Ya ben öpüşme sahnesi yazarken işgence çektim. İlerde nasıl smut yazacağım ben :"/
Cidden çok zorlandım bu arada PSMÖÜŞSÖSÇDPSÇÖSLNeyse aşağıda muck muck şeyleri var 👄👅
Ve dram ☺☺☺☺☺☺
***
"Videoyu kimin çekip abime attığını öğrenmemiz gerekiyor." dedi Yusuf saçlarımla oynarken.
Şu an liseli sevgililer gibi gizli gizli buluşup tadilatta olan bir binanın en alt katında soğuk betonun üzerinde oturuyorduk. Götüm donuyordu ama Yusufa söyleyemiyordum. Çok mutlu gözüküyordu ve bozmak istemiyordum.
"Bebeğim, sen abinin telefonu gizlice alıp bakabilir misin?" dedim gözlerimle bir saattir karşıdaki boş duvarı incelerken.
"Denerim." dedi saçlarımla oynamayı kesip. Gözlerimi duvardan çekip yüzüne baktım. Gözleri dudaklarıma kaydı. Gülümsedim.
Kucağıma oturmasını sağladığımda sesini çıkarmadan bana uydu. Küçük bir çocuk gibi anında boynuma sarılmıştı.
Kendini biraz geri çekip boynumdan öptü sıkı bir şekilde. "Çok özledim.." diye fısıldadı.
"Ben de özledim." dedim gıdıklandığım için hafifçe kıkırdayarak.
Gözlerimin altına ve çeneme ufak bir öpücük kondurdu ve ardından dudaklarımızı birleştirdi. Fazla narin bir şekilde öpüyordu.
Elimi kalçasına atıp sert bir şekilde sıktım. Ağzıma doğru bir inleme bıraktığında anında dillerimizi buluşturdum ve öpüşmemizi derinleştirdim. Onu öpemediğim tüm günlerin acısını çıkarmak istermiş gibi sertçe emiyordum dudaklarını.
İçeri hafif güneş ışığı sızan kapıdan bir tıkırtı geldiğinde Yusuf telaşla dudaklarımızı ayırıp kucağımdan kalkmıştı.
Kedi olduğunu düşündüğüm için dönüp bakmadım bile. Buraya fazla insan gelmezdi çünkü.
Ama Yusufun telaşlı ve titreyen sesini duyduğumda düşüncelerimde yanıldığımı amlamıştım.
"A-abi."
Gözlerim anında kapıya çevrildiğinde fazla ışıklı olmayan yerde bile gözlerinden ateş çıktığını görebiliyordum. Ayağa kalktığımda ikimize doğru ilerledi büyük bir sinirle.
"Hassiktir." dedim refleksle ve direkt bir elimle Yusufu arkama aldım.
Yanımıza ulaşıp beni yakamdan kendine çekmesi ve yüzüme yumruk atması birkaç saniye sürmüştü. Ve Yusufun çığlığını duymam...
Aniden gelen darbenin etkisiyle yere yığılmıştım. Ama Yusufun sesini duyduğumda kendimi siktir edip ona baktım hemen. Titriyordu.
"Yusuf.." dedim telaşla ayağa kalkmaya çalışırken. Meriç de ne olduğuna bakmak için arkasını döndü hemen.
Ayağa kalkıp direkt titreyen çocuğa sarıldım ikimizin de yere oturmasını sağlarken. "Sakin, sakin ol Yusuf. Geçti güzelim, derin derin nefes al." dedim saçlarını okşarken.
Meriçe baktığımda çatık kaşlarıyla ikimizi izliyordu. Kollarımın altındaki beden yavaş yavaş sakinleştiğinde kendimi geri çekip saçlarına bir öpücük kondurdum ve kendimden uzaklaştırdım.
"Yusuf, hadi sen eve git. Ben arayacağım seni." dedim sakince. Kafasını olumsuz anlamda salladı hemen. Derin bir nefes aldım. "Bebeğim, söz veriyorum bir şey olmayacak. Eğer gitmezsen daha kötü olur. Hadi, lütfen."
Birkaç saniye durdu ama ardından kafasını sallayıp ayağa kalktı. Islak gözleri ben ve abisini arasında gidip geldi birkaç saniye ve ardından kapıya doğru ilerledi ve dışarı çıktı.
O çıktıktan birkaç saniye Meriçle gözlerimiz birleşti. Derin bir nefes aldım ve gülümsedim. Ardından direkt üzerine atlayıp yüzüne şiddetli bir yumruk indirdim.
Yere yığıldığında üzerine çıkıp art-arda yumruklar attım tüm öfkemi çıkarmak istercesine.
"Ulan orospu çocuğu! Hani bana kıyarsın tamam! Ama kendi kardeşine bunu nasıl yaparsın lan?! O çocuğa bir şey olsa cevap verebilecek misin?! Yemin ederim bir daha hastalığını tetikleyecek en ufak bir şey yap, seni kendi ellerimle gebertirim!" diye bağırdım ve son bir kez yumruk atıp yalpalayarak ayağa kalktım.
Yüzüne baktığımda perişan olmuş hâldeydi ama gram pişman değildim. Azdı bile. O yerde kıvranırken bir saniye bile düşünmeden binadan dışarı çıktım.
Güçsüz birisi gibi durabilirdim ama sinirlendiğim zaman gözüm kimseyi görmezdi.
____
Aslında bu bölümde Meriç ve Batuyu öpüştürecektim döçeödşüödçöeçd (anlamayan varsa bu arada esas ship onlar...)
Ama Yusufun hasta olduğunu bir şekilde belirtmem gerekiyordu. O yüzden bu bölümü yazdım. İlerdeki bölümlerde işe yarayacak çünkü...