ALEV TANGOSU

Yeni devir!

Çok yorgun oldukları için ikisi de akşama kadar uyumuştu...

Kaya - Hadı ama Ender geç kalacağız!
Ender - Of ya giyinecek hiçbir şeyim yok.
Kaya - Nasıl yok?! Buraya geldiğinde çok güzel bir elbise vardı üstünde nerede o?
Ender - O elbise böyle bir akşama uygun değil ki! Baksana evliliğimizi kurtardık bir barışma yemeği yiyeceğiz! Ben onu mı giyeceğim?! Daha şık ve özel bir şekilde olmak isterdim. (Süt dökmüş kedi gibi bakar)
Kaya - Hayatım sen zaten çok şıksın ayrıca elbise de çok güzel, sadece çok fazla senin üstünde kalmak istemiyor gibi! (Çapkınca gülümser)
Ender - Allah allah nedenmiş o?
Kaya - Yani elbise bana diyor ki hemen beni çıkart diyor. (Gülümser)
Ender - Nedense bana hiç öyle bir şey demiyor. (Tek kaşı kaldırır)
Kaya - Tamam hayatım böyle bir şey yapalım o zaman, biz hiç restorana inmeyip ben de servisi arayıp yemeklerimizi odamıza getirmeyi rica edeceğim. Biz de burada baş başa olacağız hiç kimse rahatsız etmez daha özel bir akşam olur bence ha ne darsın?!
Ender - Sen ne kadar romantik bir adamsın ya. (hayranlıkla bakar)
Kaya - Hayırdır Ender, bir anda böyle aşka mı geldin?! hiç öyle şeyleri söylemezsin sen.
Ender - Çok ayıp! Ben hep sana aşkım ve sevgilim diyorum. Senin bana dediğin şeye bak! (Sahte bozulmuş yüzü atar)
Kaya - Tamam sinirlenme hemen, şaka yapıyorum.
Ender - Nedense beni sinir etmek hoşuna gidiyormuş gibi geliyor bana! (Tek kaşı havada)
Kaya - Yani biraz.
Ender - Bak ya...
Kaya - Hadi cevabı duyamadım! Vereyim mi siparişleri?
Ender - Evet ver!

(Kaya Oda servisi arayıp siparişleri verirken bir anda telefon çalar)

Ender - Yiğit ağrıyor.
Kaya - Arar tabi merak etti çoçuk! (Telefonu açar)
Yiğit - Alo baba! Ne oluyor ya annemle evde değilsiniz Şahika gelip bütün eşyalarını topladı gitti! Ben neyi kaçırdım yine?
Kaya - Sana da merhaba oğlum, şimdi şöyle bir şey var Şahika annenle bizi ayırabilmek için türlü türlü oyunları yaptı ama yakalandı, o yüzden ben de onu hayatımızdan çıkardım!
Yiğit - Hopala! Bu kadın seni bile bu kadar kızdıracak na aptı acaba?
Ender - Boş ver artık oğlum, en önemlisi Şahika artık bize zarar veremez!
Yiğit - Anne sende mı ordasın?!
Ender - Evet biz babanla birlikteyiz Yiğitcım.
Yiğit - Birlikte olduğunuza göre barıştınız demekki!
Kaya - Evet oğlum barıştık biz!
Yiğit - Nihayet ya çok sevindim. Eve geliyorsunuz o zaman!
Kaya - Hayır oğlum biz annenle bu gece burada, yani otelde kalmaya karar verdik.
Yiğit - Ha yani baş başa kalmak istediniz. Ee güzel. Bana bakın, Erimle bana kardeş yapmak mı istiyorsunuz yoksa?!
Ender - Oğlum nereden çıkartıyorsun böyle şeyleri?!
Yiğit - Ne var ya anne, siz hala gençsiniz bir de hep erkek erkek bu sefer kız olur belki ha?!
Kaya - Aslında hiçte fena bir fikir değil!
Ender - Kaya! (Sinirle bakar)
Kaya - Tamam sustuk.
Yiğit - Yine de duşunun derim.
Ender - Kapatıyorum!
Yiğit - Tamam iyi eğlenceler size çifte kumrular!
Ender/Kaya - Sana da!

(Kaya telefonu kapatır)

Kaya - Bak yiğit bile bunu diyorsa düşün artık!
Ender - Siz Baba oğul anlaştınız mı?! Beni delirtmek mi istiyorsunuz?! Tabii dokuz ay bir canı karnında taşıyan siz olmayacaksınız, üstelik bu iş o kadar da kolay değil! Bebeği doğurmak ayrıca zor, sonra ona bakmak ne kadar zor biliyor musunuz siz? Hep ağlar mık mık eder her üç saatte onu emzirmesi ve uyutması lazım daha sayim mi?! Üstelik ben bir iş kadınım, şirkete gidip geliyorum, çalışıyorum her şeyi nasıl yetişebilirim?! Bana da yazık değil mi?!
Kaya - Hayatım biliyorum zor ama şirkete daha az gidersin, belki evden çalışırsın, Fatma yardım eder sana, dadıyı tutarız ben de yanında olacağım!
Ender - Bana hiç Fatma deme zaten sinirliyim, eve döndüğümüzde ilk iş onu hemen kovucam. Bu kadar nankörlük olur mu ya?! Ben onu işe aldım ben! Şahika onu hırsızlıkla suçlarken ben onu korudum, ama o ne yaptı evliliğimi bitiriyordu!
Kaya - Yani ne yalan söyleyim Fatmadan hiç böyle bir şeyi beklemezdim.
Ender - Ben de çünkü ona güveniyordum!