okunur mu, okunmaz mi hicbir fikrim yok ama burasi benim kacamagim ve siginagim bu yuzden kendi kendime atarim oyle okunmazsa da.
direk baslayacagim cok uzatmadan ve yirmi bolumluk cok uzun seruvenleri olmayan soft bir fic olacak. benden beklenmeyecek sekilde safe olacak yani..
hos geldiniz, keyifli okumalar.
•
jeongin konuşamıyordu, doğuştan gelen dilinde olan bir sorundu. duyabiliyordu ama dili dönmediği için konuşamıyordu. ilkokula başladığında herkes bilerek konuşmadığını düşünse bile aslında öyle değildi. istese de konuşamıyordu ve hep sınıfın sessiz çocuğuydu. beden eğitiminde onu oyunlara almazlardı ve jeongin hep kenarda oturup basketbol oynayanları izlerdi. sonra okul çıkışlarında kendi başına oynardı.
ortaokulda her zaman ezilmişti. yedinci sınıfa geldiğinde bir çocukla tanışmıştı. o jeongin'i çoğunlukla kurtarsa da, yetişemediği zamanlarda jeongin canı yanmasın ve ona vurmasınlar diye birkaç ayak işlerini ve ödevlerini yapıyordu. liseye geçtiğinde kurtulduğunu ve tek arkadaşıyla aynı okulda olduğu için mutlu olduğunu düşünmüştü. ama sandığı gibi olmamıştı. seungmin, yani arkadaşı olan çocuk liseye geçince yeni arkadaşlar yapmıştı. çoğunlukla onlarla takılmaya başlamıştı ve sevgilisi olmuştu. jeongin onlarla takılmak istemediği için uzak duruyordu. zaten liseye geçmelerinin üzerinden üç sene geçmişti.
kantinde oturup onları izlerken meyve suyunu yudumluyordu. arkadaşı mutlu gibi gözüküyordu. jeongin'i unutmuş gibi dursa bile, jeongin onun adına mutlu olmuştu. sonuçta sonsuza kadar kendi gibi dilsiz bir çocukla arkadaş kalamayacağını biliyordu. felix adındaki çocuk ile mutlu gözüküyordu. yanlarında iki çocuk daha vardı ama jeongin onları tanımıyordu. onun için önemli olan arkadaşıydı.
önündeki meyve suyu paketini biri alıp eliyle sıktı ve ileri fırlattı. çıkan ses ile kantindeki çoğu kişi onlara dönerken jeongin korkarak başındaki çocuklara baktı. "ya dilsiz. bir dakika içinde arka bahçede olmazsan olacaklardan ben sorumlu değilim."
yanağından makas alır gibi hareket yapmış ve alaya alarak gülüp saçlarını karıştırarak gitmişti. çoğu kişi jeongin'e bakarken, jeongin utanmış ve hızla yerinden kalkıp arka bahçeye gitmişti. o çocukları tanıyordu ve biliyordu her zaman jeongin'i çağırırlardı. genellikle eşyalarını ona taşıttırırlar ve ödevlerini yaptırırlardı. cüzdan olarak kullandıkları zaman da oluyordu.
jeongin ödev dosyalarını vermelerini beklerken çocuklardan biri kolundan tutup onu kucağına çekti. jeongin panikle kalkmaya ve kaçmaya çalışmıştı ama bir işe yaramamıştı. diğer çocuk kollarını tutmuştu ve jeongin kaçmak için çabalarken bağıramadığı için bu haline gülüyorlardı. "her zaman her istediğimizi yapıyorsun değil mi, dilsiz? o zaman bugün bizi eğlendirebilirsin."
jeongin korkuyla başını iki yana sallarken ona daha çok gülmüşlerdi. jeongin bu sefer gerçekten canının yandığını hissetti. dört kişiye karşı, birdi. istediklerini yaparlardı ve jeongin'in sesi çıkmazdı. istese de çıkartamazdı. okul gömleği çoktan açılmıştı ve diğer çocuk pantolonunu açmaya çalışıyordu. jeongin direnmeye çalışıp bacaklarını savuruyor ve çırpınıyordu.
