gece:
hadi bana bir şeyi açıkla.güneş:
neymiş o?gece:
yanında oturan kız.güneş:
onu da mı beğendin?
yeter.
senin gözün de asla doymuyor.gece:
yok.
beğenmedim.güneş:
ee, daha ne?
niye soruyorsun?gece:
merak.güneş:
devam edebilirsin merak etmeye.
gidiyorum şimdi.gece:
nereye?güneş:
her sıkıldığında seni eğlendiremem.gece:
yanındakini mi eğlendirirsin?güneş:
karşılıklı.gece:
eğleniyor musun?güneş:
pek sayılmaz.gece:
kurtarmamı ister misin?güneş:
biraz yardım fena olmazdı.
omzumdan elini çekmiyor.
inanır mısın kaçamıyorum bile.gece:
yılışık olduğu belli.
bekle geliyorum.tezgahını diğer barmene emanet ederken bir yandan bileğindeki tokayla saçını bağlamaya çalışıyordu. ıslandığı için bağlanması zorlanmıştı tokanın, birkaç kez çabaladıktan sonra insanlara çarpmamaya özen göstererek yuvarlak masaya ilerledi. koltukta telefonuyla ilgilenen güneş, yardım ister gibi kafasını kaldırdı telefonundan. olduğu durumdan hoşnut görünmüyordu. neden kalkıp gitmediğini birkaç saniye sorguladı gece ama çok üstünde durmadı. kafasını hafifçe sağ omzuna doğru eğip güneş'e doğru konuştu. "bulmuşsun birini? çok şaşırtıcısın." güneş ne olduğunu anlamaya çalışırken kaşlarını kaldırdı. "anlamadım?" dedi olabildiğince çıkan sesiyle. ufak çaplı bir hayal kırıklığı geçiriyordu. bunun için geldiğini bilmiyordu. "hesap mı soracaksın?" dedi cümlesini devam ettirerek.
gece güneş'in ciddi tavrına karşı elini masaya doğru koyup ona eğildi. "soramayacağım bir konumda mıyım?" güneş'in omzundan kolunu yavaş hareketlerle çekti asıl sorun olan kız. "bir problem mi vardı?" gece tekrar doğrulup kollarını göğsünde çaprazladı. "kız arkadaşıma yapışman dışında mı?" güneş daha yeni anladığında olayı gülmemek adına kendini sıktı ama çok başarılı olamamıştı. ama yanındaki bedenin yavaş hareketlerle ondan uzaklaştığını hissedebiliyordu. dalga geçmemek için zor duruyordu aslında, bu kadar kolay pes etmesini komik bulmuştu. "kalk." dedi gece sert bir tonda. sanki biraz fazla kaptırmıştı role kendini. güneş onun dediğini yaptı. gece güneş'in elini tutup oradan uzaklaştırmaya odaklandığında güneş gece'ye yapışık yürüdüğünü ancak durduklarında fark etmişti.
boğazını temizleyip bir adım geri çekildi. sonra elini onun elinden kurtarıp eteğine bastırdı. "teşekkürler." gece yanındaki duvara yaslanırken güneş'i belinden kavramıştı. ona nazaran küçük kalan bedeni kendine çekerken güneş'in idrak etmesi biraz zaman almıştı. kendini geriye doğru yasladı. "ne yapıyorsun?" gece güneş'in yüzüne düşen birkaç tutam saç telini ittirirken sırıtarak konuştu. "kuru kuru teşekkür mü edeceksin?" güneş belini kavrayan eli sertçe tutup ittirdi. sinirlendiği belli oluyordu. ya da sadece rol yapıyordu. "fazla kaptırdın kendini. teşekkür ettim ve şimdi de gidiyorum." arkasını döndüğünde gece sırıtmaya devam ediyordu. kabul etmekten çekinmiyordu, tavırlarının nasıl hoşuna gittiğini.
![](https://img.wattpad.com/cover/284958958-288-k469384.jpg)