<3
Hyunjin
"Yavrum~!"
Teyzem bağırarak bana sarıldığında güldüm. Jeongin kıkırdamıştı ama çok içten olmadığı belliydi. Ne vardı şimdi, neden o telefonu aldıktan sonra morali düştü?
"Sen Jeongin olmalısın, Hyunjin'in sevgilisi?"
Teyzene de mi bahsettin?
Anne yarım o benim. Bahsettim tabii Jeong.
Omuzlarını silkip gülümsedi ve teyzeme sarıldı. Teyzem sanki on yıldır tanıyormuş gibi sımsıkı sarılıyordu Jeongin'e.
Hyunjin:
"Sarışın bizi içeri almayacak mısın?"Teyzem sarışındı, yaşı çok yaşlı sayılmazdı. Ben 18 yaşındayım, o ise 38 yaşındaydı. Yani beni kendisi 20 yaşındayken büyütmüştü düşünebiliyor musunuz? Ayrıca tam Koreli sayılmazdı. Annesi Rus, babası Koreli. Yani benim annemin de annesi oluyordu. Kısaca kökenlerimde Rus kanı vardı benim.
"E gelin, ben mi diyeceğim geçin diye?"
Jeongin'in teyzemi sevdiğini hissetmiştim bir anda. Kalbinin ısındığını hissetmiştim.
İçeri geçip kendimi koltuğa attım ve Jeongin'i kolundan tutup yanıma oturttum. Kolumun altına aldım.
"Yakışıyorsunuz... Nasıl tanıştınız?"
Evet bu zor bir soruydu. Normal insanlar gibi tanışsaydık keşke... Bir hikaye uydurma zamanı gelmişti işte.
Hyunjin:
"Kardeşimin sınıfına yeni bir öğrenci geldiğini duymuştum. E popüler olduğum için kendimi tanıtmam gerekirdi. O sessizce sırasında otururken yanına gittim. Böylece tanışmış olduk. Daha sonra yavaş yavaş arkadaş grubumuza katıldı. Biz baya yakınlaşmıştık ve artık ona karşı hissettiklerim normal hisler değildi. Onun da öyle olduğunu anlayınca bir anda çıkmaya başladık."Birbirimize cidden açıldığımız zamanı hatırladım bir anda. Jeongin benimle konuşmuyordu ve mahvolmuştum. En son elimde çiçekle onu beklerken gelmişti. Ağlaya ağlaya birbirimize açılmıştık. Sonrası... Biliyorsunuz işte.
"Çok aman aman bir tanışma hikayeniz yokmuş ama çok güzelsiniz cidden. Bir önceki sevgilinden bin, hatta trilyon kat daha güzel bu çocuk."
Jeongin:
"Bir önceki?""Minlu'yu biliyorsun diye duymuştum. Hyunjin yoksa ikimize de yalan mı söyledin?"
Hyunjin:
"Hayır teyze, biliyor Jeongin. Zaten bana karşı olan duygularını ilk Minlu ike çıkarken hissetmiş."Jeongin'e bakıp yanağını öptüm. Geri teyzeme döndüğümde gülümsüyordu.
"Durun durun ben size kek yaptım. Ve şimdi siz üst katta Hyunjin'in odasına gidin. Bi bavulunuzu falan bırakın. Ben de keki ısıtacağım."
Kafamı sallayıp ayağa kalktım. Bavulları alıp Jeongin'e beni takip etmesini söyledim. Odama girdiğimizde güldüğü yüzü anında düşmüştü. Yatağa oturup iç çekti. Yanına gidip önünde dizlerimin üstüne oturdum ve ellerimi bacaklarına koydum.
Hyunjin:
"Bebeğim bana doğruyu söyle artık. Bir süredir bir şeyler oluyor çok belli. Ama bana söylemiyorsun. Kırılıyorum sen benden bir şey saklayınca. Güven mi veremiyorum ben sana?"Jeongin:
"Hayır ondan değil Jinnie. Cidden bilmek ister misin ki?"Hyunjin:
"Evet Jeong, bilmek istiyorum artık. Eğer ben senin sahibinsem bilmeliyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay Here|Hyunin
FanfictionBir çizgi romanın figüranı olan Jeongin, gerçek dünyaya gelip kendisini asıl kahraman yapacak kişiyi bulur...