elinden gelen son ana kadar direnecekti. biri arka bahçeye gelir de görür umuduyla deneyecekti. gözlerinden yaşlar akmaya başlarken bacaklarını tutmaya çalışan çocuğa vurmaya devam ediyordu. biri dudaklarını boynuna konumlandırmışken çocuklardan biri yeri boyladı. herkes şaşkınlıkla ona bakarken boynunu öpen çocukta kendini bir yumrukta yerde bulmuştu. jeongin şaşkınlıkla arkasına baktı. bu çocuğun siması tanıdıktı ama ismini hatırlamıyordu. bahçede sürekli basketbol çalıştığını görüyordu.
ellerini ve ayaklarını kurtarıp üstünü düzeltti. kalan iki çocuktan biri jeongin'i tekrar yakaladı. ikisi yerde bir yerlerini tutup inliyordu. "derdin ne hwang? rahat bırak da oyuncağımızla vakit geçirelim."
"bu sefer çok yanlış kişiye çattınız." sadece bunu söylemiş ve boşta olan çocuk ona yürürken bacağına tekme atıp suratına sert bir yumruk savurmuştu. jeongin'i tutan çocuğun bir anlığına kolları gevşese de bırakmadı. "o senin değil, dilsizin teki. bırak bize."
"benim olan, hiç bir zaman sizin olmadı. seni de acıyla inletmemi istiyorsan, zevkle." gelen sarışın ve uzun saçlı çocuk jeongin'in arkasındaki çocuğun elini tutup bir anda ters çevirmişti. çocuk jeongin'i bırakıp canının derdine düşerken jeongin bir iki adım geriye atmıştı. sarışın çocuk, elini ters çevirdiği çocuğun sırtına bir tekme atıp yere savurdu. jeongin birkaç adım daha geri atıp kaçmaya çalıştı. fakat başka bir çocuk onu tutmuştu. bu çocuğu da sarışınla birlikte gördüğünü hatırlıyordu. "bir daha, benim olanın yanında dolaştığınızı görürsem, sadece yara ve birkaç çatlak ile kalmazsınız. bir de hakaret içerikli kelimelerinizi tek tek size geri sokarım, anlaşıldı mı? bir kez daha ona dilsiz diyerek küçümsediğinizi duyarsam, dillerinizi keserim."
jeongin duyduğu ses ile yutkundu. önündeki çocuktan kurtulmaya çalışırken. çocuk kollarını ona daha sıkı sarmıştı. sarışın çocuk gelip jeongin'in bileğinden tuttu ve jeongin'i peşinde sürüklemeye başladı. jeongin kolunu geri çekmeye çalışırken ön bahçeye geçmeden onu birden duvara yasladı. "ne istiyorsun? az önce gelmeseydim toplu tecavüze uğrayacaktın resmen. teşekkür etmek yerine kaçmaya mı çalışıyorsun?"
cebinden telefonunu çıkardı ve tek eliyle zorlukla bir şeyler yazmaya çalışırken sarışın elindeki telefonu çekmişti. jeongin şaşkınlıkla ona baktı. "beden dili biliyorum, kendini açıklaman için yazmaya ihtiyacın yok."
jeongin rahatladığını hissetmişti. ilk defa beden dilini bilen biri ile karşılaşmıştı. elini kurtarıp birkaç cümle ile kendini ona açıklamıştı.
/yn: tek cizgiler, jeongin'in beden dili ile soyledikleri olacak
'kurtardığın için teşekkürler ama gitmem gerekiyor. iyi hissetmiyorum.' sarışın anlayışla başını salladı. küçük olan gitmeden önce ona seslendi. "yang, yarın beni bulsan iyi edersin. sınıfım en üst katta ve ilk teneffüste seni bekliyor olacağım."
jeongin belli belirsiz başını sallayıp kaçar adımlarla oradan uzaklaşmıştı. sarışın olan bir süre onu izlemiş ve ardından arkadaşı ile beraber sınıfına ilerlemişti.
---
of of paylasmaya basladim ama umarim pisman olmam. gitmeden bunu ve iki chanmin'i bitirir, uzerine bir tane krallik konulu hyunin yayimlar ve oyle giderim artik taslakta kalmasin.
shipler karisik, banginho, seunglix ve changsung olacak simdiden diyeyim ama cogunlukla hyunin odakli olacak.
skz ile ve benimle kalin staa, sizi seviyorum.💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i'll be with you
Fanfictionhyunin/jeongjin • jeongin konuşamıyordu, hyunjin de onun dili olmaya karar vermişti.