YÜZLEŞME BÖLÜM 3

65 16 76
                                    


Yıllar geçtikçe fark edecekti ki hayatın püf noktası ve anahtar kelimesi seçim yapmaktı.

Cansu ise maalesef ki hep yanlış seçimler yapacaktı özellikle de gençlik yıllarında.

"Benim bu okulda ne işim var ,ben güzel sanatlar okumak istiyordum oysa ki.Sağlık benim alanım değil bütün ömrümü hastanelerde  çalışarak mı geçireceğim yani." diye geçirdi içinden.

Değişim yapmak istediğini söylediğinde ise ailesinden ret cevabı geldi.

"Durumumuz ortada girdiğin üniversiteyi tamamlayıp bir an önce işe girsen iyi olur ."diye de bir cevap aldı üstelik.

Keşke dediklerini kabul etmeyip kendi bildiğimi yapsaymışım diye düşündü yıllar yıllar sonra klavyesinin başında yazı yazarken.

Tanınmış bir yazar olmuştu şimdilerde ancak buralara ulaşabilmek için inanılmaz bir serüven,yorucu bir yaşam yolculuğu,yanlış seçimlerin sinir bozucu bedellerine katlanmak zorunda kalacağı koca bir ömür yaşayacaktı.

Sanat ile ilgili eğitimi seçmediği için bu erteleme onda pek çok şeyin kaybına ve gecikmesine neden olacaktı  ve bunu yaşadıkça anlayacaktı.

İstemediği okul,istemediği iş ve çevre ,istemediği ortamlar ve hatta yanlış ilişkiler  getirecekti ona.

Sağlık bölümünden sonra özel sektör de işe başlayacaktı.Dışarıdan bakıldığında güzel bir kadının yaşadığı renkli,kazançlı bir iş hayatı olacaktı belki ama o kendisini bir türlü buraya ait hissetmeyecek ve hep boğulur gibi bir duyguyla yaşayacaktı.

Cansu'nun ağzından sürekli " benim burada ne işim var!" cümlesi tekrarlanacaktı.

"Zaten benim seçimlerim hep bir tuhaf . Seçmem gereken erkekleri değil de hep olmaması gerekenleri mıknatıs gibi çektim hayatıma."

"Ne işte,ne okul da ne özel hayatımda en başta görmem gerekeni göremeyip sonuna kadar şansımı da sabrımı da zorladım ben..Kendimi istemediğim ne çok durumun ortamın içinde buldum. Ahh bu ben ahh..."

Birden durdu geçmişi yine onu yormuş zihnini bulandırmıştı.Kendisiyle hesaplaşmaya girdiğinde işin içinden çıkamıyordu maalesef.

Ya başkalarını ya kendisini  ama en çok da kendisini suçluyordu.Derin bir nefes aldı önce ,defalarca yaptı bu nefes işini.Sakinleşmişti şimdiden.Son zamanlarda gittiği nefes terapileri işe yarıyordu gerçekten de.

Mutfağa geçti,bir kahve yaptı kendine bol köpüklü şekersiz. Bahçeye çıktı lavantaların olduğu yere bir masa ve sandalye koymuştu,oraya oturdu.Lavantaları çok severdi.Tüm bahçe çiçeklerle doluydu,hepsi de mis gibi kokuyordu.

Çiçekler onu her zaman sakinleştirir zihnini toparlamasına yardım ederlerdi.

"Mis gibi kahve kokusu ve çiçekler daha ne isterim ki ..." diye düşündü.

Zamanla öğrenmişti sadeliğin verdiği huzuru,dinginliği..

Geçmiş nasıl yaşanılırsa yaşansın olmuş bitmişti ve de geçmişti.

Ne olursa olsun her zaman gücünü geri kazandığını hatırladı birden ve kahvesini bitirip bir şarkı mırıldandı belli belirsiz.

Artık yeni hikayeler yazmaya hazırdı ve klavyesinin başına geçip bambaşka dünyalara doğru transa geçti.

Ve ilk cümlesi şu oldu yazdıklarının:

"Kendime yaptığım tüm haksızlıklar için kendimden özür diliyorum.Bugün yeni hayatımın ilk günü ve ben bunu en güzel şekilde yaşayacağım."




YÜZLEŞMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin