken bile tatlıydı. En ufak hareketi bile düşüncelerini karıştırıyordu Dabi'nin.

"Çok mu beğendin?"

Sarışından gelen kendini beğenmiş sesle kafasını çevirdi siyahlı, anlamamışçasına "Hm?" dedi küçük bir jestle.

"Çok mu beğendin, diyorum. Bak bak doyamadın da." diye güldü bu sefer Hawks.

"Çok egoistsin, kahraman."

Alaycı bir şekilde yaklaştı Dabi'ye sarışın. "Az önce gözlerinle yerken böyle demiyordun ama?"

"Gözüm dalmış o kadar."

"Hm? Öyle mi?" diye biraz daha yaklaştığında siyahlının bakışları istemsizce önündeki dudaklara kaydı. "Şu anda da mı gözün dalıyor?"

Anında gözlerini kaçırdı Dabi. "Sadece, gözüm daldı. Dibime kadar giren sensin."

"Bir kez olsun doğruyu söyle, Dabi," diye fısıldadı sarışın, mümkünmüş gibi siyahlıya daha da yaklaşarak. Yüzündeki sırıtış bir an olsun silinmiyordu. "Sen de beni öpmek istiyorsun değil mi?"

Nefesini verdi Dabi, aralarındaki soğuk havada beyaz duman belirdi. Gözlerini kaçırmak istiyordu ama önündeki altın rengi gözlerden ayırası da gelmiyordu. Yanaklarının yarasız kısmındaki kırmızılığın arttığını hissetti. "Belki," derken gözlerini bir anlığına önündeki soğuktan kırmızılaşmış dudaklara indirdi. "İstiyorsam ne olacak peki?"

Sırıtışı genişledi sarışının. "Seni öpeceğim öyleyse," Elini uzatıp bir tutam siyah saçı karşısındakinin kulağının arkasına attı. "Sonra bir daha öpeceğim," Eli yavaşça yumuşak, siyah tutamların arasına daldı. "Bir daha, bir daha..." ensesine indirdi elini, dudakları neredeyse birbirine değiyordu. "...ve bir daha. Sen beni durdurana kadar."

Cümlesini bitirdiği anda, önce belindeki elleri, sonra da dudaklarındaki baskıyı hissetti Hawks. Dabi, artık aralarındaki küçücük aralığa bile dayanamıyormuşçasına onu kendine çekmiş, aylardır hayalini kurduğu dudaklara uzatmıştı kendini. Gülümsedi kahraman, öpücüğün arasında. Sonra diğer elini de siyahlının ensesine götürüp daha da yaklaştı, hafifçe parmak ucuna kalkarak derinleştirdi öpücüğü. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 06, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

OLD YELLOW BRICKSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin