---Umarım beğenirsiniz :)--
Multimedia- Selen
Annemin “Sellennn kalk artıkk!!’’ deyişleriyle yatağımdan kalktım. Bugün yeni okulumun ilk günüydü. Babamın tayini sebebiyle başka bir şehire taşınmak zorunda kaldık. Bütün arkadaşlarımı bir anda arkada bırakmam gerekti. Bunun verdiği depresif bir halim de var tabi. Bu yüzden oflaya poflaya yatağımdan kalktım.
Banyoya gidip yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Saçım adeta bir rezillikti. Bir de bununla uğraşmam gerekeceti. Kesinlikle tembel bir insan olsam da yeni okulda bari biraz iyi görüniyim diyerek saçlamı taradım ve mavi gözlerimi belirginleştirmek için kalem ve rimel sürdüm. En sevdiğim parlatıcımı da eksik etmedim.
Klasik yüksek belli siyah kotumu ve en sevdiğim rock grubunun tişörtünü giydiğimde hazırdım. Aşağı indim ve hiç açlığım yerinde olmadığı için herkesle vedalaşıp okula gitmek için kapıdan çıktım.
Okul evimize yakındı. Bu yüzden yürümeye ve giderken azıcık keşif yapmaya karar verdim. Bu yüzden uzun yola saptım. Sonuçta daha vakit vardı. Girdiğim sokak eski binalardan oluşan biraz ıssız bir sokaktı. Daha kimse uyanmamış gibiydi. Bir tek ses yolun ortasında oynayan köpeklerden geliyordu. Biraz ürktüğümü söylemem gerekir ama yinede başımı eyerek yürümeye devam ettim. Sokak gititkçe ıssızlaşıyordu ve ben korkmaya başladım.
Korkum önümden gelen üç serseriyi görünce çok ama çok arttı. Bunlarla başa çıkacak gücüm yoktu. Umarım bana sataşmazlar diyerek dua edereken biri beni farketti ve beni baştan sona keserek ıslık çalmaya başladı. İçimden bildiğim bütün küfürleri saymaya başladım. Yürümeyi hemen kesmem gerekiyordu. Risk artıyordu. Ani bir hareketle arkamı döndüm ve bütün gücümle koşmaya başladım. Onların da arkamdan koştuğunu adım seslerinden anlamıştı. Gücümü daha da artırdım. Nefes nefeseydim. İşim bitmişti. Burada beni kimse duymazdı. Buna ragmen koşmaya devam ettim. Belki biri çıkar diye umarak. Ama kimse yoktu. Gücüm tükenmişti. Yavaşlamaya başladığım anda onlar hızlanmıştı.
Ve tam o sırada birinin soğuk elini bileğide hissettim. Sertçe beni kendine çevirdi. O kadar güçlüydü ki ona dönmek zorunda kaldım. Ama bu serserilerden biri değildi. İki gökmavisi gözle karşılaştım. Ama bu mavilik karanlıkla çevrilmişti. Onu incelememe izin vermeden hızla “Koş! Bana sonar teşekkür edersin.’’ Dedi. Düşünmeden başımı salladım ve koşmaya başladım. Ne vardı da o yolu seçmiştim ki? Hem kimdi bu gizemli çocuck? Neden bana yardım etmişti ki?
Koşarken kendime saydırıyordum. Arkamda bağırışlar duydum ama dönüp bakamadım. Neden ben de bilmiyorum. Sadece o bağırışların sahibinin o çocuk olmasından korkuyordum.
Tekrardan nefes nefeseydim ama okula çok az kalmıştı. Aman ne güzel başladı gün diyerek okula girdim.
Büyük bir bahçesi vardı. Öğrenciler bahçeyi saran masalardan oturmuştu. Kimisi konuşuyor kimisi kitap okuyor kimisi de müzik dinliyordu. İnsanları biraz keserek okula girdim. Gerçekten çok büyük bir yerdi burası. Müdürü bulmak tam bir işkence olacaktı. Birine sormak daha iyi olur diyerek önüme ilk çıkan çocuğa sordum. Çocuğun kıvırcık saçları ve yeşil gözleri vardı. Çok şirin bir tipti aslında. Ona müdür nerde biliyor mu diye sorduğumda gülümseyerek “Sen yeni olmalısın. Seni burada hiç görmedim. Böyle kızlar okulda nadirdir. Eski olsan kesin tanırdım. Ben Ayaz.’’ Diyerek elini uzattım. Biraz neşe katmaya çalışarak elimi uzatmak yerine kollarımı birleştirip gözümü çocuğa dikip sorguya çeker gibi “Nasıl kızlar?’’ dedim. Azıcık kızararak “Güzel…’’ dedi. Bunun üzerine kahkaha atıp elimi uzattım ve ‘’ Ben de Selen ve teşekkür ederim.’’ Dedim. Çocuk elimi sıktı ve hafifçe sırıtarak “Gel de daha fazla rezil olmadan sana müdürün odasını gösteriyim.’’ Dedi. Gülerek onayladım.
“Eee senin yolun neden buraya düştü bakalım?’’ dedi. Ben de kısaca anlatım. Bunun üzerine “Üzücü olmuştur. Yani arkadaşlarını falan bırakmak.’’ Dedi.
“Evet aynen öyle. Peki burası nasıl bir yer? Buradaki insanlar nasıl?’’ dedim.
“ Aslında bir çoğu iyidir. İstersen bizimkilerle takılabilirsin. Onlar efsanedirler. Sadece benden söylemesi Emir ve grubunda uzak dur. Onlara çattın mı geri dönüşü olmaz.’’ dedi.
Bunu demesiyle kafamda bir sürü soru işaretinin oluşması bir oldu. Ama tam bir şey sorucakken müdürün odasına geldiğimizi fark ettim.
“O zaman sonra görüşürüz.’’ Dedi. Onaylayarak teşekkür ettim ve müdürün odasına girdim.
Adam çok tatlı biriydi. Adının Ali olduğunu ve yeni öğrencileri olduğuma çok memnun olduğunu söyledi. Ardından klüpler ve sosyal aktiviteler kitapçığını Verdi vesınıfımın 11/C olduğunu söyledi. Teşekkür ettim ve sınıfı bulmak için yola koyuldum. Zor olucaktı ama belki biraz keşif yapabilirim diye düşündüm. Okul gerçekten büyüktü. İnsanlar gruplar halinde konuşuyor gülüşüyordu. Bu insanlarla sonra tanışırım diye düşündüm ve devam ettim. En sonunda sınıfı bulduğumda dersin başlamasına 10 dakika kalmıştı. Çoğu yer çoktan boştu. Köşeye sinmiş telefonuyla oynayan bir kız dikkatimi çekti ve onun yanı boş olduğundan hemen oraya gittim ve kendimi tanıttım. O da gülümseyerek isminin Damla olduğunu söyledi.
Ardından konu ardından konu açıldı. Gerçekten çok tatlı ve sempatik bir kızdı. Onu şimdiden çok sevmiştim. Bizim muhabbet sürüyorken zil çaldı ve öğretmensınıfa girdi. Gerçekten çok sert bir kadına benziyordu. Gözü beni bulunca “ Sen yeni öğrenci, Selen olmalısın. Ben Gamze Hoca. Okula hoşgeldin’’ Dedi. Bütün gözler benim üzerime çevrilmişti. Hafifçe gülümseyip teşekkür ettim. Bunun ardından hemen derse başladı.
10-15 dakika geçmişti ki kapı çalındı. Hoca “Gir!’’ dediğinde içeri giren mavi gözlerle olduğum yerde kaskatı kesildim. Bu oydu.