eleven

381 54 21
                                    

Felix akşamın geç bir saatinde derslikten çıkmak için eşyalarını topluyordu.

Hyunjin'in mesajlarına cevap vererek derslikten çıkmıştı. Kampüste kalan diğerlerine iyi akşamlar diyip yoluna devam etmişti.

Havanın iyice kararması ile Changbin'in onu bekleyeceğini düşünmeden ilerlemeye başladı. Bugün oldukça yorulmuştu ve şuan açtı. Çantasında olan sudan birkaç yudum aldı.

Mermerden bankaların ve masanın olduğu yerde, kollarının üzerinde başını masaya yaslamış olan birini gördü. Kim olduğunu çıkarmamıştı fakat bu saatte burada ne yaptığını düşünüyordu. Onu korkutmadan uyandırmak için yanına adımladı.

Nasıl uyandırması gerektiğini bilmiyordu. Bu yüzden ağzını açmadan koluna dokunarak onu sarsıyordu.

Birden kalkan kafa ile yatan kişinin Changbin olduğunu fark etmesi ona küçük bi' şok geçirtmişti. Bu saate kadar burada onu mu beklemişti yani?

"Changbin.." Yanına oturarak gencin yüzüne bakıyordu. "Neden burada bekliyorsun? Saat kaç haberin var mı?"

"Seni beklerken uyuyakalmışım." Yüzünde çarpık bir gülümseme ile ona bakıyordu.

"Sen salak mısın? Ço- Neyse kalk evine bırakacağım seni." Changbin'i kolundan tutarak kaldırmaya çalıştı.

"Felix, ne diyeceğini söyle. Cümleni yarım bıraktın güzelim." Başını Felix'in omzuna koyarak gözlerini kapatmıştı.

"Önemli bir şey değildi. Boşver."

"Korktun değil mi? Yanlış mı anladım?" Bunu düşünmek  Changbin'in hoşuna gitmişti.

"..." Oldukça endişelenmişti. Herhangi biri olsa yine böyle olurdu ama Changbin'i gördüğünde içi biraz fazla acımıştı.

"Kalkacak mısın, Changbin?"

"Biraz diyorum böyle kalsak. Güzel hissettiriyor." Başını hafifçe sallayarak refleks olarak elini omzunda yatan gencin başına atmıştı.

"Sen böyle saçlarımla oynarsan ben uyurum ama ona göre." demişti. Felix yaptığının farkına vardığında elini hızlıca çekerek dikleşmişti.

"Gidelim."

Felix kalktığında o da ayaklanarak bıraktığı çantasını alıp peşinden hızla ilerliyordu.

"Biraz yavaş ol güzelim. Çantanı unuttun zaten."

Changbin, Felix'i eve bıraktığında kemerini açıp inmeden önce konuşmaya girdi.

"Changbin bak. Gerçekten beni bekleme. Bazen geç çıkıyorum aynı bugünkü gibi.. Orada yatan birini görünce endişelendim, fakat seni görünce daha kötü oldum. Bana haber verseydin en azından derslikte beklerdin. Hava kararmış sen durup beni bekliyorsun. Yapma lütfen. Kendimi suçlu hissediyorum."

"Güzelim neden kendini suçlu hissediyorsun ki? Seni beklemek isteyen bendim. Yanına gelmememin sebebi de sen istemezsin diyeydi."

"Changbin, lütfen." Felix neredeyse yalvarır biçimde Changbin'e bakıyordu. Onu uzun süredir her çıkışta bekliyordu. "Beni beklemene alıştım. Git desem de gitmiyorsun söz geçiremiyorum sana. Sadece geç saatlere kadar bekleme beni demek istiyorum. Hatta bu sözümü dinleyip dinlemeyeceğini de bilmiyorum ama.. Endişeleniyorum."

"Beni tanımaya başlamışsın. Bi' miktar mutlu olmuş olabilirim." Changbin'in sözleri üzerine avucunu alnına vurmuştu.

"Changbin! Ben ne diyorum, sen ne diyorsun. Of!"

"Tamam, meleğim. Dediğin gibi olsun." Kendisine sinirle bakan gencin yüzünü elleri arasına almıştı.

"Ne yapıyorsun?" Gözlerini büyüterek ne olacağını merak eden tarafını bastıramamış bekliyordu.

Changbin sıkıştırdığı dudaklara bakarak, alnına minik bi' öpücük bırakmıştı. Her ne kadar o kiraz dudakları öpmek istese de bunu şuan yapamazdı.

O sırada Felix yaşadığı şeyle kapattığı gözlerini açmış, gencin yüzüne bakıyordu. Utanmış ve fazlası ile şaşkındı. Beklenmedik öpücük ile ne diyeceğini bilemedi.

"Şey..ben gideyim. Umm.. iyi ak- geceler sana." Arabadan kendisini atması ile hızlıca siteye girdi. Alnında hâlâ dudakları hisseder gibiydi. Changbin onu öpmüştü. Aslında dudağını öpmesini bekleyip gerilmişti, fakat neyse ki olmamıştı.

"Olsaydı. Nasıl olurdu acaba? Güzel midir?" Sesli dile getirdiği düşüncelerine kızarak asansöre bindi. "Ne düşünüyorsun sen, salak Yongbok!"

Changbin ise yaptığı şey ile arabanın içinde kendi kendini yiyordu.

"Felix'i öptüm. Ne Felix'i mi öptüm? Öpmüş Felix'i kim? Ben. Ben öptüm, bayağı öptüm çocuğu. Tanrım..dudakları çok güzel gözüküyordu keşke öpebilsem. Ahh! Delireceğim. Nasıl uyuyacağım ki ben. Salak kendine gel." Kendine tokat atarak ağzı kulaklarında evine sürmeye başladı.




































-

oha changbin felixi optu mu neeğ neden böyle yaptığımı bilmiyorm ama yaptim cunku içimdeki deli changlix sevicisi dayanamadi buna

btw bolum bayaaaaa gec geldi cunku okul sinav zortt neyse ki tatile girioruz wuu

nyss kendunize ii bakn sizi seviyorm 💌💘😽

what is your name? : Changlix [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin