"Umarım bana kızmazsın..."

1K 112 79
                                    

Changbin ve Felix çıkınca uzun, çok uzun sessiz kaldılar. Hatta zil bile çalmıştı bu süre zarfı içerisinde. Ardından Hyunjin Chris'e döndü. 

"Jeongin'den sadece hoşlanıyor sanıyordum."

Chris Hyunjin'in omzuna elini koydu.

"Dostum, Jisung haklı olabilir. Biraz fazla kaptırdık kendimizi Felix'e. Aramızdaki dostluğu unuttuk."

Hyunjin mırıldandı. 

"Dost mu?"

Chris anlamamışcasına baktı uzun olana.

"Ne?"

Hyunjin uzun saçlarını karıştırdı.

"Hyung, umarım bana kızmazsın..."

Chris kaşlarını çattı.

"Ne diyorsun Hyunjin? Anlamıyorum. Neye kızmayayım? İy-"

Chris'in sözünü Hyunjin kesmişti. Kalın dudakları ile. Chris dudaklarında hissettiği dudaklarla gözlerini kocaman açtı. Aksine Hyunjin gözlerini kapatmıştı.

Chris kalbinin hızlı hızlı attığını hissediyordu. Ne oluyordu? İyi ama Felix'e de aynı şeyleri hissediyordu. Hyunjin ellerini Chris'in beline koydu ve dudaklarını hareket ettirmeye başladı. Chris, o anda neden Hyunjin'e yaklaştıkça kalbinin hızlandığını çok iyi anladı. O, iki kişiye aynı anda aşık olmuştu. Tıpkı Hyunjin gibi. O da kollarını Hyunjin'in boynuna doladı ve karşılık verdi.

Sonunda ayrıldıklarında, ayrılmışlardı çünkü teneffüs zili çalmıştı, ikisinin de dudakları şişmişti. Biraz da saçları dağılmıştı. Hyunjin kendinden oldukça kısa olan hyungunun yüzünü incelemeye başladı. Chris ise gülmeye başladı. Onun güzel kahkahası ile Hyunjin de gülmeye başladı. 

"Neden gülüyoruz?"

Hyunjin kahkahalarının arasından söylemişti bunu. Bu cümleden sonra ikisi de sustu ve uzun bir sessizlik oluştu.

"Bilmem. İkimiz de Felix'i seviyorum diye dolaşıyorduk ortada. Şimdi öpüşmemiz biraz komik geldi."

Hyunjin Chris'in saçlarıyla oynarken konuştu.

"Hyung biraz saçma gelebilir ama, ben sanırım iki kişiyi birden seviyorum. Seni ve Felix'i.."

Chris bunu duyunca rahatladı. Kendisi de böyleydi sonuçta!

"Bende Hyunjin.. Bende hem seni hem Felix'i seviyorum."

Yanaklarının kızardığını hisseden Chris, koşarak kabinden çıktı. Çıkarken de bağırdı.

"Zil çaldı, gitmeliyim!"

Hyunjin de arkasından güldü. Aptalca sırıttı ve eli ile dudaklarına dokundu. 

25 dakika önce:

Felix, derse odaklanmaya çalışıyordu. Ama aklında sadece Jeongin vardı. Tahtada yazılan formüllerden hiçbir şey anlamıyordu. Elini kaldırdı.

"Evet, Felix?"

"Bayan Chou, lavaboya gidebilir miyim?"

"Gidebilirsin."

Ayağa kalktı.

"Teşekkür ederim Bayan Chou."

Koşarak sınıftan çıktı ve kendini lavaboya attı. Sondaki kabinden gelen konuşmaları duydu. Kulak kabarttı. Yaptığının kötü bir şey olduğunu biliyordu ama umrunda değildi.

"Dost mu?"

"Ne?"

"Hyung umarım bana kızmazsın.."

Why Not? ≭ HyunchanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin