twenty-eight (F, m)

452 44 88
                                    

tw// böcek
kisa biracik gecio ama okumak istemeyenler yildiz koydugum yerden sonra okusun:3

1 yıl sonra

"Changbin! Koş, koş!" Felix bağırarak konuştuğunda mutfakta olan Changbin hızla sevgilisinin yanına koşmuştu.

Felix böyle bağırdığı için ona bir şey olmuş düşüncesi ile endişelenmişti.

"Hayatım, ne oldu?" Klozetin tepesine çıkan Felix'e bakarak ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Changbin böcek var! Ağlayacağım iğrenç, Changbin!" Felix oldum olası böceklerden korkardı ve şimdi evde çok bacaklı bir sürüngen gördüğünden dolayı evi ayağa kaldırıyordu.

"Nerede gördün bebeğim?" Tuvalete girerek etrafa bakıyordu. "Nereye gittiğini gördün mü?"

*

"Changbin beni kucağına al. Bekleyemem burada!" Hâlâ kolları ve sırtını kaşıyarak konuşuyordu.

"Bekle, geliyorum." Changbin hemen ayrılarak ayağına giymesi için terlik getirmiş ardından bebek gibi Felix'i kucağına almıştı.

"Changbin bir şey yap at onu dışarı nolursun.." Yalvaran gözlerle kendisine bakan sevgilisine karşı başını sallamış dudağına öpücük bırakmıştı.

"Tamam, meleğim bulursam atacağım."

Odadan çıkan Changbin'le Felix hâlâ yatakta bağdaş kurarak oturuyor, kafasını dağıtmaya çalışıyordu. Eğer düşünmeye devam ederse kaşınır ve derisini mahvedecek dereceye getirirdi. Bunu birkaç kere yaşamıştı.

Bir süre daha Changbin'in bulduğu haberini beklemişti. Ardından genç odaya girerek sarılmıştı.

"Attın mı?"

"Attım, meleğim. Sıkıntı yok, ortadan kalktı. Sen işine devam edebilirsin." Başını öperek odadan ayrıldı.

Mutfağa geri girdiğinde Changbin yapmaya çalıştığı yemeği sonunda ocağa koymuş, içeriye geçmişti.

Hava bugün diğer günlere göre fazla sıcaktı ve neredeyse oturdukları yerde terlemeye başlıyorlardı. Elini kendine yelpaze yaparak serinlemeye çalışıyordu. Sipariş ettikleri klima da hâlâ gelmemişti.

"Felix! İyi misin?" Hâlâ odada olan gence seslenerek emin olmak istemişti. "İyi değilsen gel, rahatlayabileceğin şeyler yapalım."

"İyiyim, bebeğim." Felix odadan ayrılarak yanına gelmişti. "Ama bu yanına gelmeyeceğim anlamına gelmiyor."

"Gel tabii ki. Özlüyorum ben seni."

"Aynı evdeyiz. Abartmasan mı acaba?" Gülerek kolunun arasına girdi.

"Abartmıyorum. Gerçekler bunlar. Hem sen beni özlemiyor musun?" Tek kaşını kaldırarak kendisine bakan Felix'e hareket yaptı.

"Özlüyorum ama aynı evde olunca hayır."

"Ben buna dayanamam. Gerçekten.." İyice dramatikleşen genç ile Felix gülmeye başlamış ardından omzuna hafifçe vurmuştu.

"Hyunjinle konuşma diyorum sana. Jeongin ona nasıl dayanıyor anlamış değilim.."

"Aşkım işte ota da konar Hyunjin'e de." Kahkaha attığında Felix omzuna tekrar vurdu.

"Ayıp, ayıp."

"Şaka ya şaka." devam etti. "Akşama doğru yürüyüşe çıkalım mı?"

"Hm, olur. Sonra da şey diyorum, acaba başka şeyler mi yapsak?" Felix'in iması ile Changbin gözlerini kocaman açtı.

what is your name? : Changlix [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin