Yol

207 6 0
                                    

Nigel korkusunu üzerinden bir saniyeliğine atıp "Dostum burdan toz olmamız lazım çabuk ol" dedi. Ellerimizi yıkadık ve üstümüzü değiştirdik. Hızlıca dükkanı kapadık ve restorandan ayrıldık. İkimiz de tek kelime konuşamıyorduk. Sokakta sadece bir tane sokak lambası vardı ve o da sadece tek bir tarafı aydınlatıyordu. Nigel beni arabasıyla bırakmak istedi. Tabiki de kabul ettim. Bu saatte otobüsler çalışmıyordu ve evim yürüyerek gidilmeyecek kadar uzaktı. Arabası o kadar iyi olmasa da tek kişi yaşayan birini idare edebiliyordu. Ön koltuklara oturduk ve gitmeye başladık. İçimde çok kötü bir his vardı. Hızlı gidiyorduk. Nigel'a dönüp" Dostum sakin ol, biraz yavaşlaman lazım" dedim. Ama Nigel beni dinlemiyordu. Sadece yola bakıyordu. Korkum iki kat daha artmıştı. Neler oluyordu? Nigel neden bana cevap vermiyordu? Nigel'ın kolunu tutup sarsmaya başladım "Nigel yavaşla artık!". Ayağını gazdan çekti. Ama frene basmıyordu. Arabanın kendi kendini durdurmasını istiyor gibiydi. Bir süre sonra araba durdu. Kapıyı açtım ve büyük bir hışımla dışarıya çıktım. Cebimden sigara paketimi çıkardım. Sigaramı içerken arabadaki arkadaşıma bakıyordum. Oturuyordu, boş gözlerle önüne bakıyordu. Bir an gözlerini kıstı. Gözlerini kıstığı tarafa dönmeye çalıştım ama çok korkuyordum. Orada ne vardı? Ya kötü bir şey ise? Kendimi koruyacak bir şey de yok derken cebimde hep taşıdığım aile yadigarı İsveç çakısını çıkardım. Artık o korktuğum tarafa dönmeye hazırdım. Döndüm.

Bir Ölü'nün GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin