×Gözlerim kayıyor ellerine üşüyor musun meleğim?×
Gözlerim hiçbirşeyi görmüyordu, kalbime ok saplanmış gibi öylece bekliyordum "birşey söyle Jennie ben yapmadım de yalvarırım!"
Kızın eli Jennie'nin omzunu tuttu sıkıca gözlerine bakarak kulağına yaklaştı sesi duyabiliyordum ama keşke duymasaydım diye bağıracaktım artık
"Bunu tekrar deneyelim bebeğim" kırmızı rujunu ben olmasam dudağına yapışacak resmen sevişecek gibi duruyordu "ben çıkayım o zaman yaşadığımız şeyler boşuna zaten değil mi?"
"Bu arada tanışmadık,ben lalisa manoban jennie'nin eskiden anlayacağınız üzere birkaç kötü olay yaşadığı çoğu kişiden bir tanesi sayılırım.."
"Ah görebiliyorum içeri geçin lütfen"
"Çok kibarsınız teşekkürler bayan?"
"Roseanne park kısaca Rose diyebilirsiniz"
"Tabiki Bayan Rose"
İçeri geçtiğimiz on dakika boyunca sessiz geçmişti jennie bana ara sıra ise yüzünü kızın yüzü hizasına getirmeye çalışıyordu ama utancından sinirli olduğu belliydi
Ben ise yüzümü kızın yüzünden bir an olsun ayırmıyordum ağlamamak için zor tutuyordum kendimi..
Sonunda söze Jennie başladı"Merhaba Lalisa.."
"Sadece Lisa diye hitap etsen de olur, yabancı değiliz sonuçta değil mi?"
"Evet lisa ne için gelmiştin?"
Yüzünü buruşturup elindeki kağıdı jennie'ye uzattı
"Bu nedir?"
"Uzun zaman önce benim ile aranda geçen çokça şey oldu"
"Evet ama hepsi birer şakaydı"
"Şakalardan hoşlanmıyorum biliyorsun"
"Herneyse üstündeki servetini yarı yarıya istiyorum"
"Ne anlamda?"
"Ah seni küçük annecik! Sadece şirketinin ortağı olmak ve yarı yarıya paramızı bölüşmek istiyorum"
"Paramız mı? O hiçbir zaman senin paran olmadı! ANLIYOR MUSUN BENİ!"
Jennie'nin bağırışları beni korkutuyor sakin kalmaya çalışıyordum kolunu kendime çekip sakin olması için birkaç cümle fısıldadım
"Sorun değil gerçekten! İstediği kadarını alabilir bizim paramız yine bize yeter hem istediğin zaman onu kovabilir-"
"Ne yazık ki kovamaz sözleşmede birbirimizi kovamayacağımız yazıyor :D"
"Seni zeki kız, peki öyle olsun bakalım!"
İmzalar atıldıktan sonra Lisa'nın dışarı çıkıp kısa bir telefon konuşması yaptıktan sonra gittiğini duymuştum
"Özür diler-"
"Jennie iyi değilim lütfen git.."
"Bana inanmalısın Rose sana yemin ederim herşeyi kafasından uyduruyor"
"Sana inanmam ne kadar doğru peki?"
"İki günlük kızlardan çıkıyorsun yeterince kötüyüm sonra konuşacağız zaten bana açıklama yapmadan gitmeyeceksin şimdi git"
"Peki ama istediğimde yanına geleceğim aramızda birşey yaşandı yok gibi davranamazsın!"
"İyi, şimdi defol!"
Odadan yavaşça kapıya doğru giden ayak sesleri içimi burkuyordu ağlamamak için fazla direniyordum sonunda kapının kapanışı ve benim dolu dolu gözlerimden akan yaşlar dolu dolu ağlıyordum sessizce... kimse duymadan...
Yarın sabahın etkisi ile telefona baktığım an Jennie'nin mesaj atacağı aklıma gelmemişti ama doğru ona numaramı ben verdim! Salak gibi..
"Merhaba Rose?"
"Konuşmak istersin diye düşündüm"
"En azından son kez görüşebilir miyiz?"
"Seni görmeden gitmek hiç istemiyorum!"
*Konum*
"Lütfen attığım konuma gel eminim sinirin geçecektir!"
"Kırmızı renge boyanmış gül'üm"