Acı gerçekler!

755 40 24
                                    

Hastanede...

Kaya - Ender nasıl, iyi mi, her şey yolunda mı?
Can - Ender iyi merak etme.
Kaya - Peki bebek nasıl? O iyi mi?
Can - Şu ankı durum baya iyi, ama tehlikeyi henüz atlatamadık maalesef. (Üzgünce söyler) Bu saatten sonra Ender'in asla ama asla yorulmaması ve üzülmemesi lazım, ayrıca bu gece burada kalması çok iyi olur, yarın çıktıktan sonra da evde dinlenicek, başka hiçbir şey yapamayacak! Nasıl beslenmeye gerektiğini biliyorsunuz, o yüzden üç gün sonra tekrar kontrole gelip duruma bakarız!
Kaya - Tamam da ne oldu ona? Böyle aniden fenalaştı da o yüzden soruyorum.
Can - Aslında bu konuyla ilgili seninle konuşmak istiyordum, çünkü son kontrole geldiğinizde her şey baya iyiydi, ama şu anki durum tam tersi, bu yüzden çok tuhaf geldi bana da!
Kaya - Yani evet, sabah kahvaltını yedi hatta kahveyi bile içmedi, şirkete gidip çalıştı, ondan sonra onu yemeğe çıkardım orada da güzel yedi, sonra yine şirkete dönüp çalışmaya devam etti. Artık akşam olunca da eve gidiyorduk, tam arabaya binecektik ki bana bakıp: "kendimi iyi hissetmiyorum" deyip hemen kanaması başladı ve kendinden geçti.
Can - İşte bu çok tuhaf, her şey bu kadar iyi gidiyorken birden bire böyle kanaması başlayıp da kendinden geçmek hiç görmediğim bir şey! Bu zamana kadar doktorum ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum, o yüzden sana sormadan başka testleri de yaptırdım ve sonuçları bekliyorum şu an! Geldiğinde de hemen haber verip konuşurum seninle. Merak etme artık...
Kaya - Çok teşekkür ederim, sen olmasan kim bilir şimdi ne halde olacaktık!
Can - Ne demek, herkes benim yerimde aynısını yapardı, bu bizim işimiz!
Kaya - Yinede sağol...
Can -  Enderi odaya aldık artık, onu görebilirsin, fakat ilaçın etkisinden dolayı şu an uyuyor ve iki uç saat kendine gelemeyecek!
Kaya - Olsun ben yine de yanına gideyim.
Can - Tabi git, sonuçlar çıktığında ben sana haber veririm zaten.
Kaya - Tamadır!

(Can Kayanın yanından ayrıldıktan sonra Kaya da Ender'in yanına gidip onu alnından öper...)

Kaya - Size bir şey olsaydı ben ne yapardım...(Telefon çalır)
Yiğit - Nihayet açabildin baba!
Kaya - Efendim oğlum.
Yiğit - Baba allah aşkına siz nerdesiniz ya? Annem telefonlarıma cevap vermiyor, evde de yoksunuz! Öldük ya meraktan, çatladık burada!
Kaya - Oğlum anneniz biraz rahatsızlandı da onu hastaneye getirdim, bu gece de burada kalacağız siz merak etmeyin!
Yiğit - Bu gece hastanede mi kalacaksınız?! Nasıl merak etmeyelim ya baba geliyoruz hemen!
Kaya - Olmaz siz evde kalıcaksınız, burada yapacak bir şey yok! Uyuyor zaten!
Yiğit - Tamamda ne olmuş anneme bunu anlat bari?
Kaya - Eve gelince her şeyi anlatırız oğlum, merak etmeyin, şimdi kapatmam lazım!
Yiğit- Tamam eve görüşürüz o zaman!
Kaya - Tamam oğlum.

Caner - Ne hastanesi, ne olmuş ablama? (Korkmuş halde sorar)
Erim - Ne olmuş anneme?
Yiğit- Tamam bir durun önce ya, sakin olun biraz, anlatırım şimdi eğer izin verirseniz!
Caner - Anlat o zaman!
Yiğit - İşte annemiz biraz rahatsızlanmış, babam da onu hastaneye götürmüş, bu gece de orada kalacaklarmış.
Caner - Neden biz burada duruyoruz o zaman? Hemen gidelim!
Yiğit - Babam olmaz siz evde kalın dedi, zaten uyuyormuş.
Erim - Peki nesi vermiş?
Yiğit - Onu da yarın öğreneceğiz artık!
Caner - Bu ne demekmiş canim?
Yiğit - Babam yarin anlatırız dedi.
Caner - Hay allahım, umarım ciddi bir şey değildir!
Erim - Yok ya böyle düşünmeyin.
Yiğit- Abicim güzel diyorsun da, ciddi bir şey olmasa telefonda söylerdi adam, üstelik böyle hastanede kalması gerek olmayacaktı!
Caner - Yok, ben bugün bir şeylerin ters olduğuna onun gözünden anladım be! Keşke sorsaydım ya belki söylerdi! (Üzgünce der)
Erim - Belki basit bir şeydir, üstelik idda ettiğiniz kadar kötü bir durum olsa bence Kaya abi hemen söylerdi.
Yiğit - Umarım kardeşim!
Caner - İnşallah paşam!

ALEV TANGOSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin