selmslmm, bolum sonu kucuk bi tensionimz var okumak istemezseniz uyuduklari kisimdan sonrasini gecebilirsiniz<33
keyifli okumalarr.
•
sonunda okullar açıldığında babamdan hediye olarak aldığım arabayla jeongin'i okula bırakmıştım. hala son senesiydi ve onu tek bırakmak istemesemde dans akademisine geçmiştim bile.
jeongin'in de istediği buydu. gitmeden önce akıl ederek bu yüzden benden bunu istemiş ve söz verdirmişti. yoksa ders bırakıp bir sene daha onunla okuyacağımı çok iyi biliyordu.
inmeden önce birbirimizi öpmüştük ve bir şey olursa bana haber vermesini söyleyip ona el sallamıştım. arabadan inince bana dönüp el sallamış ve gülümseyerek okula gitmişti. yüzümde gülümsemeyle birkaç saniye okula girişini izledim.
ardından akademiye gittim ve ilk dersim için derin bir nefes aldım. buradan çıktığımda hedefim bir koreograf olmaktı ve hwang soyismi bende olduğu için de kolayca yükselebilirdim. gerçi bunu istemiyordum ama yine de kendi emeğimle bir şeyleri başaracaktım.
derslerim erken bittiğinde jeongin'i almak için tekrar okulunun önüne dönmüştüm. okuldan çıktığında birlikte eve dönmüştük.
bir şeyler hazırlarken her zamanki gibi onunla uğraşıyordum. gülümseyerek benden kaçmaya çalışıyordu. telefonuma mail gelince göz attım. tarihe baktığımda gözlerim kocaman açıldı. iki gün sonra jeongin'in doğum günüydü.
bu tamamen aklımdan çıkmıştı. yemekten sonra jeongin okulda çabucak yorulduğu için odaya geçip uyumuştu. bende bilgisayarı açıp yarına kadar ayarlayabileceğim şeylere baktım.
seungmin ve felix'i çağırabilirdim. yemeğe gidebilirdik ama jeongin ciddi şeyleri çok sevmiyordu. uçaktan korktuğu için japonya'ya da gidemezdik. oflayarak önüme not aldığım şeyleri karaladım. sonra aklıma gelen bir fikirle haritalara baktım ve güzel bir liste çıkardım. işte bunları yapabilirdik ve eminim jeongin çok severdi.
sıra hediyeye gelmişti. ne alacağını bilmiyordum ama ikimiz için özel bir şey olmasını istiyordum. internetten jeongin için onda zarif duracak birkaç bilekliğe bakmıştım. beyaz altından yapılan kemer kısmı ve ortasında minik parlayan elmas çok güzel duruyordu. yarın almak için bilekliğin kodunu aldım ve sitede gezerken yüzüklere de göz attım. yüzümde bir gülümseme oluşurken bir gün jeongin ile bu yüzükleri taktığımı hayal ediyordum. gülümseyerek gezinirken uykum gelmişti ve bilgisayarın kapağını kapatıp kenara koydum. kendimi zorla odaya sürükledim ve bebeğimin kollarına kendimi bırakıp uykuya daldım.
sabah jeongin beni uyandırmış ve çoktan kahvaltıyı hazırlamıştı. hemen kalkıp duş aldım ve üzerimi giyindim. saçlarımı kuruttum ve odadan çıktım. birlikte kahvaltı yapıp evden çıktık.
onu okula bıraktıktan sonra akademiye gitmiştim. derslerim arasında jeongin bana erken çıkacağını ve eve gideceğini söylemişti. dikkatli olmasını söyleyip derse dönmüştüm.
eve geldiğimde jeongin mutfakta bir şeyler hazırlamaya devam ediyordu ve tezgaha koyduğu bilgisayardan tarife bakıyordu.
tezgaha koyduğu bilgisayar.. en son baktığım sekmeleri kapatmış mıydım ben? içimdeki hyunjin oflarken bilgisayara göz attım. açıkta bir jeongin'in kullandığı sekme vardı ama kapatmış olabilirdi.
ama kapattığımı hatırlıyordum, yani uyku sersemliğiyle öyle yaptığımı hatırlıyordum ve umarım düşündüğüm gibi olurdu. yoksa tüm sürpriz kaçardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i'll be with you
أدب الهواةhyunin/jeongjin • jeongin konuşamıyordu, hyunjin de onun dili olmaya karar vermişti.